29 Mayıs 2011 Pazar

Ölmeden Gömüldük, Duyun Bizi! - Yıldırım Türker

<h1><a href=http://www.ivmedergisi.com/node/6772>Ölmeden Gömüldük, Duyun
Bizi! - Yıldırım Türker</a></h1><p>
&nbsp;</p>
<div class="BlackContent" id="metin2" style="margin-top: 0px; margin-right:
0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right:
0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; border-top-width: 0px;
border-right-width: 0px; border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px;
border-style: initial; border-color: initial; outline-width: 0px;
outline-style: initial; outline-color: initial; font-weight: normal;
font-style: inherit; font-size: 13px; font-family: inherit; vertical-align:
baseline; border-style: initial; border-color: initial; ">
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; color: black; ">
Bug&uuml;n resimaltımız bir hapishane mektubu olsun.&nbsp;<br />
Tekirdağ 1 No&rsquo;lu F Tipi Cezaevi&rsquo;nde ağırlaştırılmış
m&uuml;ebbetliklerin sorunları i&ccedil;in mahk&ucirc;mların 6 Eyl&uuml;l
2010 g&uuml;n&uuml; başlattıkları direniş s&uuml;r&uuml;yor. Oradan gelen
mektuplardan cezaevi y&ouml;netiminin hi&ccedil;bir &ccedil;&ouml;z&uuml;me
yanaşmadığını, uzlaşmaya g&ouml;nl&uuml;n&uuml;n olmadığını
anlıyoruz.&nbsp;<br />
Yasaları bile umursamayan y&ouml;netim, bakanlıktan kendilerine
b&ouml;yle bir uyarı gelmediği dışında bir a&ccedil;ıklama da
yapmıyor.</p>
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
<img alt=""
src="http://i.radikal.com.tr/150x113/2011/05/29/fft16_mf730866.Jpeg"
style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left:
0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left:
0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px; border-bottom-width:
0px; border-left-width: 0px; border-style: initial; border-color: initial;
outline-width: 0px; outline-style: initial; outline-color: initial;
font-weight: normal; font-style: inherit; font-size: 15px; font-family:
inherit; vertical-align: top; border-style: initial; border-color: initial; "
/><br />
Mektuplardan birinde, &ldquo;En basit ve en haklı talepler i&ccedil;in
dahi &lsquo;Bunu kabul edersek yeni talepler gelir!&rsquo; diye
d&uuml;ş&uuml;nmektedirler. Bu nedenledir ki &lsquo;insan&rsquo; olarak hak
verdikleri, haklı buldukları ve diğer F tiplerinde uygulanan pek
&ccedil;ok şey (&Ouml;rneğin en basitiyle boncuk, elişi &uuml;retimi,
&ccedil;i&ccedil;ek, kırtasiye malzemeleri, giysiler, hediyelik eşyalar,
plastik raflar vb. burada yasaktır!); &ccedil;&uuml;nk&uuml; mahpusun
yaşamını kısmen kolaylaştıracak, insanca yaşayacağı koşullar
mahpusun yeni taleplerine yol a&ccedil;ar! O nedenle ne kadar sıkılırsa,
ne kadar baskı uygulanırsa o kadar iyi y&ouml;netilecektir!&rdquo; yazmış
arkadaşlar.&nbsp;<br />
Şebnem Korur Fincancı, cezaevlerindeki ağır hasta tutukluların
durumuna dikkatimizi &ccedil;ekmek i&ccedil;in uzun zamandır
&ccedil;ırpınıyor. T&uuml;rkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı
ve eski Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fincancı,
cezaevlerindeki ağırlaşan tecrit koşullarının &ouml;l&uuml;me davetiye
&ccedil;ıkardığını s&ouml;yl&uuml;yor. Fincancı, h&acirc;l&acirc;
s&uuml;rmekte olan işkence uygulamalarının cezasız
ge&ccedil;iştirilmesine isyan ediyor: &ldquo;Kamu g&ouml;revlileri
soruşturma izni verilmeyerek korunuyor. Yargı da bu kişiler i&ccedil;in
bir daha su&ccedil; işlemeyeceği gerek&ccedil;esiyle takipsizlik kararı
veriyor. Cezasızlık olunca ister istemez işkence de s&uuml;r&uuml;yor.
&Ccedil;&uuml;nk&uuml; işkencenin yapılması gerektiği gibi bir algı
yaratılıyor.&rdquo;&nbsp;<br />
Yani sıfır tolerans palavrasına rağmen değişen fazla bir şey yok.
Vahşilere g&ouml;re işkenceyi hak edenler var. Onlara işkence etmeyip de
hoş mu tutacaklar? Kanser ve intihar vakalarındaki artış konusunda da
s&ouml;yledikleri aydınlatıcı: &ldquo;Yalnızlaştırılmış kişiler,
koruyucu mekanizmalar olmadan t&uuml;m&uuml;yle o cezaevinin insafına terk
ediliyor. Bu nedenle hastalıklar ve intiharlar arttı. İşkence sonucu
&ouml;l&uuml;m olgularında da artış var. Tecrit sistemi, &ouml;rneğin
bağışıklık sistemi &uuml;zerine &ccedil;ok olumsuz etkiler yaratıyor.
Tecride uğrayan b&uuml;t&uuml;n canlılarda organizmaya ait birtakım
koruyucu mekanizmalar işlevsiz hale geliyor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml;
dışarıdan bir tehdit olmadığı yanılsaması i&ccedil;ine girildiği
i&ccedil;in canlı organizma kendini korumaktan vazge&ccedil;iyor.
Bağışıklık sistemi bir kendini koruma mekanizmasıdır, kendini koruma
mekanizması devre dışı olunca da ister istemez kanser gibi, birtakım
başka sağlık sorunları gibi ciddi hastalıkların ortaya
&ccedil;ıkmasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Ayrıca ruhsal etkileri de
var. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; tecritte herhangi bir uyarılanın olmaması,
uyaranın son derece sınırlı olması, az sayıda insanın s&uuml;rekli
birbirleriyle olması gibi durumlarda ruhsal problemler ortaya
&ccedil;ıkıyor.&rdquo;&nbsp;<br />
<br />
<strong style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: bold; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; ">Yine Adli Tıp
d&uuml;ğ&uuml;m&uuml;&nbsp;</strong><br />
Fincancı&rsquo;nın en can alıcı vurgusu, devletin Adli Tıp
Kurumu&rsquo;na yaklaşımı &uuml;st&uuml;ne. Yasalar
&ccedil;er&ccedil;evesinde &uuml;niversite hastanelerinden ve başka
kurumlardan değerlendirmeler almak m&uuml;mk&uuml;n iken ille Adli Tıp
Kurumu&rsquo;na havale ediliyor b&uuml;t&uuml;n rapor işleri: &ldquo;Adli
Tıp Kurumu, Adalet Bakanlığı&rsquo;na bağlı bir kuruluştur. En ciddi
sorunlardan biri budur T&uuml;rkiye i&ccedil;in. Bu bir devlet kurumudur ve
sonu&ccedil;ta devletin taraf olduğu bir s&uuml;re&ccedil;te devletin bir
kurumunun bilirkişilik yapıyor olması tartışmaya a&ccedil;ıktır.
Yargının da bu devlet&ccedil;i bakış a&ccedil;ısı nedeniyle Adli Tıp
Kurumu&rsquo;ndan g&ouml;r&uuml;ş soruyor olması, kararları
tartışmamıza neden oluyor. Kurumda uzmanlar ve bilirkişiler bilimsel
kriterler &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;nde se&ccedil;ilmemektedir. Sorun
burada zaten, yoksa o kişi-bu kişi &ouml;nemli değil. Bir ismi hedef almak
yerine, bu yapıyı değiştirmek gerekiyor. Eğer biz bilirkişilik hizmeti
alacaksak bilimsel kriterler oluşturmalıyız.&rdquo;&nbsp;<br />
Yarın İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, &lsquo;Tecrit
İ&ccedil;inde Tecrit&rsquo; &uuml;stbaşlığıyla bir sempozyum
d&uuml;zenliyor. T&uuml;nel&rsquo;deki İstanbul Barosu K&uuml;lt&uuml;r
Merkezi&rsquo;nde yapılacak sempozyum saat 10.00&rsquo;dan 18.30&rsquo;a
kadar s&uuml;recek.&nbsp;<br />
Basın bildirisini kısaltarak aktarıyorum:&nbsp;<br />
&ldquo;T&uuml;rkiye, 19 Aralık 2000 sonrası cezaevi uygulamaları ile
yeni bir d&ouml;neme girmiş; F tipi uygulaması ile başlayan
s&uuml;re&ccedil;te hak ihlalleri artmış; Ceza İnfaz Yasası,
t&uuml;z&uuml;k, genelge ve y&ouml;netmeliğe bağlı olarak geliştirilen
tecrit ve tretman uygulamaları ile s&uuml;rekli g&uuml;ndemde olmuş ve
aradan ge&ccedil;en 11 yıla rağmen herhangi bir iyileşme
sağlanamamıştır.&nbsp;<br />
Ağırlaştırılmış m&uuml;ebbet hapis cezası alan mahpuslar,
&lsquo;F&rsquo;nin i&ccedil;inde ikinci bir &lsquo;F&rsquo;ye kapatılırlar;
zindan i&ccedil;inde zindan yaşarlar adeta... &Ouml;rneğin,
ağırlaştırılmış m&uuml;ebbet hapis mahk&ucirc;mu mahpuslar,
a&ccedil;ık g&ouml;r&uuml;şte, diğer mahpuslardan farklı olarak, iki
kişiyle, aynı anda g&ouml;r&uuml;şemez. Ziyarete anne ve babası
gelmişse, &ouml;nce biri alınmakta, diğeri dışarıda bekletilmektedir...
B&ouml;ylece mahpusun sadece kendisi değil, dışarıdaki yakınları da,
sadece bedeni değil, y&uuml;reği de cezalandırılmış
olmaktadır.&nbsp;<br />
...T&uuml;rkiye&rsquo;de idam 1984 yılı sonrası uygulanmadı, 2002
yılında ise yasalardan kaldırıldı. &Ouml;l&uuml;m cezası uygulaması,
&ouml;l&uuml;nceye kadar devam edecek olan &lsquo;m&uuml;ebbet ağır hapis
cezası&rsquo;na d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml; ve cezalarının
infazının &lsquo;&ouml;l&uuml;nceye kadar&rsquo; devam etmesi
kararlaştırıldı. Bu ağır ceza uygulamasıyla da yetinmeyen
h&uuml;k&uuml;met, 2005 yılında yasal değişiklikle birlikte tutukluların
kazanmış olduğu hakları geri alarak &lsquo;ağır m&uuml;ebbetlik
h&uuml;k&uuml;ml&uuml;lerin&rsquo; infaz koşullarını daha da
ağırlaştırdı.<br />
...2000 sonrası sistemli olarak uygulanan tecrit, cezaevlerinin
sağlıksız koşulları, yeteri kadar besin alamamak, hastalıkları kronik
hale getirmiştir... Hapishanelerde 98&rsquo;i ağır, y&uuml;zlerce hasta
mahpus bulunmaktadır. Hasta mahpuslarla ilgili sorunların başında, hayati
tehlikesi olan hastalığa yakalanmış mahpusların hem tedavi edilmeyerek
hem de serbest bırakılmayarak adeta &ouml;l&uuml;me terk edilmesi
gelmektedir.&nbsp;<br />
...Yukarıda bahsettiğimiz hapishanelerde uygulanan ağır tecrit
koşullarının yanı sıra CİK&rsquo;nin 16. ve 25. maddesine dair yaşanan
ağır hak ihlalleri hususunda İnsan Hakları Derneği olarak taleplerimiz
ş&ouml;yledir;&nbsp;<br />
1- Baskıcı ve işkence anlamına gelen h&uuml;k&uuml;mleriyle;&nbsp;<br
/>
a) Ağırlaştırılmış m&uuml;ebbet hapis cezası
h&uuml;k&uuml;ml&uuml;s&uuml;n&uuml; tek kişilik h&uuml;crede tecrit
altında tutan,&nbsp;<br />
b) Sadece eşi, alt ve &uuml;st soyu, kardeşi ve vasisini
g&ouml;r&uuml;şmeci olarak kabul eden,&nbsp;<br />
c) G&ouml;r&uuml;şme periyodunu 15 g&uuml;nle sınırlayan,&nbsp;<br />
d) Mahk&ucirc;ma g&uuml;nde sadece 1 saat havalandırma hakkı
sağlayan,&nbsp;<br />
e) &Ouml;l&uuml;mc&uuml;l hastalık halinde dahi mahk&ucirc;mun tahliyesine
izin vermeyen,&nbsp;<br />
f) Cezaevi i&ccedil;i g&ouml;r&uuml;şleri sadece kendi
stat&uuml;s&uuml;nde olan mahpuslarla sınırlayan ve bunu dahi
uygulamayan&nbsp;<br />
Ceza ve G&uuml;venlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun&rsquo;un 25.
maddesi kaldırılmalı, h&uuml;k&uuml;ml&uuml;ler arasında infaz rejimi
a&ccedil;ısından ayrımcılık yapılmamalıdır.&nbsp;<br />
2- Hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetme riski altında bulunan
h&uuml;k&uuml;ml&uuml;ler daha iyi tedavi koşulları i&ccedil;in; yakın
&ouml;l&uuml;m tehlikesi altında bulunanlar veda ve huzur hakkı kapsamında
tahliye edilmelidir.&nbsp;<br />
Cezaevlerinde yaşanan bu insanlık dışı koşullar bir t&uuml;rl&uuml;
&uuml;lke g&uuml;ndemine girememekte, kamuoyunun dikkatini
&ccedil;ekememekte, dolayısıyla en k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir iyileşme
umudu yeşerememektedir. İletişimde, haber paylaşımında ve
d&uuml;ş&uuml;nce &uuml;retiminde &ouml;nemli bir rol oynayan k&ouml;şe
yazarlarının, g&ouml;rsel medya mensuplarının ve diğer kamuoyu
oluşturucularının konuyu ele almaları bu y&ouml;nde bir duyarlılığın
oluşturulmasına b&uuml;y&uuml;k bir katkıda bulunacaktır.&nbsp;<br />
İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu olarak 29 Mayıs 2011 tarihinde
yapacağımız &lsquo;Tecrit İ&ccedil;inde Tecrit&rsquo; konulu sempozyumla
sorunu dikkatinize sunuyor, arzu ettiğiniz takdirde raporlarımızı ve
bulgularımızı sizinle paylaşmaya hazır olduğumuzu &ouml;zellikle
belirtmek istiyoruz.&nbsp;<br />
İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu&rdquo;</p>
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
&nbsp;</p>
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
Kaynak: RADİKAL</p>
<p style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px;
margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 5px;
padding-left: 0px; border-top-width: 0px; border-right-width: 0px;
border-bottom-width: 0px; border-left-width: 0px; border-style: initial;
border-color: initial; outline-width: 0px; outline-style: initial;
outline-color: initial; font-weight: normal; font-style: inherit; font-size:
15px; font-family: inherit; vertical-align: baseline; border-style: initial;
border-color: initial; text-decoration: none; color: black; ">
&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; 29 Mayıs 2011</p>
</div>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder