25 Mart 2010 Perşembe

Şeker Fabrikalarının Özelleştirmesi ve Direniş -* Tayfun Özkaya

Şeker Fabrikalarının
Özelleştirmesi ve Direniş -* Tayfun Özkaya

align="justify">Şimdi sıra şeker fabrikalarının
özelleştirilmesinde. Hazırlıklar ilerliyor. Özgür
Müftüoğlu'nun da yazdığı gibi yönetimin "2010
yılı için 4-C kadrosunda istihdam etmeyi planladığı işçi
sayısı 36 bin 215'tir. Halen 4-C kadrosunda çalışan 19 bin
436 işçinin yüzde 91.5'inin, özelleştirilen
işyerlerinden bu kadroya geçirilen işçiler olduğu
düşünüldüğünde, yeni 4-C'li olacakların da
çok önemli bir bölümünün
özelleştirilecek işletmelerde halen kadrolu çalışanlar
olacağı söylenebilir. 2010 yılı özelleştirme programının
başında, enerji kuruluşları ve şeker fabrikaları gelmektedir.
Kısacası şeker fabrikası işçileri önce 4-C'ye
konulacak. Bu şekilde "merak etmeyin, işsiz kalmayacaksınız"
denilecek. Asgari ücretten çok da fazla olmayan ücretlerini
bir süre (belki bir yıl veya daha fazla) alacaklar. Sonra da
"işyerleriniz kapandı, hadi bakalım sokağa" denilecek. Bunu
sağlamak için önce fabrikalar gruplar haline getirilecek. Hepsi
birden özelleştirilmeyecek. O zaman o kadar işçi ile kim başa
çıkabilir. Olay zamana yayılacak.

Kamuoyunun desteğininTekel olayında olduğu gibi işçilerin arkasında
olmaması için tüketicilere "Japonya'dan sonra en
pahalı şekeri yiyorsunuz" dendi. Ancak Şeker-İş Sendikası uluslar
arası bir araştırma kuruluşunun çalışmasından yararlanarak
bunun doğru olmadığını ortaya koydu. Büyük şeker
üreticisi Almanya ve Fransa'da fiyatlar bizimkinden çok
daha yüksek. LMC International'ın verilerine göre 2008
yılında Fransa'da şekerin kilosu 1,91 dolar, Almanya'da 1,58
dolar, Türkiye'de ise 1,53 dolar.

Özelleştirilecek şeker fabrikalarının ezici
çoğunluğun kapatılacağını söylemek için kâhin
olmak gerekmiyor. Tam 21 fabrikanın kapatılması bekleniyor. Şeker
pancarı üreticilerini temsil etmesi gereken  style="border-bottom-width: medium; border-bottom-style: none;
border-bottom-color: initial; background-image: none; background-attachment:
scroll; background-origin: initial; background-clip: initial;
background-color: transparent; background-position: 0% 0%; background-repeat:
repeat repeat; ">Ziraat Odaları ne yapıyor? Duyan varsa
lütfen söylesin.

Artık özelleştirmelerin Türkiye'nin
topsuz tüfeksiz işgali olduğunu söyleyebiliriz. Şimdi karşı
çıkmayanlar yarın çocuklarının yüzüne nasıl
bakacaklar?

22 Mart 2010'da Burdur'da 55 sivil toplum
kuruluşu ve biri hariç bütün partilerin desteklediği bir
panel yapıldı. Panel Burdur Sivil Toplum Kuruluşları Konseyince
düzenlendi. Ben de katıldım.

Burdur şeker fabrikasının kapatılması halinde kentin
tek sanayi kuruluşu da tarihe gömülmüş olacak.
Burdur'da kazanan olmayacak. Köylüler, işçiler,
kamyoncular herkes kaybedecek.

Tüketiciler de kaybedeceklerin başında. Pancar
şekeri yerine GDO'lu mısırdan üretilen nişasta bazlı şeker
denilen şekerin tüketimi artacak. GDO'nun vereceği ve henüz
boyutları tam olarak bilinmeyen zararlar yanında obezitenin artacağı
kesin. Amerika'da böyle oldu. Türkiye'yi bu
açıdan Amerika'ya benzetecekler. Ülkenin yarısı obez
olacak.

Vatanseverlik sadece yakaya ayyıldızlı rozet asmak
değildir. Gereği yapılmalı. Herkesin Burdur'lulardan
öğrenecekleri var. Bu özelleştirme durdurulabilir. Birleşmiş
bir halkı kimse yenemez.

 

style="font-family: Arial; font-size: 10pt; ">Prof. Dr. Tayfun
Özkaya

style="font-family: Arial; font-size: 10pt;
">EgeÜniversitesi 
face="Arial">Ziraat
Fakültesi 
style="font-family: Arial; font-size: 10pt; ">Tarım Ekonomisi
Bölümü


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder