<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6772>Ölmeden Gömüldük, Duyun
Bizi! - Yıldırım Türker</a></h1><p>
</p>
<div class="BlackContent" id="metin2" style="margin-top: 0px; margin-right:
0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right:
0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; ">
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; color: black; ">
Bugün resimaltımız bir hapishane mektubu olsun. <br />
Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde ağırlaştırılmış
müebbetliklerin sorunları için mahkûmların 6 Eylül
2010 günü başlattıkları direniş sürüyor. Oradan gelen
mektuplardan cezaevi yönetiminin hiçbir çözüme
yanaşmadığını, uzlaşmaya gönlünün olmadığını
anlıyoruz. <br />
Yasaları bile umursamayan yönetim, bakanlıktan kendilerine
böyle bir uyarı gelmediği dışında bir açıklama da
yapmıyor.</p>
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
<img alt=""
src="http://i.radikal.com.tr/150x113/2011/05/29/fft16_mf730866.Jpeg"
style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left:
0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left:
0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width:
0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial;
outline-width: 0px; outline-style: initial; outline-color: initial;
font-weight: normal; font-style: inherit; font-size: 15px; font-family:
inherit; vertical-align: top; border-style: initial; border-color: initial; "
/><br />
Mektuplardan birinde, “En basit ve en haklı talepler için
dahi ‘Bunu kabul edersek yeni talepler gelir!’ diye
düşünmektedirler. Bu nedenledir ki ‘insan’ olarak hak
verdikleri, haklı buldukları ve diğer F tiplerinde uygulanan pek
çok şey (Örneğin en basitiyle boncuk, elişi üretimi,
çiçek, kırtasiye malzemeleri, giysiler, hediyelik eşyalar,
plastik raflar vb. burada yasaktır!); çünkü mahpusun
yaşamını kısmen kolaylaştıracak, insanca yaşayacağı koşullar
mahpusun yeni taleplerine yol açar! O nedenle ne kadar sıkılırsa,
ne kadar baskı uygulanırsa o kadar iyi yönetilecektir!” yazmış
arkadaşlar. <br />
Şebnem Korur Fincancı, cezaevlerindeki ağır hasta tutukluların
durumuna dikkatimizi çekmek için uzun zamandır
çırpınıyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı
ve eski Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fincancı,
cezaevlerindeki ağırlaşan tecrit koşullarının ölüme davetiye
çıkardığını söylüyor. Fincancı, hâlâ
sürmekte olan işkence uygulamalarının cezasız
geçiştirilmesine isyan ediyor: “Kamu görevlileri
soruşturma izni verilmeyerek korunuyor. Yargı da bu kişiler için
bir daha suç işlemeyeceği gerekçesiyle takipsizlik kararı
veriyor. Cezasızlık olunca ister istemez işkence de sürüyor.
Çünkü işkencenin yapılması gerektiği gibi bir algı
yaratılıyor.” <br />
Yani sıfır tolerans palavrasına rağmen değişen fazla bir şey yok.
Vahşilere göre işkenceyi hak edenler var. Onlara işkence etmeyip de
hoş mu tutacaklar? Kanser ve intihar vakalarındaki artış konusunda da
söyledikleri aydınlatıcı: “Yalnızlaştırılmış kişiler,
koruyucu mekanizmalar olmadan tümüyle o cezaevinin insafına terk
ediliyor. Bu nedenle hastalıklar ve intiharlar arttı. İşkence sonucu
ölüm olgularında da artış var. Tecrit sistemi, örneğin
bağışıklık sistemi üzerine çok olumsuz etkiler yaratıyor.
Tecride uğrayan bütün canlılarda organizmaya ait birtakım
koruyucu mekanizmalar işlevsiz hale geliyor. Çünkü
dışarıdan bir tehdit olmadığı yanılsaması içine girildiği
için canlı organizma kendini korumaktan vazgeçiyor.
Bağışıklık sistemi bir kendini koruma mekanizmasıdır, kendini koruma
mekanizması devre dışı olunca da ister istemez kanser gibi, birtakım
başka sağlık sorunları gibi ciddi hastalıkların ortaya
çıkmasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Ayrıca ruhsal etkileri de
var. Çünkü tecritte herhangi bir uyarılanın olmaması,
uyaranın son derece sınırlı olması, az sayıda insanın sürekli
birbirleriyle olması gibi durumlarda ruhsal problemler ortaya
çıkıyor.” <br />
<br />
<strong style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: bold; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; ">Yine Adli Tıp
düğümü </strong><br />
Fincancı’nın en can alıcı vurgusu, devletin Adli Tıp
Kurumu’na yaklaşımı üstüne. Yasalar
çerçevesinde üniversite hastanelerinden ve başka
kurumlardan değerlendirmeler almak mümkün iken ille Adli Tıp
Kurumu’na havale ediliyor bütün rapor işleri: “Adli
Tıp Kurumu, Adalet Bakanlığı’na bağlı bir kuruluştur. En ciddi
sorunlardan biri budur Türkiye için. Bu bir devlet kurumudur ve
sonuçta devletin taraf olduğu bir süreçte devletin bir
kurumunun bilirkişilik yapıyor olması tartışmaya açıktır.
Yargının da bu devletçi bakış açısı nedeniyle Adli Tıp
Kurumu’ndan görüş soruyor olması, kararları
tartışmamıza neden oluyor. Kurumda uzmanlar ve bilirkişiler bilimsel
kriterler ölçüsünde seçilmemektedir. Sorun
burada zaten, yoksa o kişi-bu kişi önemli değil. Bir ismi hedef almak
yerine, bu yapıyı değiştirmek gerekiyor. Eğer biz bilirkişilik hizmeti
alacaksak bilimsel kriterler oluşturmalıyız.” <br />
Yarın İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, ‘Tecrit
İçinde Tecrit’ üstbaşlığıyla bir sempozyum
düzenliyor. Tünel’deki İstanbul Barosu Kültür
Merkezi’nde yapılacak sempozyum saat 10.00’dan 18.30’a
kadar sürecek. <br />
Basın bildirisini kısaltarak aktarıyorum: <br />
“Türkiye, 19 Aralık 2000 sonrası cezaevi uygulamaları ile
yeni bir döneme girmiş; F tipi uygulaması ile başlayan
süreçte hak ihlalleri artmış; Ceza İnfaz Yasası,
tüzük, genelge ve yönetmeliğe bağlı olarak geliştirilen
tecrit ve tretman uygulamaları ile sürekli gündemde olmuş ve
aradan geçen 11 yıla rağmen herhangi bir iyileşme
sağlanamamıştır. <br />
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahpuslar,
‘F’nin içinde ikinci bir ‘F’ye kapatılırlar;
zindan içinde zindan yaşarlar adeta... Örneğin,
ağırlaştırılmış müebbet hapis mahkûmu mahpuslar,
açık görüşte, diğer mahpuslardan farklı olarak, iki
kişiyle, aynı anda görüşemez. Ziyarete anne ve babası
gelmişse, önce biri alınmakta, diğeri dışarıda bekletilmektedir...
Böylece mahpusun sadece kendisi değil, dışarıdaki yakınları da,
sadece bedeni değil, yüreği de cezalandırılmış
olmaktadır. <br />
...Türkiye’de idam 1984 yılı sonrası uygulanmadı, 2002
yılında ise yasalardan kaldırıldı. Ölüm cezası uygulaması,
ölünceye kadar devam edecek olan ‘müebbet ağır hapis
cezası’na dönüştürüldü ve cezalarının
infazının ‘ölünceye kadar’ devam etmesi
kararlaştırıldı. Bu ağır ceza uygulamasıyla da yetinmeyen
hükümet, 2005 yılında yasal değişiklikle birlikte tutukluların
kazanmış olduğu hakları geri alarak ‘ağır müebbetlik
hükümlülerin’ infaz koşullarını daha da
ağırlaştırdı.<br />
...2000 sonrası sistemli olarak uygulanan tecrit, cezaevlerinin
sağlıksız koşulları, yeteri kadar besin alamamak, hastalıkları kronik
hale getirmiştir... Hapishanelerde 98’i ağır, yüzlerce hasta
mahpus bulunmaktadır. Hasta mahpuslarla ilgili sorunların başında, hayati
tehlikesi olan hastalığa yakalanmış mahpusların hem tedavi edilmeyerek
hem de serbest bırakılmayarak adeta ölüme terk edilmesi
gelmektedir. <br />
...Yukarıda bahsettiğimiz hapishanelerde uygulanan ağır tecrit
koşullarının yanı sıra CİK’nin 16. ve 25. maddesine dair yaşanan
ağır hak ihlalleri hususunda İnsan Hakları Derneği olarak taleplerimiz
şöyledir; <br />
1- Baskıcı ve işkence anlamına gelen hükümleriyle; <br
/>
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
hükümlüsünü tek kişilik hücrede tecrit
altında tutan, <br />
b) Sadece eşi, alt ve üst soyu, kardeşi ve vasisini
görüşmeci olarak kabul eden, <br />
c) Görüşme periyodunu 15 günle sınırlayan, <br />
d) Mahkûma günde sadece 1 saat havalandırma hakkı
sağlayan, <br />
e) Ölümcül hastalık halinde dahi mahkûmun tahliyesine
izin vermeyen, <br />
f) Cezaevi içi görüşleri sadece kendi
statüsünde olan mahpuslarla sınırlayan ve bunu dahi
uygulamayan <br />
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 25.
maddesi kaldırılmalı, hükümlüler arasında infaz rejimi
açısından ayrımcılık yapılmamalıdır. <br />
2- Hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetme riski altında bulunan
hükümlüler daha iyi tedavi koşulları için; yakın
ölüm tehlikesi altında bulunanlar veda ve huzur hakkı kapsamında
tahliye edilmelidir. <br />
Cezaevlerinde yaşanan bu insanlık dışı koşullar bir türlü
ülke gündemine girememekte, kamuoyunun dikkatini
çekememekte, dolayısıyla en küçük bir iyileşme
umudu yeşerememektedir. İletişimde, haber paylaşımında ve
düşünce üretiminde önemli bir rol oynayan köşe
yazarlarının, görsel medya mensuplarının ve diğer kamuoyu
oluşturucularının konuyu ele almaları bu yönde bir duyarlılığın
oluşturulmasına büyük bir katkıda bulunacaktır. <br />
İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu olarak 29 Mayıs 2011 tarihinde
yapacağımız ‘Tecrit İçinde Tecrit’ konulu sempozyumla
sorunu dikkatinize sunuyor, arzu ettiğiniz takdirde raporlarımızı ve
bulgularımızı sizinle paylaşmaya hazır olduğumuzu özellikle
belirtmek istiyoruz. <br />
İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu”</p>
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
</p>
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
Kaynak: RADİKAL</p>
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
29 Mayıs 2011</p>
</div>
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder