<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6675>TÜRKİYE 22. ULUSLARARASI
MADENCİLİK KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ</a></h1><p>
Maden Mühendisleri Odası tarafından 11-13 Mayıs 2011 tarihleri
arasında Ankara‘da düzenlenen Türkiye 22. Uluslararası
Madencilik Kongresi sonuç bildirgesi yayımlandı.<br />
<br />
<strong>TÜRKİYE 22. ULUSLARARASI MADENCİLİK KONGRESİ SONUÇ
BİLDİRGESİ</strong><br />
<br />
Ülkemizde ve dünyada madencilik sorunlarının incelenmesi ve
tartışılması, bilimsel - teknik gelişmelerin ve uygulamalarının geniş
kitlelere aktarılması, araştırmacılar, işletmeciler ve yöneticiler
arasında yakın bir iletişimin sağlanması amacıyla, 11-13 Mayıs 2011
tarihleri arasında Ankara‘da düzenlenen Türkiye 22.
Uluslararası Madencilik Kongresinde 103 yerli ve yabancı bildiri
sunulmuştur. 15 ülkeden 500 delegenin takip ettiği Kongrenin 2.
günü "Madenlerde İşçi Sağlığı ve İş
Güvenliği" konulu bir panel düzenlenmiştir. Kongre
kapsamında Beypazarı trona madenine teknik gezi
gerçekleştirilmiştir. Kongre süresince açık tutulan
sergide 24 firma ürünlerini sergilemiştir.<br />
<br />
Üç gün süren Kongre‘de dile getirilen
görüş ve öneriler ana başlıklarıyla aşağıda
özetlenmiştir:<br />
<br />
-Madenlerin oluşumunda hiçbir kişinin ya da sınıfın emeği
yoktur. Bu nedenle insanlığın ortak değerleri olup, toplumların refahı
ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi amaçları doğrultusunda
üretilmelidir.<br />
<br />
-İçinde bulunduğumuz yüzyılda da, madencilik faaliyetleri
olmaksızın insan yaşamının refah içinde
sürdürülebilmesi olası değildir. Madenler, milyonlarca
yılda oluşan ve tüketildiğinde yenilenemeyen kaynaklardır. Bu
nedenle çok iyi planlanarak kamu yararına değerlendirilmesi
çok önemlidir.<br />
<br />
-Birçok ülkede madencilik endüstrisi
"özelleştirme, liberalleşme ve küreselleşme"nin etkisi
altında çalkalanıp durmakta, bu durum ciddi boyutta insani ve sosyal
sorunlara yol açmaktadır. Ülkemizde de uzun yıllardır
uygulanan madencilik ve çevre politikalarının sonucu olarak
madenlerimiz yağmalanmış ve sağlıklı çevrede yaşama hakkı
tehdit altında bırakılmıştır.<br />
<br />
-Ülkemiz, doğal kaynaklar açısından önemli bir
potansiyel taşımaktadır. Ancak ülke ekonomisinde madenciliğin
önemli bir yeri olduğu söylenemez. Sektörün, GSMH
içindeki payı % 1.5 dolayındadır. Oysa bu oran pek çok
gelişmiş ülkede daha yüksek rakamlardadır. Madencilikte en
önemli politikamız, ülkemizi hammadde üretip satan bir
ülke olmaktan çıkarıp, katma değeri yüksek nihai
ürünlerde söz sahibi bir ülke konumuna getirmek
olmalıdır.<br />
<br />
-Son yıllarda sektörümüzde yaşanan iş kazaları artarak
sürmektedir. Madencilik sektörü, doğası gereği özellik
arz eden ve bu nedenle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim
gerektiren dünyanın en zor ve riskli iş koludur. Odamız kayıtlarına
göre, 2008 yılında 43 maden çalışanı iş kazası sonucu
yaşamını yitirmişken, 2009 yılında bu sayı 92‘ye
çıkmıştır. 2010 yılında 105 kişi iş kazalarında hayatını
kaybetmiştir. 2011 yılında ise bugüne kadar 27 maden emekçisi
yaşamını yitirmiştir. Ancak bu sayının daha yüksek olduğu tahmin
edilmekte ve hayatını kaybedenler içerisinde maden mühendisi
meslektaşlarımız da bulunmaktadır.<br />
<br />
-1980‘li yılların başından itibaren uygulamaya konulan
özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans gibi yanlış uygulamalar;
kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve
kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve
deneyim birikimini dağıtmıştır. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan
kurum ve kuruluşlar yerine üretimin, teknik ve altyapı olarak
yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere
bırakılması, buna ek olarak kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir
biçimde yapılamaması iş kazalarının artmasına neden olmuştur.
Kazaların önlenebilmesi için insanı merkeze koyan,
çalışanı koruyan bir mevzuatın acilen hazırlanması ve
uygulanması olmazsa olmaz bir önceliktir. Bu konuda TMMOB‘un,
Odamızın ve ilgili tarafların görüşlerinin dikkate alınması
sorunun çözümünü kolaylaştıracaktır.<br />
<br />
-Ülkemiz, liberal ekonominin gerekliliği zannederek planlama
düşüncesinden vazgeçip tüm önceliğini piyasanın
ihtiyaçlarına göre şekillendirirken, AB geleceğini planlamakta
ve ihtiyacı olan madenleri nasıl ve nereden tedarik edeceklerinin
hesaplarını uzun vadeli olarak yapmaktadır. AB‘nin hazırlattığı
"Avrupa Birliği için Kritik Hammaddeler" raporu
incelendiğinde olayın önemi ve boyutu daha iyi anlaşılmaktadır.
Aynı şekilde ABD‘de, Çin‘de madenlerini ve sanayilerini
korumak için uzun vadeli stratejiler oluşturmakta ve önlemler
almaktadır. Bu durumda; ülkemizin de madencilik politikalarını
oluşturması, sanayi ve madencilik sektörünü planlaması,
"stratejik madenlerini" belirlemesi ve uzun vadeli stratejiler
belirlemesi hayati önem arz etmektedir.<br />
<br />
- Madencilik sektörüne gereken önemin verilmesi için
Madencilik Bakanlığı kurulmalıdır.<br />
<br />
-Uzun, orta ve kısa vadeli stratejilerin belirlenmesi amacıyla tüm
tarafların katılacağı Madencilik Şurası toplanmalıdır.<br />
<br />
-İş Güvenliği Yasası ve İş Güvenliği Mühendisliği
Yönetmeliği, meslek odalarının da görüşleri dikkate
alınarak çıkarılmalıdır.<br />
<br />
-Madenlerde kamu denetiminin sağlıklı yapılabilmesi için
MİGEM‘in taşra teşkilatı kurulmalı, bu yapı maden
mühendisleri ve diğer teknik elemanlarca
güçlendirilmelidir.<br />
<br />
-Yürürlükte olan Maden Kanunu; madenlerimizin hammadde olarak
ihracatına olanak sağlaması ve madenlerin aranması, bulunması,
görünür rezerv haline getirilmesi aşamasında maden
mühendislerinin yok sayılması başta olmak üzere mühendislik
bilim ve teknolojisinin yeterince göz önüne alınmaması
nedeniyle kamu yararı içermeyen bir metin durumundadır. Bu
nedenlerle yeniden ele alınmalı ve yapılacak çalışmalarda
Odamızın görüşleri dikkate alınmalıdır.<br />
<br />
-Doğal kaynaklarımızın korunması, mühendislik bilim ve teknolojisi
ışığında değerlendirilmesi amacıyla Jeotermal, Yeraltı Suları,
Yeraltı yapıları ( baraj, metro, tünel vb.) ve diğer
çalışma alanlarında maden mühendisinin sorumluluğu ve yetkisi
artırılmalı, söz konusu alanlara ait mevzuatta bu doğrultuda
düzenlemeler yapılmalıdır.<br />
<br />
Bu düşüncelerle, maden kazalarında yaşamını yitiren maden
mühendislerini ve bütün maden emekçilerini bir kez daha
saygıyla anıyoruz. 10 Şubat 2011 tarihinde Afşin‘de yaşanan maden
kazası sonucu hala kayan malzemenin altında bulunan biri meslektaşımız 9
kişinin akıbetleri konusunda yetkilileri açıklamaya yapmaya ve
sorumluluklarının gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.<br />
<br />
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.<br />
<br />
<strong>TMMOB<br />
<br />
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI<br />
<br />
YÖNETİM KURULU<br />
<br />
15 Mayıs 2011, Ankara</strong></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder