<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6674>Evlerimizi Yaşamımızı
Hayallerimizi YIKTIRMAYACAĞIZ!!! / 2. bölüm</a></h1><p class="rtejustify">
<em><a
href="http://www.ivmedergisi.com/evlerimizi-ya%C5%9Fam%C4%B1m%C4%B1z%C4%B1-hayallerimizi-yiktirmayaca%C4%9Fiz-2-b%C3%B6l%C3%BCm.html"
target="_blank">Yazının 2. bölümü için lütfen
tıklayınız.</a></em></p>
<h3 class="rtejustify" style="color: Red;">
Peki nedir "YERİNDE ISLAH"?</h3>
<p class="rtejustify">
Bir bütün olarak, Türkiye’de <b>“<i>kentsel
dönüşüm</i>”</b> uygulamaları, İmar Islah Plan
değişikliği, gecekondu yıkımları, kültürel tarihi
zenginliklerin tahrip edilmesi, orman alanlarının, su havzalarının
talanı, emperyalist tekellerin ve işbirlikçilerinin kâr/rant
amaçları ön planda tutularak kentlerin bu kesimlere
pazarlanması olarak şekillenmiştir.</p>
<p class="rtejustify">
Sınıfsal özünden soyutlanmış haliyle, sadece kentin
fiziki-coğrafi görünümünün düzenlenmesi
anlamına gelen<b>, <i>“kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent
kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve
ticaret alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak,
deprem riskine karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve
kültürel dokusunu korumak amacıyla</i>”</b> denilerek bir de
ulvi ve kutsi bir havaya büründürülerek tartıştırılan
<b> “kentsel dönüşüm”</b> kavramı, insandan uzak
ve soğuk imajına ve kimi <i>“kent bilimcileri”</i> tarafından
kavramın içeriği/uygulanışı itibariyle <b>“kentlerin
ahlaksız dönüşümü”</b>, <b> “kentlerin
rantsal bölüşümü”</b> olduğu söylenmesine
karşın, bazı kimseler kentsel dönüşümün toplumsal
yanlarının da olabileceğini de belirterek kavramın tamamına karşı
çıkma cesareti gösterememektedirler.</p>
<p class="rtejustify">
Oysa ki, sınıflı toplumlarda <b><i>“Kentsel
dönüşüm”</i></b><i>;</i> özünde diğer
alanlardaki dönüşümlerde de olduğu gibi sistemin
ihtiyaçları ve egemen sınıfların çıkarlarına hizmet eden,
kentlerin uluslararası ve işbirlikçi tekeller tarafından talan
edilmesine izin veren, yoksulların ise konutlarının başlarına
yıkılarak kent dışına sürülmelerinin bir aracı, bir
<b>dönüşümü </b> olarak kullanılmaktadır.</p>
<p class="rtejustify">
İşte bu nedenle biz; iflah olmaz <b>“kentsel
dönüşüm”</b> kavramının kapitalist sistemlerde kente,
yoksul halka karşı bir saldırı projesi olduğunu
düşünüyoruz. Bu nedenle, kentin tarihi, kültürel
dokusunu koruyan, egemenlerin kâr/rant çıkarına hizmet
etmeyen, yoksulların konutlarının başlarına yıkılmasına ve kentten
sürülmesine neden olmayan, tersine mahallelerinin ve konutlarının
insanca yaşanılabilir olmasını amaçlayan, “YERİNDE
ISLAH” kavramını kullanıyoruz.</p>
<p class="rtejustify">
Egemen sınıflar tarafından kendi krizine çözüm olması
ve sınıfsal çıkarlarına hizmet etmesi amacıyla ortaya
sürülen <b>"Kentsel dönüşüm"</b>
kavramının tersine,<span style="font-weight: bold;">
"</span><b>yerinde ıslah"</b> kavramı, tartışmaların
<b>"kırk katır mı kırk satır mı"</b> ikileminden
çıkarılarak burjuva bataklığından kurtarılmasını ve sorunu
kavram kargaşasından uzaklaştırarak, burjuvazinin konu üzerinde
demagoji yapmasını sınırlayacak ve tartışmaların ülke, kent ve
halk yararına sonuçlandırılmasını sağlayacaktır.</p>
<p class="rtejustify">
<b>Çünkü "Yerinde Islah" kavramı;</b></p>
<ul type="DISC">
<li class="rtejustify">
Kent ve kentte yaşayanların birebir yaşamlarıyla ilgili olan başta
barınma olmak üzere, sağlık, eğitim, ulaşım, çevre (su,
atık, yeşil alan, hava-gürültü kirliliği vb.) rekreasyon
(dinlenme ruh ve beden sağlığı) ile ilgili tüm sorunların
çözümünü ve insanca yaşama koşullarının
iyileştirilmesidir.</li>
<li class="rtejustify">
Kentlerin fiziki durumlarının iyileştirilmesinin yanında, esas olarak,
kentlerde yaşayan toplumun ekonomik-sosyal-kültürel olarak kentten
yararlanma anlamında sosyal adaletin azami olarak sağlanmasını da
içermektedir.</li>
<li class="rtejustify">
Bireylerin bir diğerinin haklarını yok sayan
<i>“özel”</i> çıkarlarını değil, kent ve
ülkede yaşayanların genel çıkarlarını esas alır.</li>
<li class="rtejustify">
Kentin tüm sorunlarının çözümünde, karar alma
süreçlerinden başlayarak uygulamaların tüm aşamalarında,
kentte yaşayanların örgütlü/bireysel katılımını ve
denetimini esas alır.</li>
<li class="rtejustify">
Bölgeler arası eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasını da
amaçlar. Kent ve ülke genelini kapsayan bir yaklaşımla
projeleri bütünlüklü olarak ele alır. Bu aynı zamanda
<b>“taşı toprağı altın”</b> diyerek kırdan kente
göç ettirilen nüfusun belli kentlerde yoğunlaşmasının da
önüne geçer.</li>
<li class="rtejustify">
<b>“Yerinde Islah” </b>projeleri, esas olarak insan merkezli
projeler olup, kentin ormanlık alanlarının ve su havzalarının talan
edilmesinin önüne geçeceği gibi, bu alanların ıslah
edilmesi ve artan nüfusa oranla kullanım alanlarının ve
kapasitelerinin genişletilmesini hedefler. Bu aynı zamanda kentlerimizde
yaşanan susuzluk ve su baskınları gibi “afet”lerin de
yaşanmasını engelleyecektir.</li>
</ul>
<h3 class="rtejustify" style="color: Red;">
<b>Halk Olarak Kendimiz Yönetmedikçe Yağmadan, Talandan,
Yıkımlardan Kurtuluş Yoktur</b></h3>
<p class="rtejustify">
Gecekondu yoksulları 40-50 yıldan bu yana çokça yıkımlar
yaşadılar. Gecekondulu olmayı kendileri tercih etmediler. Kendilerini
şehirlere göçe teşvik edenler onları bu tercihe zorladılar ve
hatta denilebilir ki teşvik ettiler. Kendi üzerlerindeki
sorumlulukları gecekonduluların üzerine attılar.</p>
<p class="rtejustify">
Yönetme zihniyetlerinin mihenk taşına insan yerine kar/rant
gelirlerini koydukları için, milyonlarca insanın yaşadıkları
sıkıntıyı görmediler, görmezden geldiler.</p>
<p class="rtejustify">
Onların gözünde gecekondulara tıkıştırdıkları insanlar
seçim zamanlarında oy kullanmaları için gerekliydi. Sistemin
devamlılığı için oy depoları olarak gördüler onlar.
Bunun dışında hep yok sayıldılar, hiçbir yerde insan yerine
konulmadılar.</p>
<p class="rtejustify">
Hastane kapılarında sıra beklerken ölenler onlardır.</p>
<p class="rtejustify">
Kış günü işlerinden atılanlar, evleri başlarına yıkılanlar
onlardır.</p>
<p class="rtejustify">
Okula çağlarında çalışmak zorunda kalan, üniversite
kapıları suratlarına kapanan onların çocuklarıdır.</p>
<p class="rtejustify">
Tüm bu yaşananları bir kader gibi algılayan, şükredip boyun
eğmesi, biat etmesi beklenenler de onlardır.</p>
<p class="rtejustify">
Gecekondu yoksulları yıllardır böyle yönetildiler. Farklı
partilerin kurduğu onlarca hükümet gördüler,
darbeler-cuntalar yapıldı ancak gecekondu yoksullarının sorunlarına
bakış değişmedi.</p>
<p class="rtejustify">
Yok sayıldılar, aşağılandılar, itildiler, kakıldılar ve hep
suçlandılar.</p>
<p class="rtejustify">
Tüm bu yaşananlar, insana değer vermeyenler tarafından bize
yaşatılanlardır ve bilinmelidir ki yazgı değildir.</p>
<p class="rtejustify">
Gecekondu yoksullarının bu kötü yazgılarını değiştirmek
yine kendi ellerindedir.</p>
<p class="rtejustify">
Öncelikle içinde kendilerinin olmadığı, mahalle halkına
hizmet etmeyen hiçbir proje <b>KABUL EDİLMEMELİDİR.</b></p>
<p class="rtejustify">
Gecekondu mahallelerinde<b> </b> yaşayanlar, önümüzdeki
süreçte çok çeşitli gerekçelerle
yapılması planlanan yıkımlara karşı, mahalle, ilçe
düzeyinde tüm dernekleri, kurumları bir araya getirerek,
çeşitli görevleri olan komisyonlar (basın, hukuk, halkla
ilişkiler, dayanışma, sağlık, eğitim vb.) kurarak, mevcut olanları
genişleterek, <b>ÖRGÜTLENMELERİNİ YENİLEMELİDİR.</b></p>
<p class="rtejustify">
Mevcut örgütlenmelerini güçlendirmeli, yıkımı
hedeflenen mahalledeki tüm halkı, hane hane dolaşarak, ev sahibi
kiracı demeden, iktidarın amacına ulaşmak için "anlaşma,
sözleşme, sözleşmenin iyileştirilmesi" gibi
"pazarlığı" temel alan tuzaklar ile ilgili olarak <b>MAHALLE
HALKI</b> <b>BİLGİLENDİRİLMELİDİR.</b></p>
<p class="rtejustify">
Mahalle halkının tamamını bilgilendirmenin yanı sıra, her mahalle
örgütlülüğü, kendi mahalle sorunlarını ve
yıkımların haksızlığını hukuksuzluğunu anlatan dosyalar
oluşturmalı ve medya yöneticilerinin tüm engellemelerine rağmen
genel kamuoyu basın, televizyon ve İnternet üzerinden<b>
BİLGİLENDİRİLMELİDİR.</b></p>
<p class="rtejustify">
Bu çalışmaların ardından yıkım sorunu yaşayan tüm mahalle
örgütlülüklerinin il düzeyinde bir araya getirilmesi
sağlanmalı ve <b>ORTAK ÖRGÜTLENME VE BİRLİKTE MÜCADELE
YÖNTEMLERİ GELİŞTİRİLMELİDİR.</b></p>
<p class="rtejustify">
Elbette tüm bu çalışmalar, evlerimizin yıkılmasını,
mahallemizin tasfiye edilmesini engellemek için yapacağımız
direniş içindir. Oysa ki onlarca yıldan bu yana
yaşadıklarımızın esas nedeni <b>BİR TÜRLÜ KENDİ KENDİMİZİ
YÖNETMEYİ BAŞARAMAMAKTIR.</b></p>
<p class="rtejustify">
Bilinmelidir ki;</p>
<p class="rtejustify">
<b>HALK OLARAK KENDİMİZ YÖNETMEDİKÇE YAĞMADAN, TALANDAN,
YIKIMLARDAN KURTULUŞ YOKTUR.</b></p>
<p class="rtejustify">
Yine bilinmelidir ki;</p>
<p class="rtejustify">
Gecekondulaşma ve en genel anlamda konut sorunu ise; insanın insan
tarafından sömürülmediği, tüm ekonomik, siyasal,
kültürel, bilimsel ve teknolojik gelişimin insanlığın hizmetine
sunulduğu bir sistem şeklinde "<i>bütün toplumsal düzen
temelden yeniden şekillendirildiği zaman..."</i> ortadan
kaldırılabilir.</p>
<p class="rtejustify">
<b>Mühendislik Mimarlık ve Planlamada </b><br />
<b>+İVME Dergisi</b></p>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder