11 Ağustos 2010 Çarşamba

'Tarlabaşı projesinden vazgeçilsin'

'Tarlabaşı projesinden
vazgeçilsin'

İSTANBUL - İstanbul
Tarlabaşı Mülk Sahipleri ve Kiracıları Kalkındırma ve Sosyal
Yardımlaşma Derneği adı altında dernek kuran semt sakinleri, İzmir
Barosuna kayıtlı Avukat Barış Kaşka aracılığıyla Tarlabaşı'nda
yıkımına başlanacak binaların yıkımının durdurulması için
merkezi Paris'te bulunan UNESCO'ya
başvurdu.        

Kaşka, Beyoğlu Belediyesi'nin Tarlabaşı
semtindeki, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz
Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması
Hakkındaki Kanuna dayanan uygulamalarının bölgedeki ''eşsiz 209
tarihi binayı yok etme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını'',
mülk sahiplerini de mağdur ettiğini öne
sürdü.       

Belediyenin, anlaştığı mülk sahiplerine
ait binaların yıkımına kısa sürede başlayacağını
öğrendiklerini kaydeden Kaşka, ''Beyoğlu Belediyesi, eşsiz tarihi
binaları otel ve alışveriş merkezi yapmak için eşsiz Levanten
mimarisine sahip 209 binayı yıkacak. Yıkımın İstanbul'un
kültür başkenti olduğu bir yılda olması da
düşündürücü'' dedi.beyğlu belediyesi,barış
kaya,

 

''KORUMANIN İLK ŞARTI
YAŞATMAKTIR''

Kaşka, dünya kültürel mirasın korunması ve
geliştirilmesinde en üst uluslararası kurum niteliğinde olması,
üye ülkeler üzerinde bir denetim görevi üstlenmesi
nedeniyle UNESCO'ya başvurduklarını
bildirdi.       

Hazırladıkları dosyada çeşitli
üniversitelerden araştırma ve öğretim görevlilerine ait,
kentsel dönüşüm projelerindeki sorunları irdeleyen,
Tarlabaşı semtinin tarihi değerini ortaya koyan tezlere ve projeye
karşı çıkan mimarların görüşlerine yer verdiklerini
dile getiren Kaşka, dosyanın bir örneğini de merkezi Ankara'da
bulunan UNESCO Türkiye Milli Komitesine gönderdiklerini
söyledi.       

Kaşka, mevcut kentsel dönüşüm
projesinden bir an önce vazgeçilmesini istediklerini belirterek,
şöyle konuştu:       

''Tarlabaşı'nın ihtiyacı, toplum odaklı bir
dönüşümdür. Bu da ancak oranın farklı
kültürel değerlere ve anlayışa sahip halkını eğitmekten ve
hayat kalitesini yükseltmekten geçer. Yoksa tarihi binaları
yıkmak ve çok düşük bedelle mülk sahiplerinin
mülkünü kamulaştırmak asla bir koruma ve
dönüşüm olamaz. Korumanın ilk şartı yaşatmaktır.
Mekanları asıllarıyla, ruhlarıyla zamanı algılatan tüm izleri ve
yansımalarıyla koruyarak yaşatabilirsiniz. Bu Tarlabaşı'nda
yapılmıyor. Birçok tarihi bina alışveriş merkezi yapmaya uygun
olmadığı için yıkılacak, birçoğunun da ön
yüzü sabit tutularak üstüne modern betonarme katlar
çıkılacak. Bu uygar bir dünyanın tercih ettiği,
uyguladığı, mimari koruma tarzı değildir. Bu tür anlayışı UNESCO
şiddetle reddetmektedir.''

 

Kaynak. ntvmsnbc

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder