18 Mart 2010 Perşembe

Para vereceksem Çorum’da işim ne?

Para vereceksem Çorum'da
işim ne?

Taner Şimşek

Ağır ve kuralsız işçi çalıştırmasıyla gündeme
gelen Çorum'daki Mac Tekstil yönetiminden eleştirilere
'pervasızlığa bak' dedirtecek cevap geldi. Gazetemiz ve
Çorum'un yerel basın mensuplarının karşısına geçen
firmanın Genel Müdürü Selim Şahin ve Personel
Müdürü Mürsel Topaktaş; "Yasalarda yeri olmayan
işler yapıyoruz, bunu devlet de biliyor"dedi.
Gazetemizde arka arkaya çıkan kuralsız ve ağır çalışma
koşullarına dikkat çeken haberler üzerine basın toplantısı
düzenleyen Mac yöneticileri inanılmaz itiraflarda bulundu. Asgari
ücretin altında işçi çalıştırmanın kanunen yasak
olduğunu bilen yöneticiler basının karşısında ücret konusunda
şu itirafları yapmaktan çekinmedi: "Biz Çorum'a
ücretlerin düşüklüğü nedeniyle geldik. Avrupa ile
nasıl rekabet edebiliriz diye düşündüğümüzde şu
fikir ortaya çıktı: , 'Anadolu'ya giderek
yapabiliriz' Devlet teşviki var, ücretler ucuz dedik. Burada da
ücretler düşük. Hükümet de, devlet de, sigorta da
Anadolu'da fiyatların düşük olduğunu biliyor. Burada
insanlar 450-500 TL ile çalışıyor. Birçok yerde 300
TL'ye insanlar çalışıyor. Biz oradaki yerlere göre daha
iyi veriyoruz. İşçiye 600-700 TL versem zaten İstanbul'da
çalışırdım, Çorum'a gelmezdim."
YERİ YOK AMA...
Mac Tekstil yöneticilerinin anlattıkları fabrikada yasal olmayanın
tek uygulamanın ücretler olmadığını ortaya koyuyor. Mesaileri
nasıl gasbettiklerini de aynı rahatlıkla anlatıyorlar: "Hesapları
işçilerin önlerine döktüm. 'Yaptığınız iş
adedini kendiniz biliyorsunuz' dedim. Eleman çalışırken
etüt yaptık. 1 kişinin 1 işi kaç saniyede yapması
gerektiğini hesapladık. Buna göre işçi sayısına göre
teslim edilmesi gereken sayıyı belirledik. İşçilere, 'Eğer
bu sayıyı verirseniz, sorun yok. Veremezseniz telafi mesaisine
kalırsınız ve bunun ücretini ödemem' dedim. Fakat hemen
belirteyim erken bitirirlerse de çıkabilirler. Buna itiraz eden iki
kişi çıktı. Bunlar, 'Ben adedi yapıyorum, arkamdaki
bitirmezse ben ne yapayım' dedi. Bant bir ekip işidir. Herkes kendi
ekibinden sorumludur. Telafi çalışmasını bunun için
yapıyoruz. Bunun yasalarda bir yeri yok ama uygulamak zorundayım."
/>
TUVALET HARAM
İş Kanunu'nda, yasalarda "Tuvalete şu kadar süre
gidilir" diye bir sınırlama yok ama Mac Tekstil patronu için
hiçbir önemi yok. Fazla tuvalete gidilirse ücretler kesilir:
"Hesapladığımıza göre bir kişi bir ay içerisinde 450
dakika tuvalete gitmiş. 2 saatte bir molamız var. Tuvalette makyaj yapan,
başörtüsünü düzelten, 15-20 dakika duranlar var.
Çoğu firmada tuvaletlerde turnikeler var. Kartları basıp
giriyorlar. Biz de oraya eleman koyduk. Birincisinde ikaz, ikincisinde ikaz,
üçüncüsünde ise maaştan kesintiye gidiyoruz.
Tuvalete çıkılması toplamda büyük bir iş kaybına neden
oluyor. Bu günah değil mi, haram değil mi? Tuvalete gidiliyor ve benim
hakkım gasbediliyor. Bant aksıyor."
Tabi ki sendika da haram: "İşveren olarak sendikayı kesinlikle
istemiyorum. Sendika işçiyi sömürmek için var.
İşçilerden 50 TL aidat alırlar başka da bir şey yapmazlar. Onu
almak için her şeyi yaparlar. Amaçları tamamen işverene
zarar vermektir. Hiçbir zaman işçinin hakkını yok saymadım.
Haramı helali bilen bir insanım. Ama buradaki işçilerden de bir
şeyler beklemek zorundayız."
İŞÇİLER KIYMET BİLMİYOR
Bunca hukuksuzluğa, ağır koşullara, düşük ücrete
katlanmalarına rağmen Mac Tekstil yönetiminin gözünde
işçiler hâlâ kadir kıymet bilmeyen nankörler
mertebesinde...
Genel Müdür Selim Şahin'e göre zarar ediyorlar,
kâr etmiyorlar, ocak ayında 160, şubat ayında 90 bin TL zararları
bulunuyor ama yine de hizmet peşindeler... İşçiler ise
iyileştirmeleri ve iyi niyetlerini anlamıyor: "Bir senedir zarar
ettiğimiz halde maaşları bir gün aksatmadık. Biz bu fabrikayı
devraldığımızda işçilerin izinleri bile yoktu. Resmi
günlerde izin veriyoruz. Sularını damacana sulardan içiyorlar.
Çay makineleri alındı. Bu kadar iyileştirme varken halen şikayet
edenler fabrikaya ihanet ediyorlar. Haberde bamya yemeğinden bahsedilmiş.
Bamyanın kilosunu 50 TL'den aldık. Çok da güzel olmuştu.
Her şeye et, kıyma konuluyor. Yağ olarak ise orkideli mısırözü
yağı kullanıyoruz. İnsanlar buradaki iyileştirmeleri görmemiş
olamazlar. Yeni gelenler eskiyi bilmediği için onu görmemiş
olabilirler. Şevkimiz kırılıyor."
Her hukuksuzluğu "Bunda ne anormallik var" tepkisiyle
karşılayan yöneticiler, 'Patrona teşvik, işçiye
işsizlik' başlığıyla duyurduğumuz işten atmaları da olağan bir
verimlilik kuralı ile açıkladı: "Ocak ayında 97 kişi işe
aldık, şubat ayında 21 kişiyi çıkardık. İşe yaramayan, verim
alamadıklarımızı çıkardık. Şikayeti olan işçiler
gelsinler bana söylesinler. Veya şikayet kutumuz var oraya
aktarsınlar." (Çorum/EVRENSEL)


EVRENSEL, İMAJINI BOZMUŞ!
Basının karşısına geçip, "Yasalarda yeri yok ama
mucburum" sözleriyle altına imza attığı hukuksuzluğu
açıkça itiraf eden Mac yönetimi, uygulamalarını
itiraftan önce haberleştirdiğimiz için dava açacağını
söyledi: "Bugün itibariyle hukuki yollara başvuracağım.
Maddi manevi işlemleri başlatacağım. Firma olarak bizi kötü
duruma düşürdüler. Bu yazılar 'Mac Tekstil
kötü bir yer, burada çalışılmaz' dedirtecek cinsten
olduğu için kalifiye eleman bulmakta zorlanacağız. Bu beni maddi
olarak zora sokacak. Manevi olarak da onurumuz kırıldı. Bunun için
hukuki yollara başvuracağım. Almanya'ya 8-10 yıldır iş
yapıyoruz. İki büyük müşterimiz var. Fabrikamızda iki
ayrı firma bulunuyor. Birisi Mac Tekstil, diğeri ise Nüans Tekstil.
Biz siparişleri alıyoruz ve üretime başlıyoruz. Üretimin
yüzde 50'sini Çorum'da, geri kalan yüzde
50'sini ise İstanbul ve Osmancık ilçesinde fason
diktiriyoruz.
NE DEMİŞTİK

Hükümet teşvikiyle Çorum Organize Sanayi
Bölgesi'nde kurulan fabrika, ilk olarak, işten atmaların
yaşanması üzerine gazetemize haber olmuştu. Gazetemizin 20 Şubat
2010 tarihli nüshasında işten atmalar, 'Patrona teşvik,
işçiye işsizlik' başlığıyla duyurulmuştu. Haberin
ardından işçilerin gazetemize, çalışma koşullarına
ilişkin bilgi vermesi üzerine, fabrika 11 Mart Perşembe
günü, gazetemizde şu vurguyla öne çıkarılmıştı:
"Alman Biba, Bonita ve Gerryweber ve benzeri firmalara kadın giysisi
üretimi yapan Mac Tekstil fabrikasında getirilen yeni uygulamalar Nazi
kamplarını aratmayacak cinsten"...
Asgari ücretin altında, ağır çalışma koşullarına,
tuvaletlerin bile kısıtlandığına dikkat çeken haberde, Organize
Sanayi Bölgesi'nin hemen yanında bulunan L Tipi Kapalı
Cezaevi'ndeki kadın mahkumların emeğinin dahi
sömürüldüğü iddiaları gündeme getirilmişti.
Valilik-İŞKUR ve Mac Tekstil arasında yapılan protokol
çerçevesinde İŞKUR tarafından Mac Tekstil için
eğitilen kursiyerlerin, işin ağırlığı ve baskı karşısında yılarak
kısa süre içerisinde işten ayrıldığına dikkat
çekilmişti.


CEZAEVİ TEKLİFİ BEĞENMEMİŞ

Gazetemizin gündeme getirdiği, cezaevindeki kadın mahkumlara ucuza
parça başı iş verildiği iddialarına da cevap veren Mac
yöneticileri, cezaeviyle olan ilişkiyi yalanlamadı. Sadece
içeriğe dair itirazlarda bulundu: Cezaevi ile ilgili 1 TL işbaşı
anlaşması diye bir şey söz konusu değil. Bazı şeyler yanlış
aksettiriliyor. Biz Osmancık Halk Eğitimi Merkezi'ne parayla boncuk
işi yaptırıyorduk. Bunu cezaevi idaresi duymuş. Mahkumlar böyle
işler yapıyor bize de verir misiniz dediler. Sonra biz de onlara iplik
temizler misiniz dedik. Pantolon başı 10 kuruş teklif edildi. Bu teklif
kabul edilmedi. Gazetemizin gündeme getirdiği ve yöneticilerin
reddettiği tek iddia ustabaşının işçilere küfür ve
hakaret ettiği iddiası oldu: Hiçbir usta işçisine
bağıramaz. Benim bu konuda kesin talimatım var. Kimsenin onurunu
kırmayın, zedelemeyin dedim. Böyle bir şey kesinlikle yok. Burada
küfre, bağırmaya en başta ben karşıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder