28 Mart 2010 Pazar

Kamu Vicdanı Rahat mı?

Kamu Vicdanı Rahat
mı?

Ülkemizde çalışma yaşamının
esnekleştirildiği, iş güvenliğinin ve işçi sağlığının
sağlanmasından sorumlu kamusal kontrol ve denetim mekanizmalarının her
geçen gün daha da işlevsizleştirilerek, insan yaşamı yerine
karın ön planda tutulduğu ve taşeronlaşmanın yaygınlaştığı bir
zeminde yüzleştik o bilindik ifadeyle. Önceleri adına "iş
kazası" denilerek üstü örtülen bu ihmaller
zincirinin aslında birer "iş cinayeti" olduğunu ve bu
cinayetlerin aslında o kadar da uzağımızda olmadığını eylül
ayının karanlık bir gecesinde yaşadığımız acı bir olayla
öğrendik.

İSKİ Melen Çayı Boğaz Geçiş Projesi Sarayburnu
Şantiyesindeki Müteaahit firma Kutay İnşaat Taahhüt Tic. Ltd.
Şti. firmasının taşeronu olan DETEK (Deniz Teknolojisi Ltd. Şti) adlı
firmada çalışan değerli meslektaşımız ve yoldaşımız
Gülseren Yurttaş, 27 Eylül 2007 tarihinde, boru taşıyan
vinç bomunun kopması sonucunda meydana gelen bir "iş
cinayeti" sonucunda aramızdan ayrıldı.

Yaşadığımız bu acı olayın üzerinden yaklaşık iki
buçuk yıl geçmesine karşın, çalışma yaşamındaki
ihmaller sonucunda binlerce insanımızın da benzer iş cinayetlerine kurban
gitmesi, bu ihmaller zincirinin arkasındaki asıl sorumluların ortaya
çıkarılmaması, sorumluların yasaların
öngördüğü en üst sınırdan cezalandırılmaması,
kamusal denetim ve konrol mekanizmalarının daha etkin bir şekilde
işletilmemesi, mevcut yasal düzenlemelerin uygulanmaması, iş
güvenliği konusundaki tüm yasal ve yönetsel
çerçevenin önce insan yaşamı ekseninde şekillenmemesi
ve iş cinayetlerin yaygınlaşmasına zemin hazırlayan taşeronlaşmanın
giderek yaygınlaşması gibi gelişmeler acımızı her geçen
gün daha da derinleştirdi. Her şeye rağmen, bu süreçte,
adaletin tecelli edebileceğine olan inancımız bizlerin acısını bir
nebze de olsa hafifletti.

Ancak, değerli meslektaşımız Gülseren Yurttaş'ın bu
süreçte uzunca bir zamandır süren kamu davasında adaletin
tecelli ettiğini söylemek pek de olanaklı olmadı. Nitekim, davanın
12. duruşmasında tali kusurlu bulunduğuna hükmedilen sanıklardan
vinç operatörü Hasan Hüseyin Navruz 1 yıl 8 ay hapis
cezasına, asli kusurlu olduklarına hükmedilen sanıklardan Detek Deniz
Ldt Şirketi sorumlu teknik müdürü Ali Ener Ediz ve Kutay
İnş. Şantiye Şefi Kürşat Özarslan ise 2 yıl 6'şar ay
hapis cezasına çarptırılmış olup ilgili cezalar daha sonra para
cezasına çevrildi. Mahkeme ayrıca sanıkların 6 ay süre ile
mesleklerinin icrasından yasaklanmasına karar verdi. Öyle ki bu
cezalar aradan geçen bu uzun sürenin sonunda yüreğimizdeki
sızıyı kat ve kat arttırdı.

Bizce, değeri hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar
önemli olan insan yaşamını hiçe sayan, işyerinde gerekli
tedbirleri kasten almayan ve kaza görünümlü cinayete
sebebiyet veren vincin periyodik bakımını yaptırmayarak; değerli
meslektaşımız Gülseren Yurttaş'ı aramızdan ayıran bu iş
cinayetinin arkasındaki sorumlulara verilen cezaların caydırıcı
olmadıkları açıktır.

Bizler, öncelikle iş cinayetlerinin arkasındaki tüm
sorumluluların yasaların öngördüğü en üst
sınırdan caydırıcı cezalarla cezalandırılmasını talep ederek,
tüm yetkilileri kamusal denetim ve kontrol mekanizmalarını etkin bir
şekilde işletecek bir iradeyle "önce insan yaşamı"
düşüncesini somut olarak uygulamaya geçirmeye davet
ediyoruz.

Karın ön planda tutulduğu, insan yaşamının
değersizleştirilerek taşeronlaşmaya ve denetimsizliğe kurban edildiği
tüm "iş cinayetlerini" lanetliyoruz ve adalet istiyoruz.

Basına ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri
Odası İstanbul Şubesi 21.Dönem Yönetim
Kurulu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder