21 Mayıs 2010 Cuma

Afrika

Afrika

Afrika
kıtasının Dünya Bankası ya da IMF kaynaklı programlara sarılan
ülkeleri diğer hizmetlerin yanında su hizmetlerini de
özelleştirmiş durumdadır. Uluslararası kuruluşlar Afrika'da
verilen kredilerin geri ödenemeyecek biçimde harcanmasını
sağlayarak istedikleri kurumu özelleştirme politikasına
girişmişlerdir. Su hizmetlerini uluslarası tekellere süreli
sözleşmelerle, ortaklık yolu ile, servis ve destek kontratlarıyla,
faturalandırma ve yönetim anlaşmalarıyla devreden tüm Afrika
ülkelerinde bu özelleştirmeler yoksul halk üzerinde yıkıcı
sonuçlar yaratmıştır.

Şu anda Gine, Mali, Güney Afrika, Orta Afrika, Senegal, Kenya, Kamerun,
Nijerya başta olmak üzere neredeyse tüm kıtada suyun
özelleştirilmesi süreci devam etmektedir. Yoksul halkın
mücadelesinin etkisiyle, bekledikleri kârı elde edemeyen su
tekelleri yaşadıkları sorunlar nedeniyle Tanzanya, Burundi ve Kamerun
için Dünya Bankası bünyesindeki ICSID'a (International
Centre for Settlement of Investment Disputes - Yatırım
Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Uluslararası Merkezi)
başvurarak bu ülkeleri tazminat ödemek zorunda bırakmışlardır.

Bu özelleştirmelere karşı Afrika'da gerek tek tek
ülkelerde gerekse kıta bütünlüğünde
mücadeleler sürmektedir. Afrika Su Ağı (AWN) 2007 yılı Ocak
ayında Nairobi Kenya'da 7. Dünya Sosyal Forumu sırasında
çalışmalara başlayan ve Afrika kapsamında su
özelleştirmelerine karşı duran bir örgütlenmedir. Sosyal
forumun katılımcısı olan farklı Afrika ülkelerinin ve
dünyanın diğer bölgelerindeki su eylemcilerinin işbirliğiyle
oluşturulmuştur.

AWN'nin hedefleri arasında Afrika su eylemcilerini bir ağda bir araya
getirmek, yerel su eylemcilerinin seslerini uluslararası düzeye
taşımak ve yükseltmek, Afrika'daki su eylemcilerinin diğer
ülkelerdeki insanlarla bağlantı kurması için kanal görevi
görmek ve Afrika içinde ve dışında su konusuyla ilgili bilgi
üretmek ve paylaşmak sayılabilir.

AWN'nin bu mücadeleyi yürütürken savunduğu temel ilkeler
en başta her türlü su özelleştirmesine karşı savaş olmak
üzere, su kaynaklarının yönetiminde katılımcı halk denetimini
garanti altına almak, her türlü ön ödemeli su
sayaçlarına karşı durmak, suyun insan hakkı olduğu
gerçeğinin ulusal yasalarla kabulünü sağlamak ve suyun
tedariğinin kamusal bir iş olduğunu kabul ettirmek olarak ifade
edilmektedir. Bu ilkeleri kabul eden Afrika'daki tüm örgütler
AWN'ye üye olabilirler. Üyeler ilkeleri kabul etmeli ve bu
ilkelerin gerçekleştirilmesi için kendi ülkelerinde ve
yerellerinde gerekli çalışmaları yürütmelidir.

AWN'nin şu anki sekretaryası Gana'dadır. Üye olan ülkeler
Burkina Faso, Senegal, Kamerun, Sierra Leone, Mısır, Güney Afrika,
Gana, Tanzanya, Kenya, Togo, Liberya, Tunus, Lesoto, Uganda, Malawi,
Zimbabwe, Mali, Namibya, Nijerya'dır.

AWN Afrika'daki ve dünyanın diğer yerlerindeki su eylemcileriyle
yukarıda sayılan beş ilkeyi gerçekleştirmek üzere birlikte
çalışmaktadır. AWN ile işbirliği içindeki uluslararası
örgütlere Mavi Gezegen (Blue Planet), Gıda ve Su İzleme (Food and
Water Watch), Dünya İlerleme Hareketi (World Development Movement- WDM)
örnek verilebilir.

Tarihi çok da eski olmayan bir ağ olarak AWN, hedeflerine ulaşma ve
ilkelerini gerçekleştirme yolunda stratejik bir planı henüz
oluşturmamıştır. Su özelleştirmesini destekleyenlerin
güçlü ve daha örgütlü olması bu süreci
daha da zorlaştırmaktadır. Onların finansal kapasitesi ve
hükümetleri etkileme gücü
düşünüldüğünde bu işin ne kadar çetin
olduğu görülebilir. Ancak bütün bu zorluklara rağmen
AWN çok sayıda deneyimli ve gönüllü üyeye
sahiptir. Ayrıca dünya çapında birçok birey ve
örgütle de ağ kurmuş durumdadır. Temiz ve güvenli suyu
sağlamanın küresel bir toplumsal mücadeleyle olacağından
hareketle Ağ, daha fazla insan ve örgütün bir araya gelmesi
ve güçlerini birleştirmesi gerektiğini
düşünmektedir.

Güney Afrika Cumhuriyeti

Güney Afrika'daki su özelleştirilmesi çalışmalarına
karşı Johannesburg, Durban, Cape Town ve diğer birçok şehirdeki
yoksulların büyük kısmı aktif direnişle karşılık vermiştir.
Bu direnişe öncülük etmesi için Özelleştirme
Karşıtı Forum (Anti Privatization Forum – APF) kurulmuştur. APF
ağırlıklı olarak Guateng eyaletinde (Johannesburg ve Pretoria'yı
barındıran eyalet) yaşayan halkı kapsamaktadır. 2000 yılında
kurulmuştur. APF'nin ilkesi, suyun temel bir insan hakkı olduğu, yalnızca
ücretini ödeyebilenlerin yararlandığı bir imtiyaz
olmadığıdır.

Özelleştirme sürecinde APF, Güney Afrika'nın diğer
toplumsal hareketleriyle birlikte yoksul halkı ve örgütlü
işçileri direniş için harekete geçirmiştir. Bir
yandan yasal girişimler bir yandan da halkı bilgilendirme çabasını
düzenli ve yoğun bir direnişle bütünleştirerek Güney
Afrikalıların temel hizmetlere (su, elektrik, eğitim ve barınma)
ücretsiz erişme hakkı için mücadele
örgütlemiştir. Bu mücadelelerin bir sonucu olarak 2003
yılının sonlarında Su Özelleştirmesine Karşı Koalisyon (Coalition
Against Water Privatisation – CAWP) kurulmuş, böylece
çeşitli toplumsal hareketler su özelleştirilmesine karşı bir
araya gelmiştir.

APF ve CAWP'nin yardımıyla, yoksul kentliler Vulamanzi ("herkes
için su") Operasyonu adında bir mücadele başlatmıştır.
Mücadele halkın kimi özelleştirilmiş su denetim
ölçülerini (kontörlü sayaçlar, damlatma
sistemleri ve yeniden yönlendirilmiş su boruları gibi) atlatmaları ve
suya özgürce ulaşmaları için yardımcı olmuş ve tabandan
yükselen bir hareketle doğrudan suyun 'ticarileştirilmesinin geri
alınması' (decommodification) gerçekleşmiştir. Bazı yoksul
bölgelerde, özelleştirilmiş su dağıtımına açık bir
şekilde karşı koymak için kontörlü sayaçlar
kırılmıştır.

Güney Afrika halkının hakları ve genelde insan hakları konusunda
tüm burjuva politikacıları gibi samimiyetsiz olan Afrika Ulusal
Kongresi politikacıları (African National Congress - ANC) ile
hükümet bürokratları, özelleştirmelere karşı
direnenleri 'ödememe kültürü'nü yasallaştırmaya
çalışan 'suçlular' ve 'anarşistler' olarak nitelemiştir.
Amaçları toplumda geniş destek bulan muhalefeti/direnişi
kırmaktır. 2002-2005 yılları arasında bu amaçla yüzlerce
kişi tutuklanmıştır.

Özelleştirme karşıtı direnişler özelleştirme sürecini
durdurmayı hemen başaramasa da mücadelenin yoğun baskısı sonucu ANC
hükümeti, 2002 yılının sonlarında kısmi bir ücretsiz su
politikası oluşturmak zorunda kalmıştır. Ancak yine de her hane
için ayda ücretsiz 6000 litre su tahsisi yapılması gerekirken
milyonlarca insan halihazırda bundan faydalanamamaktadır. Bu miktar
ortalama yoksul bir Güney Afrika hanesinin temel temizlik
ihtiyaçlarını karşılamaya yeten bir miktar da değildir
(Dünya Sağlık Örgütü kişi başına günlük
olarak en az 100 litre su sınırı koymuştur. Güney Afrika'daki
ortalama yoksul bir bölgede bulunan 8 kişilik haneler
düşünüldüğünde, verilmesi gereken en
düşük miktar aylık 24000 litre olmalıdır).

Tabandan yükselen özelleştirme karşıtı hareket Güney
Afrika'daki çoğu su özelleştirmesi projesinin
başarısız olmasını veya tekrar müzakere edilmesini sağlamıştır.
30 Nisan 2008'de Phiri'de Yüksek Mahkeme Yargıcı Moroa Tsoka
kontörlü sayaçların yasal olmadığı, anayasaya aykırı
olduğu kararını vermiştir. Bu, Güney Afrika'da ANC'nin suyun
özelleştirilmesi  politikalarına karşı mücadelede
önemli bir kazanım olmuştur. APF ve CAWP suyun
özelleştirilmesine karşı, Güney Afrika'nın yoksul
çoğunluğunun bu temel insan hakkından yoksun kalmaması için
mücadelesini sürdürmektedir.

 

 

Sayı7 Su Sayfa 78-80

İvme Dergisi yazısıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder