14 Ekim 2010 Perşembe

Tuzla'daki İşçi Çığlığına Üç Yıl Hapis İstemi

Tuzla'daki İşçi
Çığlığına Üç Yıl Hapis İstemi

 

27 Şubat 2008'de eylem yapan ve gözaltına alınan Tuzla
işçilerine 28 ay sonra Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten 3 yıl hapis istemiyle
dava açıldı. Gözaltına alınanlar: 'Polis bizi çok
dövmüştü, şikayetçi olduk, hiç ses
çıkmadı.

Tuzla’da, Temmuz 2007 ile Şubat 2008 arasındaki yedi ayda 18
taşeron işçinin ölümünü protesto eden ve
gözaltına alınan işçilere 28 ay sonra 2911 sayılı Toplantı
ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten
üç yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İddianamede, işçilerin taşıdığı pankartlarda sıralanan ve
bugün hâlâ yerine getirilmemiş şu istekler
‘suç’ hanesinde sıralandı: ‘Taşeron sistemi
kaldırılsın’, ‘Günlük 7.5 saatlik çalışma
süresi ve iki çay molası’, ‘Semtlere servis
hakkı.’

Tuzla tersanelerinde art arda cenazelerin kaldırıldığı günlerdi.
AKP’nin ikinci kez iktidara yükseldiği Temmuz 2007’den
Şubat 2008’e kadar geçen yedi ayda tam 17 işçi toprağa
verilmişti. DİSK Başkanlık Kurulu, ölümcül iş
kazalarını ve taşeron sistemini protesto için Tuzla’da 27
Şubat 2008’de 24 saatlik oturma eylemi yapma kararı aldı.

Anında müdahale
DİSK’e bağlı Limter-İş Genel Başkanı Cem Dinç,
Yardımcısı Kamber Saygılı ve Genel Sekreter Hakkı Demiral’ın da
aralarında yer aldığı 100’ü aşkın işçi ile onlara
destek için gelen TÜMTİS Genel Başkanı Çayan Dursun ve
Tekstil-Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter, o sabah saat 08.00 sularında
Tersaneler Kavşağı’na geldi. Ellerinde pankartlar ve dövizler
vardı. Bir süre slogan attılar. Polis, trafiğin kapatıldığı
iddiasıyla gaz ve coplarla müdahalede bulunup eylemcileri
gözaltına aldı. Üç sendika önderi ve
işçilerin gözaltına alınması, direnişe engel olamadı.
İşçilerin eylemleri sürdü. Gözaltına alınıp akşam
serbest bırakılanlar da özgür kalınca oturma eylemi yapılan
alana geldiler. İşçi ölümlerine karşı tutumu ve
mücadelesiyle öne çıkan Limter-İş, sonra TBMM’de
ağırlanacak, işverenlerle çözüm için masaya
oturacak, oluşturulan komisyonlara katılacaktı.

28 ay sonra gelen dava
Aradan tam 28 ay geçti. Tuzla Savcısı Ali Bahadır, 27 Şubat
2008’deki oturma eylemi öncesi gözaltına alınan 75
sendikacı ve işçiyle ilgili soruşturmasını 9 Haziran
2010’da bitirdi. Ve 75 kişi için 2911 sayılı Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettikleri
iddiasıyla dava açtı. Yarım saatlik iddianamede sıralanan
‘suçlamalar’ şöyle:

“İkaza rağmen slogan attıkları, yolu araç ve yaya trafiğine
kapattıkları ve ellerinde, ‘Taşeronluk sistemi
kaldırılsın’, ‘Ağır ve tehlikeli işkolu yönetmeliği
uygulansın’, ‘İşçi güvenliği işçi
sağlığı tedbirleri alınsın’, ‘Taleplerimiz:
Günlük çalışma saati süresi 7.5 olarak acilen hayata
geçirilsin, ücretlerin ödenmesi ana firma tarafından tam
ödensin, saat 10.00 ve 15.00’te çay molası ile sosyal
haklarımız verilsin, semtlerimize servis hakkı verilsin’,
‘İşyerinde sömürülmek, iş cinayetlerine kurban gitmek
kaderimiz değil, örgütsüzlüğümüzün
sonucudur’, ‘İşçiler birleşin ölümleri
durdurun’, ‘İnsanca çalışmak, insanca yaşamak
istiyoruz’ şeklinde pankart taşıdıkları, geçişe engel
oldukları, dağılmadıkları...”
Savcı Bahadır, 75 işçi önderi ve işçiye üç
yıl hapis cezası istiyor. Tuzla Asliye Ceza Mahkemesi’nde
görülecek olan davanın ilk duruşması ise 1 Kasım
2010’da...

Limter-İş Genel Başkanlığını yürüten ve sanıklar arasında
yer alan Kamber Saygılı, o gün polis şiddetine maruz kaldıklarını
ve başından yara aldığını belirtiyor. Saygılı “İşçi
ölümlerine karşı açıklama yapacaktık. DİSK’i
beklerken polisler gitmemizi istediler. ‘Hayır’ deyince yaka
paça gözaltına alındık. Coplarla müdahale edildi.
Karakola varana kadar saldırı sürdü. Kafamdan yaralanmıştım.
Şikâyetçi olduk ama halen ses çıkmadı. Adli kurumlar
bu konuda taraf oldular, patronları tuttular. Yargı hakkaniyetli davransa
patronlar bu kadar rahat hareket edemezler.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder