Açıklama 37: "Hasan
Balıkçı Niye Öldü?"
13 Ağustos 2010 tarihli Sabah
gazetesinde bu başlığı okuyanlar, yıllardır süren Hasan
Balıkçı davasıyla ilgili yeni bir gelişmeden haberdar
olacaklarını zannettiler. Oysa Sabah Gazetesi'nin niyeti, Hasan
Balıkçı'nın kaçak elektrik çetelerine karşı
yaşamı pahasına verdiği mücadeleyi istismar ederek,
özelleştirme adı altındaki talanı meşrulaştırmakmış.
Hasan Balıkçı Kimdir ve Niçin
Öldürülmüştür?
Sabah gazetesi bu soruyu sorup yanıtlayabilecek en son kuruluşlardan biri
bile değildir. Onların yolu Hasan Balıkçı gibi devrimci
mühendis, mimar ve plancıların yoluyla tek bir noktada dahi
çakışmamaktadır. Bunu Hasan Balıkçı'nın
yaşamının tamamında görebilirsiniz.
Hasan, 8 çocuklu yoksul bir ailenin çocuğu olarak
öğrenciliği boyunca tarlalarda ırgat olarak çalışırken,
üniversite yıllarında bir kablo fabrikasında ter dökerken
hiçbir zaman sizlerin yanında değil, emekçi halkının
yanında oldu.
Hasan'ın yolu; parası olanın okuyabildiği kolejlerde veya yurt
dışında öğrenim gören çocuklarınızın değil;
üniversite yıllarında, faşist-gerici eğitime karşı çıkan,
parasız ve herkese eşit eğitim hakkını savunan, üniversitelerdeki
YÖK uygulamalarıyla mücadele eden öğrencilerin yolu
olmuştur.
Hasan'ın yolu; yoksulluk içinde yaşayan gecekondu
mahallelerinden, her tür güvenceden yoksun, karın tokluğunu bile
karşılamayan ücretlerle çalışan işçilerin grev
çadırlarından, emeğinin karşılığını hiçbir şekilde
alamayan köylülerden, köylerinden sürülen, her
türlü milliyetçi-faşist saldırıya maruz kalan Kürt
halkının yolundan geçmiştir.
Peki sizin yolunuz nereden geçiyor?
Arkanızda siyasal iktidarlar, "vatan/millet"
çığlıkları altında, "yurt dışında yatırım yapan en
büyük şirketler" sıralamasında
üçüncülük "payesiyle" yolunuzun
nereden geçtiği belli değil mi?
Hasan, hiçbir zaman böylesi payeler peşinde koşmadı. Onun en
büyük payesi özelleştirme sonucunda işten atılan
işçilerle dayanışması ve onların güveni oldu.
Sizin yolunuz "en büyük 100 şirket" sıralamasındaki
yerinizi "yükseklere" çıkarmak için gece
gündüz "bu ülkeyi nasıl daha fazla talan ederiz"
diyenlerin yoluyken; Hasan yüreğindeki insan sevgisi, beynindeki
bilimsel dünya görüşü ile "halkımızı kısa
zamanda sizlerin elinden nasıl kurtarabiliriz" mücadelesi
içinde olanların yolundaydı.
Hasan kaçak elektrik kullananlara karşı mücadelenin yanında
oldu; ulaşım, su, eğitim, sağlık, haberleşme gibi elektrik enerjisinin
de bir insan hakkı olduğunu, temiz, ucuz (hatta ücretsiz) ve kaliteli
bir şekilde tüm halkımıza sağlanması gerektiğini savundu.
Elektriğin üretim, iletim ve dağıtımı, amacı yalnızca daha fazla
kâr olan sermayenin elinde olursa halkın daha da
sömürüleceğini bilen Hasan, İstanbul Anadolu Yakası
elektrik dağıtımı AKTAŞ şirketine devredildiğinde, Elektrik
Mühendisleri Odası ve diğer demokratik kitle örgütlerinin
özelleştirme karşıtı mücadelesine EMO Adana Şubesi
bünyesinde elinden gelen katkıyı verdi.
Bir kez daha hatırlatalım ki Hasan o dönemde, "kaçak
elektriğe karşı mücadele veriyoruz" diyerek gecekondulardaki
halkı işaret edenlere aldırmamış, kaçağın en büyük
olduğu yerlere, şirketlere, fabrikalara yönelmiştir.
Kısa sürede bunun sonuçları da alınmıştır. Örneğin
2001 yılında Adana'da yıllık 1.4 trilyon TL olarak
görünen elektrik tahsilatı 2002 yılında 3 trilyon TL'ye
ulaşmıştı. Balıkçı bu yüzden birçok tehdit
almıştır. Tehditlerle yetinmeyenler Hasan'ı yıldırmak için
Urfa'ya sürdürmüşler, sonra da katletmişlerdir.
Onu katledenler Sabah gazetesiyle aynı amacı, talan ve vurgun
amacını taşıyanlardır.
Bugün Hasan'ın ideallerini sürdürenler olarak
soruyoruz: Özelleştirilmeler sonucunda bugüne kadar elde edilen
35-40 milyar dolar nerelere harcandı? Halkın yararına yapılmış en ufak
bir uygulama gösterebilir misiniz? ATV'de sendikalı oldukları
için işten atılan ve grevlerini aylardır sürdüren basın
emekçileri gibi, özelleştirmeler sonucunda işsiz kalan binlerce
işçi ortadayken, "Özel sektör istihdam
yaratıyor" yalanınıza ne demeli? Siz olsa olsa
örgütsüz, boynu bükük, her ücrete (hatta
ücretsiz) çalışacak, mesaisi, hakkı olmayacak kölelerden
oluşmuş "istihdamlar" yaratırsınız.
"Yapılması gereken ve devletin kaynak eksikliği nedeniyle
gerçekleştiremediği yatırımların özel sektör
tarafından yapılması sağlanacak" yalanını ise yüzlerce
kez dinledik. Bir kez daha soralım: 2000-2005 tarihleri arasında elektrik
enerjisinde yıllık 2500 MW'lık yatırım yapılması gerekirken,
özel sektörün bu 5 yıllık sürede sadece 800
MW'lık yatırım yapması örneği karşımızda dururken
"özel sektör yatırım yapacak" yalanına
inanılmasını mı bekliyorsunuz? Özel sektörün kârlı
bulmayacağı hiçbir yatırıma el atmayacağını bilmek için
"ekonomist" olmaya gerek yok.
"Biz vatandaşlar daha düşük vergi
ödeyecek"mişiz! Bu ülkede emeğiyle çalışıp da
vergisini vermeyen, muhasebe oyunlarıyla zarar eden, bırakın vergi
vermeyi, "teşvik" adı altında üste para alan bir
emekçi gösterebilir misiniz? Ama "yatırım
yapıyoruz", "istihdam yaratıyoruz", "ithalatı
artırıyoruz" sözlerini dilinden düşürmeyerek,
"KDV iadeleri, vergi teşvikleri" vb. adlar altında devletten
"vergi" alanları çok iyi biliyoruz.
"Vatandaşların daha iyi hizmet alması"na gelince, İstanbul
Anadolu Yakası halkına AKTAŞ'tan nasıl "iyi" hizmet
aldıklarını sorabilirsiniz!
Biz devrimci mimar ve mühendisler olarak çıkarlarınız
için her yolu deneyip, gerçekleri çarpıtmanıza,
değerlerimizi istismar etmenize sessiz kalmayacağız.
"Hasan Balıkçı niye öldü?" diye soranlara
cevabımız şudur: Hasan Balıkçı ölmedi, Hasan
Balıkçıları öldüremezsiniz. Hasan Balıkçılar
hayatı ve mücadelesi ile sizin çıkarlarınıza barikat kurmaya
devam edecektir!
Hasan Balıkçı Ölümsüzdür!
Hasan Balıkçı'nın Mücadelesi Yolumuzu Aydınlatmaya Devam
Ediyor!
Mühendislik, Mimarlık ve Planlamada
Artı İvme Dergisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder