GGH: Tarım Bakanı'na
Güvenmiyoruz
Çok sayıda GDO'lu
ürünün girişine izin veren Tarım Bakanlığı'nı
samimiyetsizlikle ve gayri ciddilikle suçlayan Sağlık ve Gıda
Güvenliği Hareketi Başkanı Kemal Özer; "Geçtiğimiz
yıl GDO tartışmaları yoğunlaştığında, Tarım Bakanı Mehdi Eker,
"GDO'lu ürünlere ben de karşıyım,
şüpheyle yaklaşıyorum. Doğanın dengesinin bir hikmeti var,
müdahaleyi doğru bulmam. Bilerek GDO'lu ürün
yemem" demişti.
GDO'YA VİZE
Tarım Bakanlığı bünyesinde kurulan ve GDO'nun
ülkemizde serbest dolaşımı için vize verme kurumu olan
sözde Bilimsel Komite; ilk icraat olarak geçen ay 17 GDO'lu
mısırdan 16'sının ithaline izin vermişti. Tüm dünyada
GDO'nun zararları konusunda vicdan sahiplerinden yükselen
çığlığı görmezlikten gelen taşeron kurul, GDO'lu
mısırların gıda amaçlı tüketilmesinde ve hayvan yemi olarak
kullanılmasında hiçbir sakın olmadığı fetvasını vermeyi de
sürdürüyor.
ülkemizde serbest dolaşımı için vize verme kurumu olan
sözde Bilimsel Komite; ilk icraat olarak geçen ay 17 GDO'lu
mısırdan 16'sının ithaline izin vermişti. Tüm dünyada
GDO'nun zararları konusunda vicdan sahiplerinden yükselen
çığlığı görmezlikten gelen taşeron kurul, GDO'lu
mısırların gıda amaçlı tüketilmesinde ve hayvan yemi olarak
kullanılmasında hiçbir sakın olmadığı fetvasını vermeyi de
sürdürüyor.
Şimdi de 9 çeşit mısır, 3 çeşit soya, 3
çeşit kanola, 6 çeşit pamuk, 1 çeşit şekerpancarı,
1 çeşit maya, 1 çeşit patates, 1 çeşit bakteri
biyokütlesi olmak üzere, toplam 25 çeşit GDO'lu
(genetiği değiştirilmiş) ürünün ithalatına izin
verdi.
çeşit kanola, 6 çeşit pamuk, 1 çeşit şekerpancarı,
1 çeşit maya, 1 çeşit patates, 1 çeşit bakteri
biyokütlesi olmak üzere, toplam 25 çeşit GDO'lu
(genetiği değiştirilmiş) ürünün ithalatına izin
verdi.
HALKA GDO'YU YASAKLACAĞIZ DEDİLER ANCAK SERBEST
BIRAKTILAR
BIRAKTILAR
Halka, yukarıdakileri söyleyen Tarım Bakanı Mehdi Eker,
'Biyogüven(siz)lik Yasası' öncesinde, kapalı kapılar
ardındaki görüşmelerde ve geçtiğimiz yıl medya
yöneticileri ile İstanbul'da yaptığı (6 Kasım 2009)
kahvaltılı toplantıda kameraları kapattırarak; "Biz, bu
mevzuatı kısıtlama yapmak için getirdik. Hiç bir kısıtlama
yoktu. Serbestçe giriyordu. Şimdi kontrol altına alıyoruz.
Uluslararası ticaret kuralları, keyfe göre düzenlemelere
yaptırımlar getiriyor" itirafında bulunmuştu.
'Biyogüven(siz)lik Yasası' öncesinde, kapalı kapılar
ardındaki görüşmelerde ve geçtiğimiz yıl medya
yöneticileri ile İstanbul'da yaptığı (6 Kasım 2009)
kahvaltılı toplantıda kameraları kapattırarak; "Biz, bu
mevzuatı kısıtlama yapmak için getirdik. Hiç bir kısıtlama
yoktu. Serbestçe giriyordu. Şimdi kontrol altına alıyoruz.
Uluslararası ticaret kuralları, keyfe göre düzenlemelere
yaptırımlar getiriyor" itirafında bulunmuştu.
KEMAL KILIÇDAROĞLU SÖZÜNDE
DURMADI
DURMADI
Zaman; en samimi ve güçlü tepkiyi ortaya koyan
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'ni haklı çıkarmakla
kalmamış aynı zamanda "GDO'yu yasaklıyoruz.
GDO'ya karşıyım. GDO'yu sokmayacağız" gibi
ifadeler kullanan siyasetçilerin, gerçek yüzünü
herkesin görmesini de sağlamıştır. Artık her şey ortadadır ve
kral çırılçıplaktır. Sözde 'Biyogüvenlik
Yasası' olan GDO yasasını 'Anayasa Mahkemesi'ne
götüreceğiz' sözünü veren Kemal
Kılıçdaroğlu ise konu GDO olunca, Anayasa Mahkemesi'nin
yolunu bilememiş ve sözünde durmayarak, Tarım Bakanı'nın
uygulamalarına alenen destek vermiştir.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'ni haklı çıkarmakla
kalmamış aynı zamanda "GDO'yu yasaklıyoruz.
GDO'ya karşıyım. GDO'yu sokmayacağız" gibi
ifadeler kullanan siyasetçilerin, gerçek yüzünü
herkesin görmesini de sağlamıştır. Artık her şey ortadadır ve
kral çırılçıplaktır. Sözde 'Biyogüvenlik
Yasası' olan GDO yasasını 'Anayasa Mahkemesi'ne
götüreceğiz' sözünü veren Kemal
Kılıçdaroğlu ise konu GDO olunca, Anayasa Mahkemesi'nin
yolunu bilememiş ve sözünde durmayarak, Tarım Bakanı'nın
uygulamalarına alenen destek vermiştir.
İTHALATI DEVLET YAPIYORMUŞ
Herkes açıkça görüyor ki; kendilerine
layık görmedikleri GDO'lu ürünleri, 'Bilim
Kurulu' kılıfıyla, topluma yedirmekte bir sakınca
görmüyorlar. Eski Tarım Bakanı Sami Güçlü ve
Hüsnü Yusuf Gökalp, eski müsteşar yardımcısı Hasan
Ekiz, eski TMO Genel Müdürü İsmail
Kemaloğlu'nun itiraflarında da olduğu gibi, GDO'lu
ürünler uzun zamandır ülkemize yasak olsa da serbestçe
giriyordu. Üstelik ithalatçılardan en büyüğü
bizatihi kamu kurumlarıydı.
layık görmedikleri GDO'lu ürünleri, 'Bilim
Kurulu' kılıfıyla, topluma yedirmekte bir sakınca
görmüyorlar. Eski Tarım Bakanı Sami Güçlü ve
Hüsnü Yusuf Gökalp, eski müsteşar yardımcısı Hasan
Ekiz, eski TMO Genel Müdürü İsmail
Kemaloğlu'nun itiraflarında da olduğu gibi, GDO'lu
ürünler uzun zamandır ülkemize yasak olsa da serbestçe
giriyordu. Üstelik ithalatçılardan en büyüğü
bizatihi kamu kurumlarıydı.
TOHUMDA YÜZDE 100 DIŞA BAĞIMLILIK
Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın resmi verilerine
göre yılda 17.618.000 dolar tohum ihraç eden Türkiye,
2009'da 132.214.000 dolarlık hibrit veya GDO'lu tohum ithal
etmiştir. Mesela şekerpancarı tohumunun yüzde 100'ü,
GDO'cu Syngenta ve KWS firmalarından ithal edilmektedir. Üstelik
ithalat yapan hem kamu hem de özel sektördür. Tohum sorununa
çözüm üretmek yerine, GDO'yu
'Biyogüvenlik' maskesiyle yasallaştırmışlar; 0,9 maskesi
ya da AB uyumu, Dünya Ticaret Örgütü dayatması veyahut
da 'yemlerdeki GDO et, süt ve yumurtaya geçmez'
şeklindeki gerçek dışı beyanla, GDO'lu ürünlerin
ülkeye girişine sorumsuzca izin verir hale gelmişlerdir.
göre yılda 17.618.000 dolar tohum ihraç eden Türkiye,
2009'da 132.214.000 dolarlık hibrit veya GDO'lu tohum ithal
etmiştir. Mesela şekerpancarı tohumunun yüzde 100'ü,
GDO'cu Syngenta ve KWS firmalarından ithal edilmektedir. Üstelik
ithalat yapan hem kamu hem de özel sektördür. Tohum sorununa
çözüm üretmek yerine, GDO'yu
'Biyogüvenlik' maskesiyle yasallaştırmışlar; 0,9 maskesi
ya da AB uyumu, Dünya Ticaret Örgütü dayatması veyahut
da 'yemlerdeki GDO et, süt ve yumurtaya geçmez'
şeklindeki gerçek dışı beyanla, GDO'lu ürünlerin
ülkeye girişine sorumsuzca izin verir hale gelmişlerdir.
TÜKETİCİ, TÜKETMEME HAKKINI KULLANMALI
Gıda Hareketi, ülkeyi yolgeçen hanına çeviren
Tarım Bakanlığı ve samimiyetsizlikte kendileri ile yarışanları
kınıyor; tüketicileri, mısır ve mısır nişastası, unu, glikozu ve
mısırözü yağı gibi mısır ürünlerini, soya unu, soya
lesitini ve soya yağı gibi soyalı ürünleri, kanola yağını,
pamuk yağını, şeker pancarından elde edilmiş rafine beyaz ve kahverengi
şekeri ve şekerli ürünleri, hamur mayalarını, patates ve
patatesli ürünleri tüketmemeye çağırır. Ruh ve beden
sağlığına önem veren, inançlarına saygısı olan,
ülkesinin geleceğini korumak isteyen tüketicilerin, bu
çağrıya kulak vereceklerinden kuşkumuz yoktur" dedi.
Tarım Bakanlığı ve samimiyetsizlikte kendileri ile yarışanları
kınıyor; tüketicileri, mısır ve mısır nişastası, unu, glikozu ve
mısırözü yağı gibi mısır ürünlerini, soya unu, soya
lesitini ve soya yağı gibi soyalı ürünleri, kanola yağını,
pamuk yağını, şeker pancarından elde edilmiş rafine beyaz ve kahverengi
şekeri ve şekerli ürünleri, hamur mayalarını, patates ve
patatesli ürünleri tüketmemeye çağırır. Ruh ve beden
sağlığına önem veren, inançlarına saygısı olan,
ülkesinin geleceğini korumak isteyen tüketicilerin, bu
çağrıya kulak vereceklerinden kuşkumuz yoktur" dedi.
Gıda Güvenliği Hareketi, 3 Ağustos 2010,
http://www.gidahareketi.org/
http://www.gidahareketi.org/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder