Sol Dört İşlem Yapar
-Hakan Öztürk
Öğrenciler Tayyip Erdoğan'ın rektörlerle yaptığı
toplantıyı, "üniversitelerin sorunları sadece rektörlerle
görüşerek çözülmez" diyerek protesto
ettiler. İtirazları haklıydı ama polisin sert bir saldırısına maruz
kaldılar. Bu saldırıyı da orantılı şiddet, orantısız şiddet
kullanımı olarak tartışmaya çalıştı bazı köşe
yazarları. YÖK'e karşı çıkan, üniversitelerde işsiz
bırakılmak üzere beklemeye alındığını sezen genç
insanların itirazına verilebilecek tek cevap olarak "orantılı
şiddet"i uygun bulabildiler. Şiddet olmasın değil, orantılı
şiddet olsun.
Karşılarındaki solcu öğrenciyse her şey müstahaktı.
Aslında bu safkan, liberal bile olmayan sağcıların gönlünden
geçen, şiddetin orantısız olanı, iplerinden boşanmış olanı ama
hadi neyse.
Öğrenciler saldırılara karşı direndiler. Her türlü
belayla karşı karşıya kaldılar. Bütün bunlara rağmen
görüşlerini büyük bir incelikle ortaya koydular. Bu
yaşananlar sonrasında Cumhurbaşkanı Gül konunun içeriğini
boşaltmak üzere harekete geçti. Kendilerinin münasip
bulduğu, majestelerinin öğrencileriyle görüşme peydahladı.
Hepsi de pek bir "sıkıntı" ileticisi idi. Onlar
"öğrenci sıkıntılarını" aktardılar, Cumhurbaşkanı da
not aldırdı.
Bu "23 Nisan öğrenci liderleri" çok iyi tespit
edilmişti. Hele içlerinde Alper Yasin Altınel diye bir kardeşimiz
vardı ki, on numara. Hürmetli hareketler, lider vasfı ve tam bir
kalite. Bunlar zaten "perfect" ama bu arkadaşımız aynı zamanda
bir Jaguar marka araba sahibi. "Öğrenci sıkıntılarını"
aktaracak arkadaşın fazla bir sıkıntısı yok ama mühim değil.
Böyle bir ufak temsil etme uyuşmazlığına takılmamak lazım.
"Benim durumum şimdi iyi olabilir ama belki yarın arabam elimden
gidecek; arabama tepki gösterenler ise daha iyi arabalara
binebilecekler" diyor.
Fırsat eşitliği konusundaki genişliğe bakınız efendim.
Abilerinden-ablalarından kapmış meseleyi. Jaguarı olmayan
arkadaşların "sıkıntı"larını yatıştırıyor. Onların da
daha iyi arabaya binebilme ihtimalleri var. Genç kardeşimizin
düşünebildiği en düşük seviye bu. Araba zaten var da,
daha iyisine binebiliyor muyuz acaba? "Sıkıntı" bu.
Bu insanla, öğrencileri temsilen görüştü
Cumhurbaşkanı. Jaguar sahibi öğrenci Cumhurbaşkanı'nın
sorunlarını bile görüşüyor olabilirdi. "Sayın
Gül makam arabanız yeterli mi?" mesela. Sıkıntı paylaşan
gençlik lideri Gül'e bile asimetrik.
Durum böyleyken, birkaç kişi, kardeşimizin Jaguarı'yla
ilgili hafiften homurdanıyor.
Bunun üzerine Alper Yasin Altınel hemen mağdur konumuna
geçiş yapıyor.
Diyor ki: "İnsanları ekonomik durumuna göre
ötekileştirmeye kimsenin hakkı yok."
Kardeşimiz "ötekileştirmemek" terminolojisini çok
çabuk edinmiş. Bunu solcu arkadaşlarımız da bolca yapıyor. Onu
ötekileştirmeyelim, bunu ötekileştirmeyelim, mümkünse
hiç kimseyi ötekileştirmeyelim. Gül gibi yaşayıp
gidelim.
Sol postmodern zamanlardan sonra böyle oldu. Her şeyi deşeleyen,
tasnif eden, ayrıştıran sol gitti; üstünü örten, her
şeyi eşitleyen, "tatsızlık çıkmasın" solu geldi. Solun
bir kısmı aynen Alper Yasin gibi düşünmeye yatkın.
Halbuki sol, ekonomik durumuna göre ötekileştirir.
Ekonomiyi sadece k‰rlarını yükseltmek için
işletenleri ötekileştirir.
Emeğinin hakkıyla yaşayanlardan yanadır, emeği sömürenlere
ise düşman.
Sol bunu hiçbir zaman affetmez.
Birikim çevresi genel olarak ekonomi konusunu fazla ele almamak
gerektiğini söyler. Hakikaten o cenahın fazla ekonomik sorunu da
yoktur. O nedenle hayat ve teori de öyle olur sanıyorlar. Murat Belge
Abimiz'in ne ekonomik sorunu olacak.
Sorun sadece devletle-sivil toplum gibi sunuyorlar meseleyi. Ama arada
mülk sahibi sınıfları da aramıza katıştırıyorlar. Olmaz! Jaguar
sahibi olanlarla biz yan yana olamayız.
Sol burjuvaziyi toplumun arasından çıkarır.
Sol emekçi sınıfları, sistem karşıtlarını toplar, politik
örgütü toplar.
Sol sömürücüyü ötekileştirir,
sömürülenle sömürüleni saflaştırır,
böler.
Sol düzeni yıkar, faşizmi çarpar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder