<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6723>Seçimden sonra
üniversiteler karışacak / Koray Çalışkan</a></h1><p class="rtejustify">
YÖK kapsamlı bir üniversite reformu hazırlığı içinde.
Reform taslağının ana bileşenleri kamuoyuyla paylaşılmış değil.
Eğitim-Sen ve Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği gibi
meselenin doğrudan muhatapları tartışma sürecinden dışlanmış
durumda. YÖK Başkanı’nın kongrelerine katıldığı ve hatta
kurumunu örgütlemeye davet ettiği ‘Eğitim Bir Sen’
gibi AKP’nin sendikası gibi çalışan kurumların davet
edildiği forumlarda ‘tartışılan’ yükseköğrenim
reformu üniversitenin kapısına dayandı.</p>
<p class="rtejustify">
YÖK’ün kaldırılacağı konuşuluyor. Esas amaç, her
üniversitenin başına örülecek yeni minik YÖK’ler
kurmak. Mütevelli heyetlerinin idaresine bırakılacak
üniversitelerde, üniversite bileşenleri heyetlerin
seçiminden dışlanacak. Heyetlere düşünülen
üyeler ve hatta başkanlar ticaret odaları başkanları, valiler,
işadamları. Üniversite özerkliğini tam anlamıyla bitirecek,
üniversiteyi piyasaya servis veren bir kuruma
dönüştürecek bir reform programı üniversitelerin
üzerine yürüyor.</p>
<p class="rtejustify">
<strong>İlk sinyaller</strong></p>
<p class="rtejustify">
Rıfat Sarıcaoğlu, uluslararası eğitim yatırım şirketi
Laureate’in Bilgi Üniversitesi’ne ortak olduktan sonra
üniversite mütevelli heyetinin başına getirdiği işadamıdır.
Bir süredir Vatan’daki köşe yazılarıyla AKP
üniversite reformunun ana destekçisi haline gelen Sarıcaoğlu,
şirket üniversitesi planının Türkiye’deki en önemli
lobicilerinden. Geçenlerde Yusuf Ziya Özcan, “İleride
üniversitelerimizde okuyacak öğrenci bulamayacağız”
demiş. Sarıcaoğlu da “Doğru vallaha” minvalinde bir yazıyla
hocasını kutlayıp “Gelecekte nasıl bir üniversite”
sorusunu bizim için yanıtlamış.</p>
<p class="rtejustify">
Yüz binlerce gencimizin üniversiteye giremediğini, yüz
binlerce öğrencimizin üniversite demeye bin şahit isteyen tabela
kurumlarda okumayı şans saydığı bir ülkede “yakında
üniversitede okuyacak genç bulamayacakmışız.”</p>
<p class="rtejustify">
<strong>Amaç başka</strong></p>
<p class="rtejustify">
Esas amaç, bir reform hareketiyle üniversitelerin piyasa
mantığına tamamen entegre olması. Bu ihtiyacın anlamlı ve acil
olduğunu artık anlatmak çok zor. Çünkü
bütün dünya piyasaların güven vermeyen kurumlar
olduğunu kabul etti. Eğitim kadar olağanüstü dikkat sarf etmemiz
gereken bir toplumsal sorumluluğun artık sorumsuzluğu tescillenmiş piyasa
kurumuna teslim edilmesine herkes en azından şüpheyle bakar. Bu
nedenle sanki dünyada çok radikal bir değişim olmuş da biz
gerisinde kalmışız gibi bir aciliyet hissiyatı yaratılmaya
çalışılıyor.</p>
<p class="rtejustify">
Sarıcaoğlu’na göre yakında öğrenci kalmayacağı
için üniversiteler bile kapanabilirmiş. Hatta “2030
yılında zekâ geliştirici haplar eczanelerde satılacak.
Çocukların IQ’su geçici süreler için de
olsa, belirli oranda artabilecek. Belki de aynı yıl Uzakdoğu’da
genetik mühendisliğin gelişmesiyle artık genetik açıdan
mükemmele yakın çocuk doğurmak şart koşulacak ve bunun
için teşvikler verilecek”miş. (Vatan, 11.01.2010)</p>
<p class="rtejustify">
Aciliyet ve radikal değişim hissiyatı yaratıldıktan sonra esas mesele
patlatılıyor: Ücretsiz eğitim olmamalı. Hatta Sarıcaoğlu’na
göre benim de hoca olduğum Boğaziçi gibi üniversiteler
kesinlikle paralı olmalı. Hatta, bilmiyorum, belki bir süre sonra
yüz bulunursa kamu üniversitelerinin özelleştirilmesi
önerilecek.</p>
<p class="rtejustify">
Ne güzel olur, devlet Boğaziçi’ni satar. Laureate alır.
Üstüne de bir sürü para kazanır. Parası olmayan
öğrencilere de karşılıklı burs verilebilir. Okulda
çalışabilirler. Yoksul öğrenciler araba yıkayabilir,
sınıfların tozunu alabilir. Neden olmasın? Yirmi sene sonra zekâsı
az gelişmiş çocukları doğurmak yasaklanabiliyorsa, bu çok
mu absürd?</p>
<p class="rtejustify">
Konu çok önemli. En önemli zenginliğimiz cıvıl cıvıl
gençlerimiz. Onları böylesine bir pespaye piyasa mantığının
uzantısı haline gelmiş üniversitelerde okutmak isteyip
istemediğimizi daha ciddiyetle tartışmamız gerek. Seçimden sonra
tartışma olmadan bir reform saldırısı gelecek gibi. 30 yıl sonrayı
öngörenler, 30 gün sonrayı nasıl öngöremiyor
anlamıyorum. Böyle bir adım üniversiteleri karıştırır.</p>
<p class="rtejustify">
<strong>Kaynak: radikal.com.tr</strong></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder