5 Mayıs 2011 Perşembe

Hata Benimdir; Hatalıyım; Özür Diliyorum... / Temel Demirer

Hata Benimdir; Hatalıyım;
Özür Diliyorum... / Temel Demirer

‘Yürüyüş’ ve ‘Halkın
Günlüğü’ dergilerinin editör ve yazı
kurulu’nun dikkatine

Değerli Dost(lar),

Sizlere daha önce yazmıştım. size="2">[1]

‘Yürüyüş’ dergisindeki (No: 265, 24 Nisan
2011, s.46.) eleştiri,
size="2">[2] haklı, yerinde ve doğrudur.

Bir gazetedeki yazıda yayınlanan “liste”den[3] aktarılırken yapılan hata,
ciddi ve özür dilenmesi gereken boyuttadır.

Bu bağlamda “HATALIYIM” diyerek,
‘Yürüyüş’ ve ‘Halkın
Günlüğü’ ile tüm devrimci kamuoyundan
ÖZÜR DİLİYORUM…

Ancak belirtmeden, altını özenle çizmeden
geçmeyeyim: HATA BENİMDİR…  Şahsım dışında
hiç kimse ve hiçbir kurumla ilintilendirilmemelidir,
ilintilendirilmesi de doğru olmaz… (Ayrıca hatamdan
ötürü devrimciler arasında bir “tartışma”ya yol
açmak, beni vahim hatamdan da daha çok üzer.)

Özeleştirimi, söz konusu yazımı daha önce e-posta ile
yolladığım gruptaki tüm adreslere de iletiyorum.

Gereğini (b)ilginize sunarım.

Selamlarımla.

4 Mayıs 2011 10:26:33, Ankara

N O T L A R

[1] href="mailto:info@yuruyus.com" target="_blank">info@yuruyus.com,
face="Times New
Roman" size="2">haber@halkingunlugu.net

size="2">‘Yürüyüş’ ve ‘Halkın
Günlüğü’ dergilerinin editör ve yazı
kurulu’nun dikkatine

Değerli Dost(lar),

21-27 Nisan 2011 tarihlerinde bir dizi
konferans için yurtdışında olmam hasebiyle
‘Yürüyüş’ dergisinde (24 Nisan 2011, No:265)
yayınlanan “Halkın Günlüğü ve Temel Demirer
Özür Dilemelidir” başlıklı yazıdan 28 Nisan 2011
tarihinde haberdar oldum.

1 Mayıs 2011’de
İstanbul’da olacağım. Bu nedenle yazıya ilişkin
görüşlerimi siz(ler)e önümüzdeki günlerde
ileteceğim.

Ancak yeri gelmişken
belirtmeliyim: Altında imzan olan söz konusu yazıma ilişkin olarak
‘Halkın Günlüğü’nün hiçbir
sorumluluğu yoktur. Yazınının bütün sorumluluğu bana aittir;
tarafımdan sahiplenmektedir.

Selamlarımla
bilgilerinize.

Temel Demirer, 29 Nisan 2011
12:18:07

[2] Halkın
Günlüğü’nün 10-20 Nisan 2011 tarihli, 10.
sayısında, “Özel Yetkili Mahkemeler’e tarihi kenar
notları” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazı, Temel Demirer
imzasını taşıyor.

Halkın
Günlüğü devrimci bir yayın organı olma iddiası
taşıyor. Temel Demirer, ilerici bir aydın... Ama yukarıda
sözünü ettiğimiz yazıda, devrimci eylem ve devrimciler
karalanıyor, şaibe altına alınıyor.

Temel Demirer’in yazısı, temel
olarak faili meçhul cinayetleri ve katliamları  ele alıyor. Ve
kendisinin, hemen tüm yazılarında olduğu gibi, oradan buradan bir
çok alıntı içeriyor. Bazen hangisinin nereden başlayıp
nerede bittiğini izleyemiyorsunuz. Bazısı alıntı, bazısı kendisine ait
olan değerelendirmelerde Demirer şunları söylüyor: “Bu
cinayetlerin hepsi tartışmasız olarak insanlığa karşı işlenmiş
suçlardır.”

Diyor ki: “Katillerin hemen
hemen hepsi birer ‘devlet’ organizasyonunun
tetikçisidirler.”

Devam ediyor: “Katledilen
canların her birisi taşıdıkları değerleri ve
farklılıkları ile insanlık ailesi içerisinde özel bir
yer işgal ederler.”

Sonra, “hızla sıralayarak bir
kez daha hatırlatalım:” diyerek, her biri insanlık ailesi
içinde özel bir yer işgal eden bu “canların” 
listesini yayınlıyor:Doç. Orhan Yavuz... Doç. Bedrettin
Cömert... Prof. Bedri Karafakioğlu... Abdi İpekçi... Prof.
Ümit Doğanay... Prof. Cavit Orhan Tütengil... Ümit
Kaftancıoğlu... Sevinç Özgüner...

Ve... ve bu
aydınları saydığı listenin tam burasında şu isme yer
veriyor: Gün Sazak.

Evet, MHP’nin faşist
şeflerinden, toprak ağası, binlerce insanımızın katilini yukarıda adı
sayılan aydınlarla aynı listeye koyuyor Temel Demirer.

Ve bu listeyi Halkın
Günlüğü de aynı şekilde yayınlıyor. (10-20
Nisan 2011, Sayı: 10)

Durun, bitmedi! Yazar,
“katledilen canların”, her biri insanlık ailesi içinde
özel bir yer işgal eden bu değerli insanların listesini yazmaya devam
ediyor.Kemal Türkler... Prof. Dr. Muammer Aksoy... Turan Dursun...
Doç. Dr. Bahriye Üçok... Uğur Mumcu... ve...

Ve burada bir isim daha
çıkıyor karşımıza: Özdemir Sabancı.

Evet, yanlış okumuyorsunuz. Temel
Demirer, Gün Sazak’la birlikte sömürücü,
asalak, halkların katili Özdemir Sabancı’yı da insanlık
ailesinin değerli canları içinde sayıyor.

Gün Sazak’ın ve
Özdemir Sabancı’nın cezalandırılmış olmasını 
“insanlığa karşı işlenmiş suçlar” olarak
değerlendiriyor.

Halkın Günlüğü, bu
hâliyle her satırı, her cümlesi devrimcilere küfüre,
devrimci mücadelenin mahkûm edilmesine dönüşen
yazıyı, dergisinde pervasızca ve sorumsuzca yayınlıyor. Halkın
Günlüğü, hangi sorumsuzlukla böyle bir yazıya yer
veriyor?

Böyle bir yazı, bir reformist
örgütün yayın organında yayınlansa dahi yine kabul
edilemezdir; ama zaten dersin onun mantığı böyle.. Peki
silahlı mücadeleyi, halk savaşını savunduğunu iddia eden
Halkın Günlüğü, silahlı mücadelenin insanlığa
karşı suç olarak nitelendirildiği, devrimci eylemleri
gerçekleştirenlerin “devlet organizasyonunun
tetikçisi” olarak adlandırıldığı bir metni NASIL, HANGİ
MANTIKLA YAYINLIYOR?

Yazar Temel Demirer, hangi mantıkla
bunları yazmıştır, anlaşılmaz ve kabul edilemezdir. Ama eğer
Sabancı eylemi konusunda kafasında bir soru işareti varsa, devrimci
hareket tarafından yayınlanan “GÖKDELENLERİ SARSAN KURŞUN,
SABANCI EYLEMİ” adlı 655 sayfalık kitapta tüm sorularına cevap
bulabilir.

Demirer’in sorumsuzluğu ve
aymazlığı, yukarıdaki listeyle de bitmiyor. Diyor ki: “Bu listeye
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı... Erdal
Eren’i... idam edilen, kalleşçe öldürülen, daha
pek çok kişiyi... eklerseniz... Toplumumuzdaki zulmün
kaynağını çok daha iyi algılayabiliriz...”

Sabancılar’ın, Gün
Sazaklar’ın yanına Deniz Gezmişler’i, infazlarda katledilen
devrimcileri koymak, kimsenin haddi de değildir, akıl kârı da
değildir.

Oradan buradan alıntılarla, en
küçük bir devrimci kaygı gütmeden metinleri
harmanlayarak kime ne verilmiş olunur? Bu nasıl bir aydın
ahlâkıdır ki, önündeki yazıda, alıntılarda,
devrimcilerin cezalandırdığı isimler geçmektedir? İnsan en
azından o eylemi yapan devrimci hareketin o konuda ne deyip demediğine
bakar. Bu nasıl bir aydın ahlâkıdır?

Temel Demirer ve Halkın
Günlüğü, at iziyle it izini birbirine karıştırdıkları,
devrimci eylemleri karaladıkları ve şaibe altında bıraktıkları, bu
eylemleri gerçekleştirenleri insanlık suçu işlemekle
suçladıkları, faşist terörün katlettikleriyle
devrimcilerin cezalandırdıklarını, aydınlarla faşist şefleri,
sömürücüleri yanyana getirdikleri için,
yaptıklarını DÜZELTMELİ ve halktan, devrimcilerden, devrimci
hareketten ÖZÜR DİLEMELİDİRLER. (Kaynak: “Halkın
Günlüğü ve Temel Demirer Özür Dilemelidir”,
Yürüyüş, No: 265, 24 Nisan 2011, s.46.)

[3] Emre Kongar,
“Orhan Yavuz’dan Mumcu’ya, Mumcu’dan Dink’e:
Zulüm Devam Ediyor”, Cumhuriyet, 25 Ocak 2011, s.3.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder