Öldürdü, Müebbet Ama
Dışarda
Türkiye'de özellikle sol ve Kürt muhaliflerinin
davalarında "tedbir" olmaktan çıkarılan tutuklama,
işkence davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olan
asteğmene uygulanmadı. Av. Ercan Kanar, yargıda çifte standarta
işaret ediyor.
davalarında "tedbir" olmaktan çıkarılan tutuklama,
işkence davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olan
asteğmene uygulanmadı. Av. Ercan Kanar, yargıda çifte standarta
işaret ediyor.
Gözaltında işkence sonucu ölüm davasında ilk kez
"ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezası verildi.
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olan karar, yine aynı mahkemenin
başka bir kararı ile hükümsüz kılındı. Suç
işlendiği tarihte asteğmen olan sanık Salih Üner, cezaevine
girmeyecek.
"ağırlaştırılmış müebbet hapis" cezası verildi.
Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olan karar, yine aynı mahkemenin
başka bir kararı ile hükümsüz kılındı. Suç
işlendiği tarihte asteğmen olan sanık Salih Üner, cezaevine
girmeyecek.
Mahkeme sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet cezasını
verdi fakat, sanık Salih Üner'e, layık gördüğü
"ağır" cezaya rağmen, aldığı bir başka kararla da
Üner'in tutuksuzluğunun devamını sağladı. Mahkeme Üner'in
cezaevine konulmamasına gerekçe olarak Rahşan Affı olarak bilinen
6136 sayılı yasayı gösterdi.
verdi fakat, sanık Salih Üner'e, layık gördüğü
"ağır" cezaya rağmen, aldığı bir başka kararla da
Üner'in tutuksuzluğunun devamını sağladı. Mahkeme Üner'in
cezaevine konulmamasına gerekçe olarak Rahşan Affı olarak bilinen
6136 sayılı yasayı gösterdi.
1992 yılında gerçekleşen ve işkencede ölümle
sonuçlanan olayda iki yıl boyunca herhangi bir yargılama
yapılmadı. Soruşturma sonucunda 1994 yılında başlayan yargılama 14
yıl boyunca sürdü ve geçtiğimiz günlerde
tamamlandı.
sonuçlanan olayda iki yıl boyunca herhangi bir yargılama
yapılmadı. Soruşturma sonucunda 1994 yılında başlayan yargılama 14
yıl boyunca sürdü ve geçtiğimiz günlerde
tamamlandı.
Türkiye'de, işkence davalarında ağırlaştırılmış
müebbetle cezası ile yargılama sık karşılaşılır bir durum
olmamakla birlikte, işkence davaları genellikle ya zaman aşımına
"uğruyor" ya da komik cezalarla geçiştiriliyor. Zira,
ağırlaştırılmış müebbet cezaları ile yargılananların -adli
vakaların dışında- neredeyse tamamını sosyalist görüşe sahip
kişiler oluşturuyor.
müebbetle cezası ile yargılama sık karşılaşılır bir durum
olmamakla birlikte, işkence davaları genellikle ya zaman aşımına
"uğruyor" ya da komik cezalarla geçiştiriliyor. Zira,
ağırlaştırılmış müebbet cezaları ile yargılananların -adli
vakaların dışında- neredeyse tamamını sosyalist görüşe sahip
kişiler oluşturuyor.
Sosyalist kimliğini taşıyan, gazeteciler, siyasetçiler ya da
toplum içerisinden muhalif olarak çıkan kişiler; "sistem
dışı" görüşlerinden kaynaklı, sadece
ağırlaştırılmış müebbet cezaları ile yargılanırken dahi, uzun
tutukluluk süreleri ile karşı karşıya kalıyor.
toplum içerisinden muhalif olarak çıkan kişiler; "sistem
dışı" görüşlerinden kaynaklı, sadece
ağırlaştırılmış müebbet cezaları ile yargılanırken dahi, uzun
tutukluluk süreleri ile karşı karşıya kalıyor.
Özgür Radyo Genel Yayın Yönetmeni Füsun Erdoğan,
Atılım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek,
Genel Koordinatörü Sedat Şenoğlu..... henüz yargılama
aşamasında olmalarına rağmen, 4 yıldır tutuklu bulunuyor.
Atılım Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çiçek,
Genel Koordinatörü Sedat Şenoğlu..... henüz yargılama
aşamasında olmalarına rağmen, 4 yıldır tutuklu bulunuyor.
Oysa yaptığı işkenceler sonucu Abdülkadir Kurt'un
ölümüne sebep olan Asteğmen Salih Üner, 18 yıl boyunca
değil tutuklanmak, gözaltına bile alınmadı. Dahası Üner,
ağırlaştırılmış müebbet cezasını almasına rağmen hala
ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor.
ölümüne sebep olan Asteğmen Salih Üner, 18 yıl boyunca
değil tutuklanmak, gözaltına bile alınmadı. Dahası Üner,
ağırlaştırılmış müebbet cezasını almasına rağmen hala
ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor.
TOPLUMUN VİCDANİ YARALANDI
Kurt ailesinin avukatı, Mehmet Bozkurt, ETHA'ya yaptığı
değerlendirmede, "18 yıl boyunca bir gün dahi tutuklu kalmaması
gerek ailenin gerek de toplumun, kamuoyunun vicdanını derinden
yaralamıştır" dedi.
değerlendirmede, "18 yıl boyunca bir gün dahi tutuklu kalmaması
gerek ailenin gerek de toplumun, kamuoyunun vicdanını derinden
yaralamıştır" dedi.
Bozkurt şöyle devam etti: "Bir insan olarak bir vatandaş
olarak ve hukukçu olarak bu insanın bir gün bile dışarıda
kalmaması gerekiyordu ama bu şahıs bir saat bile tutuklu kalmadı. Biz en
azından hükümle birlikte sanığın tutuklanması gerektiğini
düşünyorduk ama mahkeme 6116 sayılı yasanın sanığa uygulanma
ihtimaline binayen tutuklama kararı vermedi. 6116 sayılı yasa ise
kamuoyunda Rahşan Affı olarak bilinen yasa. Bu yasanının sanığa
uygulanması durumunda ciddi bir indirim olacak. Mahkemede bunun göz
önünde bulundurarak sanığın tutuklanmasına karar vermedi.
İtiraz etmeyi düşünüyoruz. Bir sonuç alır mıyız
bilemiyorum ama, sanığın tutuksuz yargılanması, 18 yıl boyunca bir
gün dahi tutuklu kalmaması gerek ailenin gerek de toplumun, kamuoyunun
vicdanını derinden yaralamıştır.
olarak ve hukukçu olarak bu insanın bir gün bile dışarıda
kalmaması gerekiyordu ama bu şahıs bir saat bile tutuklu kalmadı. Biz en
azından hükümle birlikte sanığın tutuklanması gerektiğini
düşünyorduk ama mahkeme 6116 sayılı yasanın sanığa uygulanma
ihtimaline binayen tutuklama kararı vermedi. 6116 sayılı yasa ise
kamuoyunda Rahşan Affı olarak bilinen yasa. Bu yasanının sanığa
uygulanması durumunda ciddi bir indirim olacak. Mahkemede bunun göz
önünde bulundurarak sanığın tutuklanmasına karar vermedi.
İtiraz etmeyi düşünüyoruz. Bir sonuç alır mıyız
bilemiyorum ama, sanığın tutuksuz yargılanması, 18 yıl boyunca bir
gün dahi tutuklu kalmaması gerek ailenin gerek de toplumun, kamuoyunun
vicdanını derinden yaralamıştır.
Mehmet Bozkurt, başka bir müvekkilinin yargılandığı davada,
sadece 8 yıl ceza aldığını ama bu süre boyunca serbest
bırakılmadığını 8 yılın büyük bir kısmında da tutuklu
olarak yargılandığını kaydetti.
sadece 8 yıl ceza aldığını ama bu süre boyunca serbest
bırakılmadığını 8 yılın büyük bir kısmında da tutuklu
olarak yargılandığını kaydetti.
AV. ERCAN KANAR: TUTUKLAMA FABRİKASI
Av. Ercan Kanar ise yargıda çifte standarta işaret ediyor. İki
müvekkilinin 5 yıl hapis cezasının ardından tutuksuz
yargılandıkları davada müebbet hapis cesazı aldıklarını kaydeden
Av. Kanar şöyle dedi: "Şüphesiz muhaliflere yönelik
yargılamalarda özellikle sol ve Kürtlerle ilgili açılan
davalarda yargı pratiği bir tutuklama fabrikası gibi çalışıyor.
Benim iki ayrı davada 5'er yıl yatıp tahliye olmuş müvekkillerime
ağırlaştırılmış müebbet verildi. Ve tutuklama da çıktı.
Daha dosya Yargıtay'a gitmemiş, bozma olasılğı olabilir... Kesin
hüküm söz konusu değil ama hemen tutuklama kararı verdi
mahkeme."
müvekkilinin 5 yıl hapis cezasının ardından tutuksuz
yargılandıkları davada müebbet hapis cesazı aldıklarını kaydeden
Av. Kanar şöyle dedi: "Şüphesiz muhaliflere yönelik
yargılamalarda özellikle sol ve Kürtlerle ilgili açılan
davalarda yargı pratiği bir tutuklama fabrikası gibi çalışıyor.
Benim iki ayrı davada 5'er yıl yatıp tahliye olmuş müvekkillerime
ağırlaştırılmış müebbet verildi. Ve tutuklama da çıktı.
Daha dosya Yargıtay'a gitmemiş, bozma olasılğı olabilir... Kesin
hüküm söz konusu değil ama hemen tutuklama kararı verdi
mahkeme."
GELENEKSEL YARGI PRATİĞİ
Bunun "Sol ve Kürtlerin yargılandığı davalarda geleneksel
hale gelmiş yargı pratiği" olduğunu söyleyen Av. Ercan Kanar,
şöyle devam etti: "Maalesef yargı pratiğinde çifte
standartlar var. Ayrımcı uygulamalar var. Ayrımcılık hem ideolojik hem
de etnik köken açısından yapılmakta. Dolayısıyla obbjektif,
nesnel temel ceza yargılaması hukuku kurallarına, teminat
hükümlerine uyan bir uygulama yok. Demokratik bir yargı pratiği
mevcut değil."
hale gelmiş yargı pratiği" olduğunu söyleyen Av. Ercan Kanar,
şöyle devam etti: "Maalesef yargı pratiğinde çifte
standartlar var. Ayrımcı uygulamalar var. Ayrımcılık hem ideolojik hem
de etnik köken açısından yapılmakta. Dolayısıyla obbjektif,
nesnel temel ceza yargılaması hukuku kurallarına, teminat
hükümlerine uyan bir uygulama yok. Demokratik bir yargı pratiği
mevcut değil."
ERGENEKON'A DEĞİL SOL DAVALARINA BAKIN!
"En katı uygulamalar sol ve Kürtlerin davalarında
yaşanıyor. Bu tür yargılamalarda ceza yargılamasının temihat
hükümleri rafa kaldırılıyor. Özellikle tutuklulk
konusunda" diyen Av. Kanar, uzun sürdüğü için
eleştirilen Erngenekon yargılamalarına işaret ediyor. Şöyle diyor:
"Ergenekon yargılamalarına 1,5-2 yıllık tutuklamalar nedeniyle
çok yoğun eleştiriler yapılabilmekte. Ama sol ve Kürt
davalarında, devam eden yargılamalarda 9-10 hatta 12-13 yıllık
tutukluluklar var. Ama maalesef öğretim üyelerinin, televizyonlara
çıkan profesörlerin gözü ve kulağı sol ve Kürt
davalır söz konusu olduğunda kapanıyor."
yaşanıyor. Bu tür yargılamalarda ceza yargılamasının temihat
hükümleri rafa kaldırılıyor. Özellikle tutuklulk
konusunda" diyen Av. Kanar, uzun sürdüğü için
eleştirilen Erngenekon yargılamalarına işaret ediyor. Şöyle diyor:
"Ergenekon yargılamalarına 1,5-2 yıllık tutuklamalar nedeniyle
çok yoğun eleştiriler yapılabilmekte. Ama sol ve Kürt
davalarında, devam eden yargılamalarda 9-10 hatta 12-13 yıllık
tutukluluklar var. Ama maalesef öğretim üyelerinin, televizyonlara
çıkan profesörlerin gözü ve kulağı sol ve Kürt
davalır söz konusu olduğunda kapanıyor."
Kaynak: Etha
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder