28 Ekim 2010 Perşembe

Öğrencime Dokunma!

Öğrencime
Dokunma!

Üniversitemizde bir süredir çeşitli
konularda görüşlerini açıklamak için basın
açıklaması yapan ve stant açan öğrenciler, hukuki
zeminden tamamen yoksun olarak yoğun bir soruşturma ve polis baskısı ile
karşılaşıyor.

12 Eylül faşist darbesinin üniversitelerdeki eleştirel
düşünceyi boğmak üzere oluşturduğu ve tüm
demokratikleşme yaygaralarına karşın her ne hikmetse hiçbir
değişikliğe uğramadan hükmünü sürdüren
YÖK’ün, neredeyse ağzını açan herkesi
cezalandırmak ve tek tip öğrenci oluşturmak üzere tasarladığı
“öğrenci disiplin yönetmeliği”ne dayanılarak,
öğrencilerimize 1 yıla uzanan uzaklaştırma cezaları veriliyor.

Önceleri başbakan tarafından demokrasinin yılmaz savunucusu ilan
edilen polis, şimdilerde YÖK’ün zirvesinde
“özgür ve güvenli” bir üniversitenin olmazsa
olmazı haline getirilirken “demokratik ve özerk” bir
üniversite olması beklenen Hacettepe Üniversitesi’nde
yönetim, bu mantığı reddetmek şöyle dursun ona
bütünüyle sahip çıkan bir tavır sergiliyor.

İşin ilginç yanı, üniversitemizde soruşturmalara konu olan
benzer olaylar hakkında Ankara’daki diğer kamu üniversitelerinde
soruşturma açılmıyor, polis her fırsatta içeri buyur
edilmiyor. Belli ki Hacettepe Üniversitesi yönetimi aradan
geçen 30 yıla rağmen 12 Eylül darbesinin anti demokratik
zihniyetini sahipleniyor.

Üniversitemiz yönetimi öğrencilerimizin stant açma
girişimlerine karşı yüzlerce polisi üniversiteye davet ederek
üniversitenin gerçek sahiplerinin yaşam alanını
bütünüyle gasp ediyor ve ortamın daha da gerginleşmesine yol
açıyor. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde can
güvenliği tehlikesi bulunmadığı sürece polis üniversite
yerleşkelerine giremez. Hacettepe Üniversitesi’ndeki
görüntüler bilimin ruhuna ve kültürüne
aykırıdır.

SİLAHLARIN GÖLGESİNDE BİLİM OLMAZ !
ÜNİVERSİTEDE POLİS İSTEMİYORUZ !

Görüşlerini ister beğenin ister beğenmeyin üniversite
öğrencilerinin barışçıl yöntemlerle
görüşlerini açıklaması demokratik bir haktır. Egemen
düşüncelere “hayır” deme cesareti gösteren
öğrencilerin cezalarla yıldırılmaya çalışılması
ülkemize ve üniversitemize yapılacak en büyük
kötülüktür. Bu zihniyetle “fikri hür vicdanı
hür” kuşaklar yetiştirilemez.

Gençliğe eleştiri hakkı tanınmazsa, hayata ve ülkesinin
sorunlarına duyarlı özgür ve bilinçli yurttaşlar değil;
otorite ve haksızlık karşısında boyun eğen, küçük
çıkarlar için ruhunu satan, kendi geleceğini bir cemaate
mürit olarak kapılanmakta gören, ezbercilikten kurtulamayan ve
sorun çözme yeteneği olmayan, kişiliksiz bir gençlik
kuşağı çıkar karşınıza… Bu mudur istenen?

Bilimsel gelişme ve yaratıcı düşünce, ancak ve ancak
eleştirel ve özgür bir ortamda boy verebilir.

ÖĞRENCİLERİ SORUŞTURMAYIN
ÖĞRENCİLERİN SORUŞTURULACAĞI DEĞİL,
ARAŞTIRIP SORUŞTURACAĞI BİR ÜNİVERSİTE İSTİYORUZ

EĞİTİM-SEN [Eğitim ve Bilim Emekçileri
Sendikası] Hacettepe Üniversitesi İşyeri
Temsilciliği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder