12 Mayıs 2011 Perşembe

Felaket kapitalizmin eseri!

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6643>Felaket kapitalizmin
eseri!</a></h1><p class="news">
(11.05.11) - K&uuml;tahya G&uuml;m&uuml;şk&ouml;y&lsquo;de bulunan Eti
G&uuml;m&uuml;ş AŞ&#39;ye ait g&uuml;m&uuml;ş madeni tesislerinde meydana
gelen &ccedil;&ouml;kme sonucu, arama faaliyetlerinde kullanılan
siyan&uuml;r&uuml;n suya karışmasıyla yaşanacak felaket riski
b&uuml;y&uuml;yor. Meslek odaları tarafından uzun vadeli sonu&ccedil;ları
olacağı, hatta toplu &ouml;l&uuml;mlere dahi yol a&ccedil;acağı
s&ouml;ylenen tehlike karşısında başta Başbakan, &Ccedil;evre ve Orman
Bakanı ve K&uuml;tahya Valisi olmak &uuml;zere sermaye d&uuml;zeni
temsilcilerinin b&uuml;y&uuml;k kısmı felaketi &ouml;rtbas etmeye
&ccedil;alışıyor.</p>
<p class="news">
<strong>&Ouml;zelleştirme felakete kapı araladı</strong></p>
<p class="news">
&Ouml;zelleştirmeler sonucu bir&ccedil;ok alanda yaşanan denetimsizlik
K&uuml;tahya&#39;daki &ldquo;kazanın&rdquo; da asıl nedeni. K&uuml;tahya
&ouml;rneği, kapitalistlerin her alanda maliyeti en az d&uuml;zeyde tutmak
i&ccedil;in &ccedil;evre ve insan sağlığını hi&ccedil;e saydığının
da bir g&ouml;stergesi. 2003 yılında &ouml;zelleştirilen Eti
G&uuml;m&uuml;ş tesisleri, o d&ouml;nemden sonra herhangi bir bakım ve
rehabilitasyondan ge&ccedil;memiş. &Uuml;stelik kapasitesini 3-4 kat
arttırmasına rağmen.</p>
<p class="news">
Sermaye devleti de siyan&uuml;rl&uuml; maden arama izinlerini vererek ve
gerekli denetimleri yapmayarak sorumluluğu doğrudan paylaşmaktadır.</p>
<p class="news">
&Ccedil;evredeki k&ouml;yl&uuml;lerin burjuva medyaya da yansıyan tepkileri
ise, işletmenin bu &ldquo;kaza&rdquo; olmadan &ouml;nce de yeterince
tehlikeli olduğunu g&ouml;steriyor. &Ccedil;evredeki k&ouml;ylerden
K&ouml;pr&uuml;&ouml;ren&#39;in Muhtarı Sabri G&ouml;r&uuml;r, 3 ay
&ouml;nce 5 k&ouml;y muhtarı ile heyet oluşturup Eti
G&uuml;m&uuml;ş&rsquo;e gittiklerini ve şirket y&ouml;neticilerine tedbir
almaları konusunda talepte bulunduklarını s&ouml;ylerken,
k&ouml;yl&uuml;lerden G&uuml;lseren Tekeli &ccedil;ocuğunun siyan&uuml;r
korkusundan ellerini yıkamadığını, Perihan Kolcu da yağmur
yağdığında k&ouml;ydeki balıkların &ouml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml;
anlatıyor. 88 yaşındaki Arif Duvahan ise kapitalizmin işleyiş
mantığını şu ifadelerle &ccedil;ok iyi &ouml;zetliyor:
&ldquo;K&acirc;rı 1 kişiye, zararı bin kişiye, 3 kişinin karnı doyuyor
3 bin kişi tehdit altında&rdquo;</p>
<p class="news">
<strong>Kazanın boyutları neden gizleniyor?</strong></p>
<p class="news">
&Ouml;l&uuml;mc&uuml;l tehlikeleri olabilecek bu olayda sermaye devleti
tarafından yapılan a&ccedil;ıklamalar ise ger&ccedil;eklikten
olduk&ccedil;a uzak.</p>
<p class="news">
T&uuml;rk Tabipleri Birliği (TTB) b&ouml;yle bir durumda ilk olarak
&ldquo;kırmızı alarm&rdquo; verilmesi gerektiğini s&ouml;yl&uuml;yor.
Siyan&uuml;r&uuml;n yol a&ccedil;abileceği &ccedil;evre ve insan sağlığı
etkilerinin b&ouml;lgede ciddi d&uuml;zeyde &ouml;nlem almayı
gerektirdiğine dikkat &ccedil;ekiyor. Bir dizi &ouml;nlem sıralayan TTB,
&ouml;ncelikli olarak &ccedil;evre k&ouml;ylerin boşaltılması gerektiğini
belirtiyor. Peki, bu durumda Başbakan Erdoğan, &Ccedil;evre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlu ya da K&uuml;tahya Valisi Kenan
&Ccedil;ift&ccedil;i&#39;nin koro halinde yaptıkları &ldquo;korkulacak bir
şey yok!&rdquo; a&ccedil;ıklamaları ne anlama geliyor?</p>
<p class="news">
Bunun temel nedenlerinden biri T&uuml;rkiye&#39;de siyan&uuml;r kullanarak
maden işletmeciliği yapan kapitalistlerin yoğunluğu. Bergama, Uşak,
Erzincan, G&uuml;m&uuml;şhane ve daha bir dizi şehirde bu t&uuml;r
şirketler faaliyet y&uuml;r&uuml;t&uuml;yor. Bunların faaliyetlerinin
durdurulması i&ccedil;in meslek odaları tarafından a&ccedil;ılmış
davalar var. Bu kazanın boyutları, s&ouml;zkonusu işletmelerin
&ccedil;evre ve insan i&ccedil;in ciddi tehlike anlamına gelen atık
havuzlarının kapanması y&ouml;n&uuml;nde toplumdan oluşacak baskıyı
&ouml;nlemek i&ccedil;in saklanıyor.</p>
<p class="news">
Son olarak Erdoğan, AKP&rsquo;nin d&uuml;nk&uuml; K&uuml;tahya mitinginde,
sızıntı ve sonrasındaki gelişmeleri &ccedil;ok yakından takip
ettiklerini s&ouml;yledi ve endişelenmeyi gerektirecek bir durum
olmadığını iddia etti. <em>&ldquo;Başbakan Yardımcımız Cemil
&Ccedil;i&ccedil;ek, &Ccedil;evre ve Orman Bakanımız Veysel Eroğlu,
K&uuml;tahya Valiliğimiz, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Y&ouml;netimi
Başkanlığımız meseleyi anbean izliyor&rdquo;</em> diyen Erdoğan
emek&ccedil;ilerin g&ouml;z&uuml;n&uuml;n i&ccedil;ine baka baka yalan
s&ouml;ylemeyi ihmal etmedi:</p>
<p class="news">
&ldquo;Gerekli tedbirler alınmıştır. Şu an itibariyle endişeyi
gerektirecek hi&ccedil;bir durum yok. K&uuml;tahyalı kardeşlerim,
k&ouml;yl&uuml;lerimiz hi&ccedil; endişelenmesinler, mesele takibimiz ve
kontrol altındadır. Hi&ccedil; endişe etmeyin&rdquo;</p>
<p class="news">
<strong>&ldquo;Yanlış y&ouml;nlendiriliyoruz&rdquo;</strong></p>
<p class="news">
Fakat meslek odaları ısrarla halkın yanlış y&ouml;nlendirildiğine
dikkat &ccedil;ekiyor. TMMOB&#39;ye bağlı &Ccedil;evre M&uuml;hendisleri
Odası (&Ccedil;MO) Y&ouml;netim Kurulu Başkanı Murat Taşdemir,
siyan&uuml;r etkisinin hemen bug&uuml;n değil&nbsp; 8-10 g&uuml;n
i&ccedil;erisinde &ccedil;ıkacağını s&ouml;yleyerek, &ldquo;Bir gram
sızma yok diye halkımızı yanlış y&ouml;nlendiriyorlar&rdquo; dedi.
Bununla beraber &ouml;nlem adı altında yapılan &ccedil;alışmaların da
yeni sorunlar doğurduğunu belirterek şunları s&ouml;yledi:</p>
<p class="news">
<em>&ldquo;Tesisin alt sette yaptığı taş dolgu &ccedil;alışması var.
Ne zaman biteceği belli değil. Fakat iki g&uuml;nde bitemez. Suyu
pompalamaya &ccedil;alışıyorlar. Ancak bir şeyi unutuyorlar. &Uuml;stten
suyu &ccedil;ekiyorlar, alttan zehirli &ccedil;amur doluyor.&rdquo;</em></p>
<p class="news">
Metalurji M&uuml;hendisleri Odası Başkanı Cemalettin
K&uuml;&ccedil;&uuml;k ise sızıntı olmadığı tespitine katılmıyor ve
uyarıyor: <em>&ldquo;&Ccedil;evre Bakanı 1 gram bile siyan&uuml;r&uuml;n
sızmadığını belirtmektedir. Oysa b&ouml;lgede herkes baraja
baktığında siyan&uuml;r taşmasını g&ouml;zleriyle g&ouml;rd&uuml;.
Buranın &uuml;zerinden her g&uuml;n tonları bulabilecek seviyede
buharlaşma s&ouml;z konusu. Hidrojen siyan&uuml;r buharı &ccedil;ok zehirli
bir gazdır. İnsanlar bunu yavaş yavaş soluyorlar. 1993&rsquo;te Dulkadir
k&ouml;y&uuml;n&uuml;n n&uuml;fusu ka&ccedil;tı? Şimdi ka&ccedil;?
İnsanlar o d&ouml;nemde neden mide kanserinden &ouml;ld&uuml;? Neden
a&ccedil;ıklamıyorlar?&rdquo;</em></p>
<p class="news">
Yani sermaye devleti kapitalist şirketleri ve onların rant havuzlarını
kollayarak insan sağlığını birkez daha hi&ccedil;e sayıyor. Ve
kapitalizmin insanlığa geleceksizlikten başka bir şey sunamayacağı
ger&ccedil;eği de K&uuml;tahya&#39;da yaşananlarla birlikte birkez daha
g&ouml;zlerimizin &ouml;n&uuml;ne seriliyor.</p>
<p class="news">
&nbsp;</p>
<p class="news">
<strong>http://www.kizilbayrak.net</strong></p>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder