Bir direnişin adım adım
tasfiyesi ve ihanet
TEKEL işçilerinin direnişine karşı
son ihanet gerçekleştirilmekte ve sendika, TEKEL işçilerini
4-C'yi kabul etmeye teşvik etmektedir.
Türkiye işçi sınıfı mücadelesi tarihine onurlu bir sayfa
ekleyen TEKEL işçilerinin direnişini adım adım tasfiye eden
Tek-Gıda İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, işçilere
direnişi değil, teslim olmayı öneriyor.
Diyor ki; "işçilere mümkün olduğunca süreci
doğru anlatmaya çalıştık, ancak '4/C'yi imzalayın ya da
imzalamayın demedik"
Ya ne dediniz? Binlerce işçinin kar kış demeden kölelik
yasası diye kabul etmeyip iptali için 78 gün direndiği 4-C
yasasını "imzalayın ya da imzalamayın dememek" bir tavır
değil mi?
Önceden alınan eylem kararlarına uymayan, eylemleri iptal eden,
direnmek isteyen işçileri yalnız bırakan Türkel,
işçilerin 4-C'ye başvurmaları halinde haklarını
kaybetmeyeceklerini savunuyor.
O zaman TEKEL işçisi niye direndi, neye karşı mücadele ediyor?
4-C'yi kabul etmek; kölelik yasasını kabul etmek demek değil mi?
/>
4-C'yi kabul etmek; işçi sınıfının kazanılmış tüm
haklarını kaybetmesi değil mi?
4-C'yi kabul etmek; işini, ekmeğini kaybetmek değil mi?
İşçileri köleleştiren bir yasayı "imzalayın"
dememek; "direnmeyin" demek değil mi?
Mustafa Türkel, alınan eylem kararlarını iptal etmelerini şöyle
açıklıyor: "Biz eylem takvimini belirlerken 4-C'nin Anayasa
Mahkemesi'ne götürülmesi kararı yoktu. Bu süreçte
bizim eylem yapmamızın meşruiyeti yok. Eylemi kime karşı yapacağız.
Zaten kararın da "iptal" çıkmasını bekliyoruz. O nedenle
Anayasa Mahkemesi kararının çıkmasını bekleyeceğiz, o zamana
kadar da eylemleri askıya aldık."
Direniş çadırlarının söküldüğü 2 Mart'tan
beri bu gerekçeyle işçiler kandırıldı, oyalandı ve
eylemler iptal edildi. Anayasa Mahkemesi yasayı iptal etmezse o zaman eylem
yapmak için kendinizi nasıl meşru göreceksiniz? Onbinlerce
işçi açlığa mahkum ediliyor, işi, ekmeği elinden
alınıyor, sendika eylem yapmayı meşru görmüyor.
İşbirlikçi sarı sendikacılık, işçilerin 4-C'ye karşı
direnişini engellerken, 4-C'yi kabul etmesinde bir mahsur
görmüyor. 78 günlük bir direnişi ve ortaya çıkan
dinamikleri adım adım parçalıyor, ortadan kaldırıyorlar.
Bugün işçilerin teslim olmasını istiyorlar.
Bunun anlamı şudur: TEKEL işçilerinin direnişi boşunadır...
Kimse 4-C'ye karşı direnemez... 4-C'ye karşı direnerek sonuç almak
mümkün değildir...
Hayır, Tekel işçileri 78 günlük direnişleriyle
Türkiye işçi sınıfı tarihinde örnek bir mücadele
yarattılar. Kararlılıklarıyla, direnişleriyle çok geniş
kesimlerde umut yarattılar. AKP iktidarının tüm tehditlerine rağmen
mücadeleyle, direnerek kazanılacağını gösterdiler.
Fakat işbirlikçi düzen sendikası TÜRK-İŞ, direnişi,
başından beri üzerine kalmış bir yük gibi gördü. Her
fırsatta TEKEL işçisinin bu onurlu direnişini geri çekmenin,
adım adım tasfiye etmenin yollarını aradı. Bu gün geldiği nokta
işçi sınıfına ihanet noktasıdır.
4-C yasası sadece TEKEL işçisini ilgilendiren bir yasa da değil.
200 bine yakın işçinin 4-C'li yapılması sözkonusu.
Karşımızdaki tablo ise sadece TEKEL işçilerinin direnişine ihanet
etmekten ibaret değil, bir bütün olarak işçilerin
direnişlerinin tasfiye edilmek istenmesidir.
Oligarşi, "direnmeyeceksiniz" diyor. Direnişlere saldırarak
"direnilerek hak alınamayacağını" kabul ettirmeye
çalışıyor. Oligarşi bu saldırıyı hapishaneler katliamıyla
başlattı. Devrimcileri teslim alırsam direnişleri de bitiririm diye hesap
ediyordu. O zaman "hapishaneler sorunu çözülmeden IMF
programlarını uygulayamayız" diyordu. Devrimci tutsakları teslim
alamadı. Fakat 19 Aralık katliamından bugüne devrimcilerin dışında
ciddi anlamda direniş sergileyen olmadı. Bu yanıyla TEKEL
işçisinin direnişi önemliydi. Ve TEKEL işçileri
direnmekten başka çarenin olmadığını ve direnilebileceğini
gösterdi. Oligarşi, saldırarak, baskıyla, terörle
başaramadığını işbirlikçi sendikacılıkla başarmaya
çalışıyor.
Tüm bu politikalar esas olarak emperyalizmin politikalarıdır. Kimse
direnmeyecek diyor. Türkan Albayrak'ın direnişi çarpıcı bir
örnektir. Tek bir kişi de olsa, oligarşi tüm gücüyle
direnişi bitirmek için saldırıyor. Burada ne için
direnildiği, kaç kişinin direndiği önemli değil. Oligarşinin
saldırısı direnilebilmesinedir . 4-C'ye karşı mücadelenin tasfiyesi
tarımın, sanayinin, limanların, her yeri, her alanı emperyalist tekellere
peşkeş çekmenin parçasıdır.
TEKEL işçisinin susturulması yüzbinlerce işçinin
hiçbir direniş göstermeden 4-C'ye, yani kölelik
yasalarına, açlığa, zulme, sefalete teslim olması demektir.
4-C'yi dayatan emperyalizm ve işbirlikçileridir.
4-C'ye karşı mücadele, emperyalizme ve emperyalizm
işbirlikçisi iktidarlara, işbirlikçi sendikalara karşı
mücadeledir.
Bugün de işçilerin teslim olmasını istiyorlar. Direnişlerin
sarı sendikacılar elinde tasfiye olmasına izin vermeyelim.
Devrimci İşçi Hareketi
Kaynak: yuruyus.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder