<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6629>Evlerimizi Yaşamımızı
Hayallerimizi YIKTIRMAYACAĞIZ!!! / 2. bölüm</a></h1><p align="justify">
<em><a
href="http://www.ivmedergisi.com/evlerimizi-ya%C5%9Fam%C4%B1m%C4%B1z%C4%B1-
hayallerimizi-yiktirmayaca%C4%9Fiz-1-b%C3%B6l%C3%BCm.html"
target="_blank">Yazının 1. bölümü için lütfen
tıklayınız.</a></em></p>
<h3 style="color: Red;">
<b>VAHŞİ KAPİTALİZM YİNE GÖÇ ETTİRİYOR</b></h3>
<p align="justify">
1950'li yıllar sonrasında emperyalizmin yeni sömürgesi
ülkemizde yukarıdan aşağı geliştirilmeye çalışılan
çarpık kapitalizmin montaj sanayine, manifaktür işliklerine,
atölyelere ucuz iş gücü istihdamı için,
köylerden kasabalardan göç ettirildi insanlarımız.
Yıllarca barınabilecekleri bir ev hayaliyle yaşadılar. Kentin dışında
da olsa çoluk çocuk başlarını sokabilecekleri bir ev sahibi
oldular. Komşularıyla birlikte mahallelerini oluşturdular.</p>
<p align="justify">
Bir ömür tükettiler, tüm varlıklarını evlerine,
mahallelerine yatırdılar.</p>
<p align="justify">
50-60 yıl sonra kentin gelişmesi, büyümesi ile mahallelerinin
kentin merkezinde kalması sonucu arazi rantının yükselmesinin
ardından, birileri çıkıp <i>“kentsel
dönüşüm”</i> diyerek, onlarca yılın emeğini bir
çırpıda yok ederek, gecekondu yoksullarını yeniden kent dışına
göçe, sürgüne zorluyorlar.</p>
<p align="justify">
Kentin merkezinde yer alan gecekondu yoksullarıyla
aynı mekanları paylaşmak, aynı otobüsleri, metroyu
kullanmak istemiyorlardı. Çünkü onlar,
<em>"varoşlardan gelip boğazlarını kesecek"</em> olanlardı.
Burjuvazi, ancak kendi sınıfından insanlarla bir arada olursa rahat
edebilir, kendisini güvende hissedebilirdi.</p>
<p align="justify">
Kentin merkezi iş merkezleri, alışveriş merkezleri ve
burjuvazinin süper lüks konutlarına ayrılmalı, yoksul ve
“<i>baldırı çıplaklar</i>” kent dışına bir an
önce sürülmeliydi.</p>
<h3 style="color: Red;">
<b>Burjuvaların Tarzı: “Komşu Alma Ev Al” (!)</b></h3>
<p align="justify">
Anadolu insanının birliktelik, dayanışma, paylaşma ile
örülü sosyal yaşam
kültürünü ifade eden bir sözcüktür:
<i>“Ev alma komşu al”. </i>Yani eviniz ne kadar pahalı,
büyük veya kaliteli olursa olsun komşunuz ile sosyal, insani
ilişkiler kuramamış iseniz, bu sizin için evdeki-semtteki yaşam
çekilmez ve güvenliksiz demektir.</p>
<p align="justify">
“Kentsel Dönüşüm” ile tasfiye edilecek gecekondu
mahallelerinde yaşayanlar, yıkılan ve inşaat tekellerine peşkeş
çekilen mahallelerinden çok uzakta kentin çeperinde
TOKİ tarafından kurulacak <i>getto</i> benzeri toplu konutlarda yaşamaya
mahkum edileceklerdir.</p>
<p align="justify">
Gecekondu mahallesi yıkılıp, aynı mahallelerde hem villalar,
rezidanslar (iş merkezi ve lüks konut), hem de toplu konutlar
yapılmayacaktır.</p>
<p align="justify">
Lüks villalarda oturanlar arazilerine el koydukları, evlerini
yıktırdıkları yoksullar ile aynı mahallede oturmayı,
çocuklarını aynı okula göndermeyi, aynı alışveriş
merkezinde, aynı yolda-parkta karşılaşmayı kendilerine hakaret
saymaktadırlar.</p>
<p align="justify">
Bugün kimi gecekondu mahallelerine mecburen(!) komşu olmak zorunda
kalan böylesi lüks sitelerin (Acarkent, Beykoz Konakları,
Çamlıtepe-Derbent Mesa Blokları vb.) etrafını yüksek
duvarlar, dikenli/jiletli teller ve köpekli, silahlı güvenlik
gruplarıyla “koruma altına” alarak, kendilerini yoksul
komşularından şimdilik(!) uzak tutmaktadırlar.</p>
<p align="justify">
Yani, burjuvazi, içinde insan kokan <i>“ev alma komşu
al”</i> deyişini, kendi bencil, bireyci dünyasının gereği
olarak değiştirdi.</p>
<p align="justify">
Onlar ev alırlar, mahalle alırlar, komşuya gerek yoktur.</p>
<p align="justify">
“Kentsel Dönüşüm” ile, gecekondu mahallelerinde
yaşayan yoksullar, <b> “TASFİYE”</b> edilecek olan
mahallelerinden sürülecek. Belirli sürelerle ve grup grup
yapılacak yıkımlarla, toplu göçe zorlanacak, aşamalı bir
<b>“GÖÇ”</b> ve “<b>TEHCİR</b>”
politikası hayata geçirilmiş olacaktır.</p>
<h3 style="color: Red;">
<b>Yıkımları Ne Zaman ve Nasıl Yapmayı
Düşünüyorlar?</b></h3>
<p align="justify">
Yıkımlar için yapılan bazı hazırlıklar, gecekondu
mahallelerine çeşitli gerekçelerle saldırılacağının,
seçimlerin hemen ardından yıkımların başlatılacağının
işaretlerini vermektedir.</p>
<p align="justify">
Önceki deneyimlerinden hareketle, bir mahallede bir seferde
yüzlerce-binlerce ev yıkmaya çalışmak ve binlerce insan ile
karşı karşıya gelmek yerine, birbirinden uzak mahallelerden, bir seferde
her mahalleden önce 50-60 evle “anlaşarak ya da
anlaşmayarak” evleri yıkarak başlayacaklar. Yıkım kararı
henüz verilmemiş diğer komşularının <i>“benim evim
yıkılmıyor ki”</i> tarzı düşünmelerini sağlayarak, bu
şekilde birbirlerine destek olmalarını, yıkım ekiplerine birlikte
karşı koymalarını engellemek istemektedirler.</p>
<p align="justify">
Yine aynı şekilde, aynı zaman aralığında birbirinden
oldukça uzak iki, üç mahallede aynı anda yıkım yaparak,
gecekondu mahallelerinin yıkımlara karşı birleşmesini de engellemeyi
hesaplamaktadırlar.</p>
<p align="justify">
Bununla birlikte, mahallenin dokusuna asla uyum sağlayamamış
bazı bencil, çıkarcı ve yıkıcılarla işbirliği yapan
kimilerine rüşvet vererek, bunlara moral bozucu propaganda yaptırarak
veya anlaşma, sözleşme imzalatılarak, “sözleşmenin
iyileştirilmesi” anlamında daha fazla para teklifi yapılarak
gecekondu halkının direncini kırmaya çalışmaktadırlar.
Egemenlerin bu politikalarına kendilerine “sol” diyen bazı
guruplar tarafından bilerek ya da bilmeyerek destek olunmaktadır.</p>
<p align="justify">
Gecekondu yoksulları dün olduğu gibi bugün de, kendisi
için kurulacak tuzaklara düşmeden, oynanan/oynanacak oyunları
bozarak, evlerini yıktırmamak ve mahallelerinin tasfiye edilmesini
engellemek için, omuz omuza dayanışma içinde
direneceklerdir.</p>
<p align="justify">
Gecekondu yoksulları; birlikteliklerini bozmaya, yozlaştırmaya,
gençleri kumar, uyuşturucu-fuhuş bataklığına
sürüklemeye çalışanlara karşı bedeller ödeyerek
nasıl mücadele ettiyse, aynı kararlılıkla tasfiyeye karşı
mücadele edeceklerdir.</p>
<p align="justify">
Gecekondu yoksulları, yaşam içinde oluşan kimi
kırgınlıkları, çeşitli yapay gerginlikleri bir yana
bırakıp kendi emekleriyle kurdukları bu mahalleleri kanları canları
pahasına koruma kararlılığını göstermelidir.</p>
<p align="justify">
Gecekondu yoksulları, Türk, Kürt, Laz, Çerkez demeden,
Alevi, Sünni ayrımı gözetmeden, oralı-buralı diyerek
kendilerini bölmeye, parçalamaya ve bu şekilde
güçsüzleştirmeye çalışanlara fırsat vermedi,
vermeyecektir.</p>
<h3 style="color: Red;">
<b>SORUNUN ÇÖZÜMÜ: "YERİNDE ISLAH"</b></h3>
<p align="justify">
<i>“Gecekondu sorunu"</i> olarak tartışılan olgu, ekonomik,
sosyal ve siyasal temellerinden soyutlanarak tartışılamaz. Ve elbette
ortaya çıkardığı siyasal, sosyal sonuçlar ele alınmadan
doğru bir değerlendirme de yapılamaz.</p>
<ul>
<li align="justify">
<i>"Gecekondu sorunu"</i> yoksulluk sorunudur.</li>
<li align="justify">
<i>"Gecekondu sorunu"</i>, emperyalizme bağımlılık
sorunudur.</li>
<li align="justify">
<i>"Gecekondu sorunu",</i> faşizm ve demokrasi sorunudur.</li>
<li align="justify">
<i>"Gecekondu sorunu”</i> tüm Türkiye'nin konut,
sağlık, eğitim politikaları sorunudur.</li>
<li align="justify">
<i>“Gecekondu sorunu” </i>gelir adaletsizliğini ortaya
çıkaran sistemin tartışılması sorunudur.</li>
</ul>
<p align="justify">
İktidarın bunları gözden kaçırarak sorunu
<i>"kaçak yapılaşmaya"</i> indirgemek istemesi, temelde
gecekondu sorununu burjuvazinin güvenliği ve kâr/rant sorunu
olarak görmesindendir.</p>
<p align="justify">
Hem gecekonduları yaratan düzeni koruyup hem de <i>"gecekondu
sorununu" </i> çözmek mümkün değildir.</p>
<p align="justify">
Geçmişten bugüne her seçim döneminde hamasi
nutuklar atıp, <i>“bu sorunu biz çözeceğiz”</i>
diyen, seçimden sonra gecekonduluların üzerine dozerleri,
panzerleri, çevik kuvvetleri süren, yoksulların mahallelerini
biber gazına boğan iktidarların durumu tam da budur.</p>
<h3 style="color: Red;">
<b>Gecekondu yoksulları ne istiyor?</b></h3>
<p align="justify">
Hiçbir platformda düşüncesi sorulmayan ancak, emperyalist
tekeller ve işbirlikçi burjuvazinin onlar üzerinden milyarlarca
dolarlık projeler hazırladığı gecekondu yoksulları soruna nasıl
bakıyor, ne istiyor?</p>
<p align="justify">
Her şeyden önce;</p>
<ul type="DISC">
<li>
Gecekondu yoksulları; “kondu”sunun başına yıkılarak oradan
oraya sürülmek istemiyor.</li>
<li>
Gecekondu yoksulları; altyapısı olmayan, okulu, yolu, suyu, sağlık
ocağı, camisi-cem evi, kültür merkezi vb. olmayan mahallelerde
yaşamak istemiyor.</li>
<li>
Gecekondu yoksuları; her an yıkılma tehdidi altında, konutunu yenilemek
için bir çivi dahi çakamadığı bu evlerde oturmak
istemiyor.</li>
<li>
Gecekondu yoksulları; her an şafakta gelebilecek yıkım ekiplerinin
tehdidi altında devamlı günlük giysileriyle yatmak
istemiyor.</li>
<li>
Gecekondu yoksulları; kendi emeğiyle kurduğu bu mahallede komşularıyla
birlikte oluşturdukları sosyal yaşamın tasfiye edilmesini istemiyor.</li>
<li>
Gecekondu yoksulları; 40-50 yıldır yaşadığı evinin mülkiyet
sorununun çözülmesini istiyor.</li>
<li>
Gecekondu yoksulları; yaşadıkları mahallelerinin tüm alt yapı
sorunlarının çözüleceği, sosyal donatı alanlarının
tamamlanacağı ve kendilerinin de karar mekanizmalarına ve uygulama
süreçlerine, emekleriyle katılacağı “YERİNDE
ISLAH” projelerinin yapılmasını istiyor.</li>
</ul>
<p align="justify">
Gecekondu sorununun çözümü; öncelikle
iktidarların gecekondulunun oturduğu evlerin meşru sahipleri olduğunu
kabul etmelerinden geçiyor.</p>
<p align="justify">
Sonrası, bu mahallelerde, kentin dokusuna uygun, tüm sosyal
donatıları tamamlanmış "YERİNDE ISLAH<span style="font-style:
italic;">"</span><i> </i>projeleriyle birlikte düzenlenmeli ve
uygulanmalıdır.</p>
<p align="justify">
Bu çözüm, kentsel barışa katkı sunacağı gibi,
aynı zamanda bugüne kadar horlanan, dışlanan, aşağılanan,
potansiyel suçlu ilan edilen, evleri defalarca başına yıkılan
gecekondulunun mağduriyetini de giderecektir. Bu çözüm yolu
yoksullara karşı bugüne değin bu soruna ilişkin işlenen
suçların da bir özrü anlamına gelecektir.</p>
<p align="justify">
Çünkü; konut edinme hakkı, başka deyişle
"<i>barınma hakkı"</i> tartışılmaz, vazgeçilemez,
devredilemez evrensel bir insan hakkıdır.</p>
<p align="justify">
Konut hakkı; içindeki imkanlarla, çevresini oluşturan semtin
alt yapısıyla ve sosyal donatılarıyla, kolektif yaşam ortamıyla bir
bütündür. Bunları yok eden, hiçe sayan bir
çözüm halkın çözümü
değil, rant peşindeki tekellerin çözümüdür.</p>
<p align="justify">
Bu sorunu; biber gazlarıyla, katliamlar, tutuklamalar yoluyla
çözebileceğini zannedenler yanılıyorlar.</p>
<p align="justify">
Çünkü gecekondu yoksulları "YERİNDE ISLAH"
projeleri dışında bir çözümü kabul etmedi,
etmeyecektir.</p>
<p>
<strong><i>-- Sürecek --</i></strong></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder