16 Ekim 2010 Cumartesi

MİMARLIĞIN SOSYAL FORUMU

MİMARLIĞIN SOSYAL
FORUMU

 MİMARLIĞIN SOSYAL FORUMU’NA
ÇAĞRI

Tarihte ilk kez kentli nüfusun kırda yaşayan
nüfusu aştığı günümüzde kentler bir kez daha
yoksulluk ve toplumsal eşitsizliğin biriktiği asli insan yerleşimleri
olarak gündeme giriyor. Daha önce, barındırdıkları sefalete
rağmen daha iyi bir dünyanın imkânlılığına dair bir
iyimserliğin de sembolü olan Üçüncü
Dünya’nın gecekondu alanları, neoliberalizmin yeni binyılında
karanlık ve ürkütücü bir geleceğin sembolleri olarak
görünmeye başladı. Bir yanda zenginlik ve refah, diğer yanda
yoksulluk ve sefalet, giderek daha net mekânsal araçlarla
birbirinden ayrı, fakat bir o kadar da birbirine yakın biçimde
yeniden üretiliyor. Üstelik kent mekânı salt bu
ayrışmanın aracı olmakla kalmayıp, aynı anda hem ekonomik değer
üretiminin hem de sosyal dışlamanın vasıtası haline geliyor.
Dünyanın çeşitli yerlerinde, New York ve Londra’dan,
Delhi, Seul ve Mumbai’ye, Rio ve Mexico City’den, İstanbul ve
Pekin’e kadar farklı ülke ve kültürlerin
metropollerinde benzer süreçlerle kent mekânı, yenileme,
dönüşüm ve soylulaştırma operasyonlarına konu oluyor. Bu
operasyonların doğrudan sonucu olarak giderek daha çok insan
yerinden ediliyor. Dahası, bugüne değin finansal krizlerin yıkım ve
yeniden inşa faaliyetleriyle aşılmasına aracılık eden kent
mekânı bu kez finans sermayesinin doğrudan yatırım aracı olarak
içine girdiği döngülerde yaşanan sıkışmalarla mevcut
küresel krizin odağında yer alıyor.

Kent mekânının hem sermaye birikimi ile hem de
sosyal dışlanma ile böylesine doğrudan ilişkilendiği bu tarihsel
dönemde mimarların rolü, bir kez daha mevcut politik ve ekonomik
güçlerin yeniden üretimine hizmet edecek kentsel
dönüşüm projeleri üretmek olmamalıdır. Aksine,
mimarlar, neoliberal birikim rejiminin krizini, kentsel mekânın bu
rejimin tahakkümünden kurtarılması için bir fırsat
bilmeli, yapılı çevrenin kâr güdüsü yerine
toplumsal adalet kaygısıyla üretilmesi için mücadele
etmelidir. Mimarlık toplumsal dönüşümün etkin bir
aracı olarak kavranmalı, mimarlık pratiği demokratik ve katılımcı
toplumal biçimlerin inşasına katkı verecek yöntemlerle
üretilmelidir. Türkiyeli mimarların örgütü olan ve
50 yıllık tarihi boyunca mimarlığın toplumsal bir hizmet olarak
üretilmesini savunmuş bulunan Mimarlar Odası’nın, başkent
Ankara’da faaliyet göstermekte olan Ankara Şubesi, bu doğrultuda
çalışmakta olan meslek örgütlerini, sivil inisiyatifleri
ve kentsel toplumsal hareketlerin aktivistlerini Mimarlığın Sosyal
Forumu’nda buluşmaya çağırmaktadır. Mekansal dışlanmaya ve
toplumsal adaletsizliğe karşı mücadele eden tüm kişi, kurum ve
örgütleri, 21-23 Ekim 2010 tarihlerinde Ankara’da
düzenlenecek olan Forum’da buluşmaya çağırıyoruz.

Forum temaları:
• Toplumsal mimarlık ve planlama
• Mekanda toplumsal ayrışma/dışla(n)ma
• İnsan hakkı olarak herkes için konut
• Ekoloji ve çevresel adalet
• Savaş, afet ve mimarlık
• Koruma, kültürel miras ve değişim
• Yerinden edilmenin mekansal politikası: toprak ve kaynakların
sömürgeleştirilmesi
• Toplumsal değişim aracı olarak tasarım
• Toplumsal mimarlık için eğitim
• Yöresel pratikler, teknoloji ve serbest piyasa
• İnsani kentler: bariyerler ve etik
• Kentsel şiddet ve kent mekanının okunabilirliği
• Demokratik uygulamalar ve yasama
• Kamusal mekanları genişletmek
• Toplumsal cinsiyet ve mekan
• Ulaşılabilir toplu taşıma ve yaya hakları
• Toplumsal mekan: ittifaklar ve çelişkiler.

 

Forum programı için tıklayınız:

www.socialarch.net/webprogram.pdf

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder