4 Ekim 2010 Pazartesi

BEDAŞ'ın Taşeron İşçisi Ölüme Böyle Gitti!

Gaziosmanpaşa'da, arızalı orta gerilim hattına onarım için
çıkıp çarpılan işçi Erkan Keleş'in
ölümünün arkasından, 'cinayet' gibi bir ihmaller zinciri
ortaya çıktı. Keleş'in, gerilim hattına çıkmasını
sağlayacak yeterlilik belgesi bulunmuyordu. Buna rağmen Keleş'e gerilim
hattında onarım yaptırıldı. Üstelik Keleş'in üzerinde
koruyucu araç ve elbisesi de yoktu. Ayrıca iddiaya göre vincin
sürücüsü, Keleş'in içinde olduğu sepeti yere
indiremedi. Sonuç mu? Gencecik bir eş dul, sekiz yaşındaki bir
çocuk ve 20 günlük bir bebek yetim kaldı.

Trabzonlu Erkan Keleş, yedi yıl önce BEDAŞ'a taşeron
işçiçi oldu. Ocak 2009'da, taşeron ihalesini ALKAMA adlı
şirket alınca, 31 yaşındaki Keleş de çalışmaya devam etti.
Maaşı, 840 TL'ydi. Ramazan Bayramı'nın ikinci günü olan 10
Eylül'de mesaisi vardı. Ardında 28 yaşındaki eşini, sekiz
yaşındaki oğlu İlhan'ı ve 20 günlük bebeği Ömer Faruk'u
bırakıp görevli olduğu Arnavutköy İşletme Şefliği'ne gitti.
Saat 17.00 sularında Haraççı'daki bir orta gerilim hattında
(1000-34 bin kilowat) arıza çıktığı ihbarı ulaştı. Elektriği
kesmekle yetkili mühendis Özkan Gündoğdu, yanına Erkan'ı ve
şoför Halit Pekçetin'i alıp böylgeye gitti.

Yavuz Selim Polis Merkezi'nde alınmış ifadelerine göre
Gündoğdu, elektriği kesmek için yakındaki trafo merkezine
gitti. Kesip Keleş'e telefon açtı. Direğe çıkmadan
önce gerilim hattında elektrik olup olmadığını kontrol için
kabloya bir tel atıp yoklamasını öğütledi. Şayet elektrik
varsa hafif bir patlama çıkardı. Şoför Halit
Pekçetin'e göre Keleş, önce yerden kablo atıp
kontrol etti. Sonra vinçle tırmanıp hatta üç metre kala
yeniden kablo attı. Elektrik olduğuna dair işaret yoktu. Keleş
tırmanırken, aşağıda hayvanlarını otlatan Ramazan Kahveci, olan biteni
seyrediyordu. Kahveci, tel atıldığını görmemişti:

"Ne yerdeyken ne de sepetin içinde tel atıldığı
gördüm. Yukarı çıkınca tele elleri ile bir sefer değdi.
İkinciye değdiğinde bir dakika geçmeden patlama oldu. Sepetin
içerisinden aşağıya doğru sallandı. Hareketsiz duruyordu."

Taraflar gerek Emniyet'te verdikleri ifadelerinde, gerekse daha sonra
Radikal'e yaptıkları açıklamada karşılıklı birbirlerini
suçladı. Anlatımlara göre Keleş ölüme
böyle gitti: 

ERKAN O DİREĞE ÇIKAMAZDI: BEDAŞ İşletme Şefi
Ali Sönmez'in Radikal'e verdiği bilgiye göre Keleş, Elektrik
Kuvvetli Akımlarda Çalışma Yetki Belgesi'ne (EKAT) sahip değildi.
Dolayısıyla, orta ve yüksek gerilim hattına çıkmaması
gerekiyordu. Sönmez'e bakılırsa, EKAT belgeli diğer çalışan
ile Keleş o gün yer değiştirmişti. Ancak teknisyen Gündoğdu'ya
göre, Keleş ve diğer vasıfsız işçiler bu hatlarda zaten
çalışıyor. Taşeron sürücü Halit Pekçetin de,
diğer vasıfsız işçilerin orta ve yüksek gerilimde
çalıştırıldığını doğruluyor. Pekçetin, "Keleş,
devamlı çıkıyordu. Bu şirket yani, mecburuz" diyor. Taşeron
şirket ALKAMA'nın Şantiye Şefi Nusret Çoruh'a göre orta
gerilim hatlarına çıkıp montaj işini yapması gereken kişi,
montör adı verilen teknisyendi; yani Gündoğdu'ydu. Ve
sözleşmeye göre bir BEDAŞ yetkilisi müdahale sırasında
Keleş'in yanında olmalıydı.

ELEKTRİK KESİLMEDİ Mİ: Çoruh, hatta neden
elektrik kaldığına yanıt verilmesi gerektiğini söylüyor.
Keleş'in ağabeyi Mustafa Keleş, teknisyen Gündoğdu'nun elektriği
kesmeyi sağlayan iki panelden birini indirmediği için hatta elektrik
kaldığını savunuyor. Gündoğdu bu iddiayı reddediyor.

KORUYUCU ARACI BİLE YOKTU: Gündoğdu, Erkan Keleş
dahil, vasıfsız işçilere taşeron şirket tarafından iş
güvenliği araçlarının verilmediğini söylüyor,
"Erkan direğe çıkmadan önce herhangi bir özel koruma
eldiven, elbise ya da koruyucusu yoktu. Çalışırken de bu tür
özel bir giysi veya ekipman da yanlarında bulunmaz. Taşeron firmanın
böyle bir şey verdiğini duymadım" diyor. Ağabey Keleş, o
gün kardeşinin işe giderken bir nalburdan eldiven alıp gittiğini
iddia ediyor. Çoruh ise Keleş'e ekipman ve eğitim verildiğini, bunu
denetlemekle yetkili tarafın BEDAŞ olduğunu kaydediyor. Çoruh,
"Ceza vermek, BEDAŞ'ın yükümlülüğünde.
Özkan Bey'in ceza verme yetkisi var. Malzeme vermediğimizi iddia
ediyor da malzemesi olmayan adamı neden direğe çıkarıyor?"
diye soruyor.

Polis tutanağı göre, Keleş'in üzerinden çıkanlar
şunlardı: üç anahtar, 2,60 TL değerinde madeni para, sigara,
çakmak ve elbiseler... Ancak dosyada, temmuz ayında Keleş'e pense,
baret, eldiven ve bir kontrol kalemi verildiğine dair kayıt var.
Şoför Pekçetin ise Keleş'in üzerinde normal giysileri
olduğunu kaydediyor.

ŞOFÖR İNDİRMEYİ BECEREMEDİ:
Ölümün tek
görgü tanığı olan çoban Ramazan Kahveci elektrik
çarpmasından sonra hemen şoförün yanına gittiğini
belirterek, "O hiçbir şey yapamadı" diyor. Keleş, bir
süre sonra gelen ve direğe tırmanan Gündoğdu tarafından,
sepetteki indirme kolu kullanılarak aşağı indirildi. Şoför Halit
Pekçetin, ifadesinde, 'kendisini kaybettiği' için
müdahale edemediğini söyleyerek, kendisini savunuyor.

Aile şikayetçi
Keleş Ailesi, kardeşlerinin hakkını arıyor. Ağabey Mustafa, BEDAŞ'ı
ve taşeron şirketi sorumlu tutuyor: "Kardeşim direğe
çıkacaklarında, elektriğin kesildiğini söylemelerine rağmen
kesilmediğini, ölümden kılpayı döndüklerinden,
yaralanan arkadaşlarının olduğundan bahsetmişti. Zaman zaman, 'BEDAŞ
yetkililerinin elektriği kesmeye gelmeyip normal işçilere 'Siz kesin
bizim işimiz var' dediklerini söylemişti."


Kaynak: Radikal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder