16 Mart 2010 Salı

TMO X. Olaan Genel Kurul Sonuç Bildirgesi Yayımlandı

TMO X. Olaan Genel Kurul
Sonuç Bildirgesi Yayımlandı

TMMOB TEKSTİL
MÜHENDİSLERİ ODASI
X. OLAĞAN GENEL KURUL
SONUÇ BİLDİRGESİ

TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası 10. Olağan Genel
Kurulu, delegelerimiz ve konukların katılımları ile 13 Mart 2010
tarihinde İzmir'de gerçekleştirilmiştir.

Sektörümüzün 2008 - 2009
dönemindeki ihracat rakamları incelenecek olursa hazır giyim ve
konfeksiyon alanında %15, tekstil ve hammaddeleri alanında ise
%19'luk bir daralmanın olduğu görülmektedir.

Yaşanan kriz ortamında maliyetleri düşürme
bahanesi ile öncelikli olarak nitelikli ve göreceli olarak
yüksek maaşlı işgücünü oluşturan mühendislerin
işten çıkarıldığı görülmektedir. Bu durum orta vadede
ülkemiz tekstil sektöründe çok ciddi üretim ve
kalite sorunlarına yol açacaktır.

Yaşanan istihdam sorunlarına çözüm
aranmaksızın üniversitelerde yeni Tekstil Mühendisliği
bölümlerinin açılması nitelikli işsiz sayısının
artmasına sebep olacaktır. 2009 rakamlarına göre 14
üniversitedeki tekstil mühendisliği bölümlerinin toplam
kontenjanı 1200 kişiye ulaşmıştır. İstihdam sorununa
çözümler üretmeden sadece yeni bölümler
açarak piyasaya yeni mühendisler sunmak her geçen gün
istihdam sorununun daha da artmasına sebep olacaktır. Yeni tekstil
mühendisliği bölümlerinin açılması yerine mevcut
bölümlerin eğitim kalitelerinin yükseltilmesine yönelik
çalışmalar yapılmalıdır.

Ülkemiz tekstil hammaddeleri üretiminde de
çok ciddi sorunlar yaşamaktadır. Bir tarım ülkesi olan
Türkiye'de son yıllarda pamuk üretiminde %70'lere
varan bir daralma söz konusudur. Yıllık bazda 1 milyar $'a
yaklaşan pamuk ithalatımız bu durumun acı bir sonucudur.

2009 yılında gerçekleştirilen bazı
yönetmelik hazırlıkları kapsamında tekstil sektörü
tehlikeli çalışma ortamlarının bulunduğu sektörler
kategorisinden çıkarılmıştır. Oysaki örnek olarak denim
ağartma işçilerinin yaşadığı trajik durumlarının medyada yer
aldığı bir ortamda sektörümüz için bu tür bir
değerlendirmenin Tekstil Mühendisleri Odası'na görüş
sorulmaksızın alınması da çarpıcı bir durumdur.

Sümerbank'ın yok edilmesinin ardından Tekel
işçilerinin direnişinin gündemde olduğu bir ortamda, Tariş
İplik Fabrikalarının da faaliyetine son vermesi üretime yönelik
uygulanan yanlış politikalarının son halkasıdır. Bugün
işçilerin yanı sıra tekstil mühendisi meslektaşlarımız da
Tariş sorunundan büyük ölçüde etkilenir
haldedir.

Tekstil mühendislerinin aldığı ücretler
karşılığında çalıştığı saatler son derece fazla,
çalışma ortamlarının kalitesi ise çoğu zaman dünya
standartlarının altında kalmaktadır. İstihdam sorunundan dolayı işini
kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalan meslektaşlarımız bu
çalışma saatlerine ve çalışma koşullarına itiraz
edememektedir. Çalışma koşullarının gerekli denetleme
mekanizmaları kullanılarak denetlenmesi gerekmektedir.

Üretim maliyetleri incelendiğinde
Türkiye'deki enerji giderlerinin toplam giderlerdeki payı
çok yüksektir. Bazı alanlarda % 35-40'lara yaklaşan
enerji maliyetleri dikkat çekicidir. Tekstil sektörünün
uluslar arası rekabetini engelleyici nitelikte olan enerji maliyetlerini
düşürücü çalışmalar yapılmalıdır.

İstihdam üzerindeki vergi yükü işsizliği
ve kayıt dışı istihdamı körüklemektedir. Üretim
üzerindeki vergi yükü hafifletilmelidir.

İthalat ve ihracat prosedürlerinin onay
aşamalarında, yurt dışı teknoloji satın alımlarında, istihdam
prosedürlerinde tekstil mühendislerine imza yetkisi
tanınmalıdır. Örneğin küçük ölçekli
gıda üretim tesislerinde bile gıda mühendislerinin
çalıştırılma zorunluluğu göz önüne alındığında
milyon $'lık üretim ve ihracat yapan firmalarda tekstil
mühendisi istihdam etme zorunluluğu hayata geçirilmelidir.

Tekstil sektörü açısından her
türlü teknolojik altyapının ve nitelikli
işgücünün bulunduğu ülkemizde ithalatın
kontrolsüz bir şekilde serbest bırakılması tekstil endüstrisine
olumsuz etki yapmakta ve kapasitelerin verimli bir şekilde
kullanılmasının önüne geçmektedir.

Odamızın IX. Genel Kurul sonuç bildirgesinde dile
getirilen Türkiye'den yurt dışına kayan tekstil
yatırımlarının verimsizliği ve yaşattığı sıkıntılar bu
dönemde görülmüştür. Önümüzdeki
süreçte yurt dışındaki bu yatırımların yurt içine
kaydırılarak tekrar istihdama kazandırılması sağlanmalıdır.

Bölgesel teşvik uygulamaları dengesiz istihdam
sonuçlarını doğurmaktadır. Sektörel birikimlerin
bölgesel bazda farklı olması sebebiyle yeni yatırımların
üretim ve işgücü açısından doğru bir şekilde
teşvik edilmesi sağlanmalıdır.

Teknik tekstiller, nanoteknoloji ve yeni nesil malzemeler
gibi konularda yapılacak Ar&Ge çalışmaları ve yatırımlar
sektörün önümüzdeki dönemde yüksek katma
değerli ürünler üretmesini sağlayarak ülke ekonomisine
olan katkısını arttıracaktır.

Ülkemiz tekstil sektörü çok uluslu
firmaların fasoncusu durumundadır. Tasarım, markalaşma ve koleksiyon
oluşturma çalışmaları ile sektörün bu yapısı
değiştirilmelidir.

Üretim potansiyeli ve işgücü sayısı
bakımından ülkemizin en büyük sektörü olan tekstil
sektörü gözden çıkarılamayacak konumdadır. Ulusal
kazanç açısından sektörün kazanımları toplumun
çok büyük bir kesimini ilgilendirmektedir. Bu kadar
önemli bir sektörde mühendislerinin daha fazla söz sahibi
olması açısından TMO öncü bir rol üstlenmelidir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası
X. Genel Kurulu

Kaynak: tmmob.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder