"Özgür ve Yaratıcı":
Botero / Temel Demirer
TEMEL DEMİRER
"Kişisel serüvenleri
olmayanlar,
olmayanlar,
başkalarınınkiyle
yaşarlar…"[1]
yaşarlar…"[1]
Elbette bilmek, insanın en ağır
yüküdür; ancak yapmak ve yaratmak da
öyle…
yüküdür; ancak yapmak ve yaratmak da
öyle…
İnsan olmak; yaratmak ve mücadele etmekle; yani
böylesi bir "yüke" talip olan serüvenle
mümkündür…
böylesi bir "yüke" talip olan serüvenle
mümkündür…
Abartılı ya da "tombul"
figürleriyle müsemma Fernando Botero Angulo da,
sözünü ettiğim serüvenin
yolcularından…
figürleriyle müsemma Fernando Botero Angulo da,
sözünü ettiğim serüvenin
yolcularından…
Politikada olduğu gibi sanatta da pozisyon almanın
önemli olduğunu söyleyen Botero'nun, "Şişman
güzeldir" şiarıyla ürettiği yapıtlarında dans eden mutlu
şişmanlar da vardır, Ebu Garib'in acı çekenleri
de...
önemli olduğunu söyleyen Botero'nun, "Şişman
güzeldir" şiarıyla ürettiği yapıtlarında dans eden mutlu
şişmanlar da vardır, Ebu Garib'in acı çekenleri
de...
Kanımca Onu önemli kılan özellik de
budur; yani bütün bir hayatı kucaklama
çabası…
budur; yani bütün bir hayatı kucaklama
çabası…
* * * * *
Aslı sorulursa, alışılagelmiş estetik ve
güzellik anlayışını kökünden sarsan Botero'nun
eserleri biz(ler)e, Ernestro Che Guevara'nın, "Bir şey yapmak
için onu sevmelisiniz. Bir şeyi sevmek için ona delice
inanmalısınız," sözlerini anımsatır…
güzellik anlayışını kökünden sarsan Botero'nun
eserleri biz(ler)e, Ernestro Che Guevara'nın, "Bir şey yapmak
için onu sevmelisiniz. Bir şeyi sevmek için ona delice
inanmalısınız," sözlerini anımsatır…
Örneğin "Botero 'şişman insan
ressamı'na indirgenmeyecek kadar da zengin bir sanatçı:
Abartı ve fantastik olana eğilimli Latin Amerika kültürü
kökeni ile Avrupa kültürünü birleştirerek
resimlerine karakteristik bir özellik katan 1932 Kolombiya doğumlu
sanatçı, sanat tarihinin ustalarına 'parodi'ler,
ölüdoğa tabloları, zengin renk kullanımı ve özellikle son
dönemlerde Ebu Garib Hapishanesi'ndeki işkence sahneleri ve
Kolombiya'daki askerî darbe gibi siyasi olayları resmettiği
tablolarıyla çağın en ilginç isimlerinden biri…
ressamı'na indirgenmeyecek kadar da zengin bir sanatçı:
Abartı ve fantastik olana eğilimli Latin Amerika kültürü
kökeni ile Avrupa kültürünü birleştirerek
resimlerine karakteristik bir özellik katan 1932 Kolombiya doğumlu
sanatçı, sanat tarihinin ustalarına 'parodi'ler,
ölüdoğa tabloları, zengin renk kullanımı ve özellikle son
dönemlerde Ebu Garib Hapishanesi'ndeki işkence sahneleri ve
Kolombiya'daki askerî darbe gibi siyasi olayları resmettiği
tablolarıyla çağın en ilginç isimlerinden biri…
Yapıtlarında Latin Amerika köklerinden ve Latin
insanlarını tuvallerine aktarmaktan hiç vazgeçmiyor.
Büyük ustalardan, yaşayışlarından ve yapıtlarından etkilense
de kendi tarzını baskın bir biçimde ortaya koyan sanatçı,
tanıyanlar tarafından da tevazu sahibi olarak nitelendiriliyor. Peki nedir
bu 'Botero tarzı?', 'Hacimlerin Efendisi' olarak
tanımlanan Botero, estetik ve güzelliğin hacimle de mümkün
olabildiğini gösteriyor bizlere.
insanlarını tuvallerine aktarmaktan hiç vazgeçmiyor.
Büyük ustalardan, yaşayışlarından ve yapıtlarından etkilense
de kendi tarzını baskın bir biçimde ortaya koyan sanatçı,
tanıyanlar tarafından da tevazu sahibi olarak nitelendiriliyor. Peki nedir
bu 'Botero tarzı?', 'Hacimlerin Efendisi' olarak
tanımlanan Botero, estetik ve güzelliğin hacimle de mümkün
olabildiğini gösteriyor bizlere.
Özellikle kadınların sadece incecik oldukları
zaman seksi ya da güzel olmadıklarını, hacimli-tombul insanların da
sınır tanımayacağını gözler önüne seriyor. 'XIV.
yüzyılda İtalyan sanatçılar başlatmıştı hacim temasını
ele almayı ama XX. yüzyılda hep göz ardı edildi, yok oldu.
Renkler, kompozisyon elbette ki önemli, bence hacim de bir o kadar
gerekli. Abartılı olabilir yaptıklarım ama canlılık unsurunu böyle
veriyorum. Figür çizmek istemiyorum, sadece hacim vermek
istiyorum,' sözleriyle de tarzını açıklıyor
Botero…
zaman seksi ya da güzel olmadıklarını, hacimli-tombul insanların da
sınır tanımayacağını gözler önüne seriyor. 'XIV.
yüzyılda İtalyan sanatçılar başlatmıştı hacim temasını
ele almayı ama XX. yüzyılda hep göz ardı edildi, yok oldu.
Renkler, kompozisyon elbette ki önemli, bence hacim de bir o kadar
gerekli. Abartılı olabilir yaptıklarım ama canlılık unsurunu böyle
veriyorum. Figür çizmek istemiyorum, sadece hacim vermek
istiyorum,' sözleriyle de tarzını açıklıyor
Botero…
Hacim denilince sadece insanlar gelmesin akıllara;
Botero bu formu, canlı cansız tüm figürlerinde
kullanıyor."[2]
Botero bu formu, canlı cansız tüm figürlerinde
kullanıyor."[2]
* * * * *
1944 yılından beri resim yapan Botero, 19 Ağustos
1932 Antioquia doğumlu.
1932 Antioquia doğumlu.
Gençlik yıllarında boğa güreşçisi
olmak istiyor ve doğduğu şehir Medellin'de bir matador kursuna
gidiyor. Ama 300 kiloluk bir boğa kendisine çarpınca bu sevdadan
vazgeçiyor, ressamlığa ve heykelciliğe soyunuyor. Ve bir boğa
güreşçisini resmederek, ilk yağlı boya çalışmasını
gerçekleştiriyor.
olmak istiyor ve doğduğu şehir Medellin'de bir matador kursuna
gidiyor. Ama 300 kiloluk bir boğa kendisine çarpınca bu sevdadan
vazgeçiyor, ressamlığa ve heykelciliğe soyunuyor. Ve bir boğa
güreşçisini resmederek, ilk yağlı boya çalışmasını
gerçekleştiriyor.
Şişman ve yuvarlak hatlar çizmesi ile
ünlü olan ressamın yine aynı formatta heykelleri de
bulunuyor.
ünlü olan ressamın yine aynı formatta heykelleri de
bulunuyor.
Bugün 78 yaşında ve hâlâ
üretmeye devam ediyor.
üretmeye devam ediyor.
"Kolombiya dışında bir yerde doğsaydım,
böyle hayat dolu resimler yapamazdım… Bence resim sanatında
özgür, düşsel, yenilikçi parametrelerin geçerli
olduğu bir şeyler yaratmak önemli. Mesele, klasik kurallara uygun
düşen türden bir güzellik yaratmak değil. Amaç,
yapıtların insanları şaşırttığı, insanlarda şaşkınlık
uyandırdığı bir aşamaya varmak olmalı. Önemli olan,
bütün o coşkunluk ve çarpıtmaların ortasında, dinginlik
ve dengeyi dile getiren bir şeyler bulmak" diyen ve "Kendini
bile şişman çizen"[3] O,
"Curcunanın içinde, 'güzeli'
görüyor."[4]
böyle hayat dolu resimler yapamazdım… Bence resim sanatında
özgür, düşsel, yenilikçi parametrelerin geçerli
olduğu bir şeyler yaratmak önemli. Mesele, klasik kurallara uygun
düşen türden bir güzellik yaratmak değil. Amaç,
yapıtların insanları şaşırttığı, insanlarda şaşkınlık
uyandırdığı bir aşamaya varmak olmalı. Önemli olan,
bütün o coşkunluk ve çarpıtmaların ortasında, dinginlik
ve dengeyi dile getiren bir şeyler bulmak" diyen ve "Kendini
bile şişman çizen"[3] O,
"Curcunanın içinde, 'güzeli'
görüyor."[4]
* * * * *
Botero'nun sanatı, sanatın tarihinden
çeşitli referansları açık bir dille kullanarak
köklerine bağlılığı ortaya koyar.
çeşitli referansları açık bir dille kullanarak
köklerine bağlılığı ortaya koyar.
Botero'yu ünlü bir ressam yapan, daha
çok sanat tarihinin içinden seçtiği, ünlü
sanatçıların başyapıtlarını kendi üslubuyla ele aldığı
resimler.
çok sanat tarihinin içinden seçtiği, ünlü
sanatçıların başyapıtlarını kendi üslubuyla ele aldığı
resimler.
Bunlar arasında Leonardo da Vinci'nin 'Mona
Lisa'sı, Manet'nin 'Kırda Öğle Yemeği',
Edgar Degas'nın 'Balerinler'i, Jan Van Eyck'ın
'Arnolfini'nin Düğünü', Velasquez'in
'Nedimeler'i yer alıyor.
Lisa'sı, Manet'nin 'Kırda Öğle Yemeği',
Edgar Degas'nın 'Balerinler'i, Jan Van Eyck'ın
'Arnolfini'nin Düğünü', Velasquez'in
'Nedimeler'i yer alıyor.
Etine dolgun, tırnakları kırmızı ojeli,
1950'lerden kalma burjuva kadınlarını, İspanyol
Çingenelerini, boğa güreşçilerini, çamaşır
yıkayıp kedi seven sıradan ev kadınlarını resmeden Botero, son
çalışmalarında çizgisinin dışına çıktı ve
kendisini derinden etkilediğini söylediği Ebu Garib işkencelerini
resmetti.
1950'lerden kalma burjuva kadınlarını, İspanyol
Çingenelerini, boğa güreşçilerini, çamaşır
yıkayıp kedi seven sıradan ev kadınlarını resmeden Botero, son
çalışmalarında çizgisinin dışına çıktı ve
kendisini derinden etkilediğini söylediği Ebu Garib işkencelerini
resmetti.
Ebu Garib resimleri için Botero,
gördüğü fotoğraflardan sonra öyle sarsılmış ki,
"O hâldeyken başka bir şeyin resmini yapamazdım,"
diyor.
gördüğü fotoğraflardan sonra öyle sarsılmış ki,
"O hâldeyken başka bir şeyin resmini yapamazdım,"
diyor.
Botero'nun bu örnek tavrı, hepimize bir kez
daha "İnsanlar geçmişte olanlardan kendilerini suçlu
değil, sorumlu hissetmeli. Tarih yalnızca zaferlerden ibaret değil. Bu,
bütün toplumlar için geçerli. Hepimizin tarihinde
karanlık sayfalar var. Bunları soğukkanlı bir biçimde ele almak
herkesi ileri götürür," diyen Günter
Grass'ın vurgusunu anımsatıyor…
daha "İnsanlar geçmişte olanlardan kendilerini suçlu
değil, sorumlu hissetmeli. Tarih yalnızca zaferlerden ibaret değil. Bu,
bütün toplumlar için geçerli. Hepimizin tarihinde
karanlık sayfalar var. Bunları soğukkanlı bir biçimde ele almak
herkesi ileri götürür," diyen Günter
Grass'ın vurgusunu anımsatıyor…
Yapıtlarında figürlü kompozisyonları
kullanmasının yanı sıra natürmortlar da yapar. Ayrıca siyasi ve
politik konularda da söyleyecekleri vardır sanatçının.
kullanmasının yanı sıra natürmortlar da yapar. Ayrıca siyasi ve
politik konularda da söyleyecekleri vardır sanatçının.
Botero'nun sanatında Latin Amerika folkloru da
önemli bir yer kaplar.
önemli bir yer kaplar.
Yerel unsurlar mümkün olduğunca yer bulur
resimlerinde. Konu olarak bakılacak olursa; sokaklar, evler, yaşantılar ve
dans bu konular arasında önde gelir.
resimlerinde. Konu olarak bakılacak olursa; sokaklar, evler, yaşantılar ve
dans bu konular arasında önde gelir.
Avrupa'da gördüğü sanat
eğitiminden sonra resimleri Velazquez, Ingres, Delacroix, Courbet gibi
isimlerden etkilenir. Rönesans'da bu etkide önemli bir yer
kaplar.
eğitiminden sonra resimleri Velazquez, Ingres, Delacroix, Courbet gibi
isimlerden etkilenir. Rönesans'da bu etkide önemli bir yer
kaplar.
Heykelleri genellikle büyük boyutludur.
Kullandığı malzeme ise çoğu zaman mermerken bazen bronzu da
kullanır. Dünyanın önemli şehirlerinde ve önemli
meydanlarda heykelleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Champs
Elysées'te (Paris), Palazzo Pitti'nin önünde
(Floransa), Park Avenue (New York)'dedir.
Kullandığı malzeme ise çoğu zaman mermerken bazen bronzu da
kullanır. Dünyanın önemli şehirlerinde ve önemli
meydanlarda heykelleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Champs
Elysées'te (Paris), Palazzo Pitti'nin önünde
(Floransa), Park Avenue (New York)'dedir.
Özetle "Botero'nun yapıtları,
gizemli, tedirgin edici bir yön barındırır içlerinde; bu
resimleri bir gerilim atmosferi kuşatır. Kendilerine özgü bir
biçimde, tatlı, incelikli bir alay ortaya koyar, meraklı bakışı
ele geçirirler. Sanatçının dünyasının derinlerine
inildiğinde -dünyadan söz etmek durumundayız,
çünkü sanatçının bakışı, yaşamı
bütün nüanslarıyla kucaklayarak, yalnızca yapıtlarındaki
kişileri değil, hayvanları, ölüdoğayı, manzarayı da biraraya
getirir ve tek bir birleştirici görü içinde
dönüştürür-, başlangıçta büyük bir
etkisi olan karikatür öğesi, sanatçının yapıtına
ilişkin son derece sınırlayıcı ve kısmi bir yorum anahtarı sunduğu
için kendiliğinden yok olur." size="2">[5]
gizemli, tedirgin edici bir yön barındırır içlerinde; bu
resimleri bir gerilim atmosferi kuşatır. Kendilerine özgü bir
biçimde, tatlı, incelikli bir alay ortaya koyar, meraklı bakışı
ele geçirirler. Sanatçının dünyasının derinlerine
inildiğinde -dünyadan söz etmek durumundayız,
çünkü sanatçının bakışı, yaşamı
bütün nüanslarıyla kucaklayarak, yalnızca yapıtlarındaki
kişileri değil, hayvanları, ölüdoğayı, manzarayı da biraraya
getirir ve tek bir birleştirici görü içinde
dönüştürür-, başlangıçta büyük bir
etkisi olan karikatür öğesi, sanatçının yapıtına
ilişkin son derece sınırlayıcı ve kısmi bir yorum anahtarı sunduğu
için kendiliğinden yok olur." size="2">[5]
Bunlarla birlikte Botero'ya yönelik en
büyük eleştiri, genelde hep güzel olanı, iyi olanı
resmettiği. "Hoş olanı resmediyorsun, fuhuş yaptığını
söylüyorlar. Kötü olanı resmediyorsun, bu sefer de
abartıya kaçtığını iddia ediyorlar" diyerek savunuyor
kendini ve ekliyor: "Sanat tarihine baktığınızda, büyük
sanatçılar hep güzel olanı çizmişlerdir!"
büyük eleştiri, genelde hep güzel olanı, iyi olanı
resmettiği. "Hoş olanı resmediyorsun, fuhuş yaptığını
söylüyorlar. Kötü olanı resmediyorsun, bu sefer de
abartıya kaçtığını iddia ediyorlar" diyerek savunuyor
kendini ve ekliyor: "Sanat tarihine baktığınızda, büyük
sanatçılar hep güzel olanı çizmişlerdir!"
* * * * *
Nihayetinde Bacon'un, "Sanat,
doğaya eklenmiş insandır" ve Albert Camus'nün,
"Sanat hem bir coşma, hem bir yadsıma işidir," sözlerini
bir kez daha doğrulayan sanatıyla Fernando Botero hakkında
diyeceklerimizi, Ondan altı çizilmesi gereken satırlara
bırakalım:
doğaya eklenmiş insandır" ve Albert Camus'nün,
"Sanat hem bir coşma, hem bir yadsıma işidir," sözlerini
bir kez daha doğrulayan sanatıyla Fernando Botero hakkında
diyeceklerimizi, Ondan altı çizilmesi gereken satırlara
bırakalım:
"Sanatçının bir derdi
olmalı…"
olmalı…"
"Bence, resim sanatında özgür,
düşsel, yenilikçi parametrelerin geçerli olduğu bir
şeyler yaratmak önemli. Mesele, klasik kurallara uygun düşen
türden bir güzellik yaratmak değil. Amaç, yapıtların
insanları şaşırttığı, insanlarda şaşkınlık uyandırdığı bir
aşamaya varmak olmalı. Önemli olan, bütün o coşkunluk ve
çarpıtmaların ortasında, dinginlik ve dengeyi dile getiren bir
şeyler bulmaktır…"
düşsel, yenilikçi parametrelerin geçerli olduğu bir
şeyler yaratmak önemli. Mesele, klasik kurallara uygun düşen
türden bir güzellik yaratmak değil. Amaç, yapıtların
insanları şaşırttığı, insanlarda şaşkınlık uyandırdığı bir
aşamaya varmak olmalı. Önemli olan, bütün o coşkunluk ve
çarpıtmaların ortasında, dinginlik ve dengeyi dile getiren bir
şeyler bulmaktır…"
"Bir ressamın resim yapmasının tek nedeni
kendi dünyasını yaratmaktır. Gerçeklik zaten orada duruyor -
onun resmini yapmanın bir gereği yok. Buna paralel bir şeyin, zihinsel bir
gerçekliğin resmini yapmanız gerekir. Şiir, müzik ve edebiyat
gibi, sanatçının kafasında var olan ve insanların tadına
varabileceği bir şey..."
kendi dünyasını yaratmaktır. Gerçeklik zaten orada duruyor -
onun resmini yapmanın bir gereği yok. Buna paralel bir şeyin, zihinsel bir
gerçekliğin resmini yapmanız gerekir. Şiir, müzik ve edebiyat
gibi, sanatçının kafasında var olan ve insanların tadına
varabileceği bir şey..."
"Sanatçı, kökenlerinden asla
kopmamalı…"
kopmamalı…"
"Yöresellik, bir sanatçı
için en önemli unsurlardan biridir. Hatta buna biraz da farklı
kültürleri eklemesi, onu daha da egzotik
kılar…"
için en önemli unsurlardan biridir. Hatta buna biraz da farklı
kültürleri eklemesi, onu daha da egzotik
kılar…"
"Şişman insanlar resmediyorum,
çünkü yuvarlak hatlar ve hacim, insanı ve doğayı, yaşama
sevincini yansıtıyor… Kendimi bildim bileli insanları, hayvanları
hacimli çiziyorum. Her sanatçının tarzı vardır, bu da benim
tarzım…"
çünkü yuvarlak hatlar ve hacim, insanı ve doğayı, yaşama
sevincini yansıtıyor… Kendimi bildim bileli insanları, hayvanları
hacimli çiziyorum. Her sanatçının tarzı vardır, bu da benim
tarzım…"
"O figürler insanlara abartılı gelebilir
ama aslında onlarda 'irilik' değil
'orantısızlık' var. Hacim vurgusu onlara canlılık,
gerçeklik katıyor. Ayrıca sonuç olarak da, bu unsurların
sanatseverin dikkatini çekmesi, onu daha sıra dışı ve dikkatli bir
gözleme yöneltiyor. Bence her sanatçının, her sanat
eserinin bir derdi olmalı, kendi adına konuşmalı. Bazen, dünyanın
en güzel müzelerinde şahane resimler görüyorsunuz, sizi
içine çekiyor, mükemmel bir görselliği var ama size
hiçbir şey diyemiyor…"
ama aslında onlarda 'irilik' değil
'orantısızlık' var. Hacim vurgusu onlara canlılık,
gerçeklik katıyor. Ayrıca sonuç olarak da, bu unsurların
sanatseverin dikkatini çekmesi, onu daha sıra dışı ve dikkatli bir
gözleme yöneltiyor. Bence her sanatçının, her sanat
eserinin bir derdi olmalı, kendi adına konuşmalı. Bazen, dünyanın
en güzel müzelerinde şahane resimler görüyorsunuz, sizi
içine çekiyor, mükemmel bir görselliği var ama size
hiçbir şey diyemiyor…"
12 Mayıs 2010 12:29:47, Ankara.
N O T L A R
[*] size="2">Güney , No:53, Temmuz-Ağustos-Eylül
2010…
2010…
[1]
Miguel Angel Asturias.
Miguel Angel Asturias.
[2]
Ceren Akardaş, "Estetiğe Hacim Katan Kolombiyalı", Radikal, 4
Mayıs 2010, s.21.
Ceren Akardaş, "Estetiğe Hacim Katan Kolombiyalı", Radikal, 4
Mayıs 2010, s.21.
[3] size="2">Deniz İnceoğlu, "Kendini Bile Şişman
Çiziyor", Hürriyet, 4 Mayıs 2010, s.7.
Çiziyor", Hürriyet, 4 Mayıs 2010, s.7.
[4] size="2">Elif Türkölmez, "Şişkolara Yer Var!",
Radikal Cumartesi, 1 Mayıs 2010, s.5.
Radikal Cumartesi, 1 Mayıs 2010, s.5.
[5] size="2">Erkan Doğanay, "Botero'nun Ölçülü
İronisi", Taraf, 6 Mayıs 2010, s.15.
İronisi", Taraf, 6 Mayıs 2010, s.15.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder