Örgüt İçi Demokrasi ve
TMMOB
Bir ülkede demokrasi mücadelesi veren kitle
örgütlerinin amacı, demokrasinin kapsayıcılıktan uzak,
kısıtlı organlar aracılığıyla, yalnızca belirli bir zümrenin
çıkarlarını koruyacak şekilde, onlar tarafından kullanılıyor
olmasına karşı çıkmak ve tüm halkın yönetimde etkin
olabileceği bir demokrasi yaratmaktır.
Bu örgütlerin, amaçlarıyla uyumlu olarak, örgüt
içinde de demokratik olmaları gerekir. Bir örgüt
içinde demokrasi, tüm üyelerin örgütün
politikasını ve işleyişini şekillendirmede eşit hakka sahip olmasıyla
sağlanabilir. Eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren bir
demokratik kitle örgütünün gücü
üyelerinden, örgütlülüğünden geldiği
için sağlıklı işleyen örgüt içi demokrasi
mekanizmalarına sahip olması yaşamsal bir gerekliliktir. Üyelerinin
karar mekanizmalarına ve bu kararların hayata geçirilmesine etkin
olarak katılım sağlamaları, örgütün birliği ve
sonuç alıcı bir mücadeleyi yaşama geçirmesi için
zorunludur.
Örgüt içi demokrasi, ayrıca, mücadelesi verilen
demokrasinin kurulmasında atılan bir adım olma özelliğiyle de
önemlidir. Bu süreçler insanların bağımsız
düşünme, kendine güven, olaylara eleştirel bakabilme ve
tartışma gibi niteliklerini geliştirerek, demokrasi pratiğinin
edinilmesini ve halkın kendi demokrasisini oluşturmasını sağlar.
Demokratik kitle örgütlerinin sağlıklı işleyebilmesi
için uygulanması gereken demokratik merkeziyetçilik ilkesi,
program oluşturma ve karar alma sürecinden başlayarak uygulama sonuna
kadar rehber edinilmelidir. Üyelerin istem ve düşünceleri
demokratik bir tarzda aşağıdan yukarıya doğru belirlenmelidir. Aktif
katılımla kararlar oluşturulduktan sonra, uygulama aşamasında,
yukarıdan aşağıya merkeziyetçilik egemen olmalıdır.
Üyelerin uygulama sonrasındaki eleştiri hakları ise elbette
saklıdır.
Örgüt içi demokrasinin uygulanması, örgütün
tüm üyelerinin katılımıyla belirlenecek mekanizmalar
aracılığıyla sağlanır. Tüm üyelerin örgütte
söz ve karar hakkına sahip olması, yöneticilerin denetlenmesi ve
gerekli görüldüğünde üyeler tarafından
görevden alınabilmesi, yerlerine yenilerinin seçilebilmesi
için gerekli mekanizmalar tanımlanmalı ve işletilmelidir. Bu
mekanizmalar da yine üyelerin kararıyla değiştirilebilir olmalıdır.
Alınan kararların uygulanması da tüm üyeler tarafından
katılım sağlanan ve denetlenen bir süreç olmalıdır. Bu
işleyişte herkes fikrini özgürce belirtebilmeli,
özgürce eleştiride bulunabilmeli, kararların değişmesini
isteyebilmelidir.
Tartışma, eleştiri ve muhalefet özgürlüğü,
örgüt içi demokrasinin işletilmesi için zorunludur.
Tartışmalar farklı görüşlerin ortaya çıkmasını
sağlar; bu da yaratıcılığı, üretkenliği arttırır.
Örgütün aldığı kararları sürekli olarak gözden
geçirmesine ve en doğru kararı almasına olanak yaratır. Yeni
görüş ve politikaların üretimine katılan üyelerin
örgütlülük, bilinç ve katılım düzeyi artar;
alınan kararlar daha etkin şekilde uygulanır.
Demokratik merkeziyetçilik ilkesi işletilirken şu ayrımı yapmak
önemlidir: Alınan kararların uygulanması sırasında azınlığın
çoğunluğa uyması ilkesi, çoğunluğun azınlık
üzerinde mutlak egemenliği olarak düşünülmemelidir.
Azınlığın, çoğunluğa uymak sorumluluğunun hemen yanıbaşında,
süreç içerisinde gelişerek çoğunluk olma gibi bir
hakkının var olduğu unutulmamalıdır. Bir başka deyişle demokrasilerde
çoğunluk, bir yandan kendi iradesini hayata geçirirken, diğer
yandan da azınlığın gelişebilme yollarını açık tutmak zorunda
ve sorumluluğundadır.
Örgüt içi işleyişe bu anlayışla bakıldığında,
yönetim pozisyonu bir ayrıcalık, bir kariyer alanı, örgüte
egemen olunacak bir yer olarak görülmekten çıkar.
Yönetim organları yalnızca üyelerin aldığı kararları hayata
geçirmekle görevli organlardır, öyle olmalıdır; bu
organlarda yer alan kişiler tüm üyelere her an hesap vermekle
yükümlü bulunmalıdır. Geri çağırma mekanizmaları
tanımlı olmalıdır. Aksi takdirde örgütün
yönetim/yürütme organları bürokratik mekanizmalara
dönüşür ve amacından uzaklaşır.
TMMOB'ye bakıldığında...
Yukarıda anlatılan işleyiş, demokrasi mücadelesi veren bir mesleki
demokratik kitle örgütü olarak TMMOB için de
geçerli olmalıdır. TMMOB, ortak paydası meslek ve meslektaşlık
olan bir örgütlenmedir; bu tür örgütlenmelerde
değişik sosyal sınıflara mensup insanlar zorunlu olarak birarada
bulunurlar. Ücretli veya serbest çalışan, kamuda veya özel
sektörde çalışan, devlet memuru veya sözleşmeli personel
statüsünde olan, hatta çalışma imkanı olmayıp işsiz;
kısaca aynı mesleği icra eden veya etme iddiasında olan geniş bir
kitlenin demokratik bir işleyiş oluşturulmaksızın bir arada bulunması
mümkün değildir.
TMMOB'nin çalışma anlayışında örgüt içi
işleyiş şu şekilde belirlenmiştir:
"TMMOB ve bağlı Odaları
Toplumdan soyutlanmış seçkin mühendis ve
mimarların örgütü değil, aksine toplumun içinde yer
alan, onun bir parçası olarak toplumla etkileşim içinde
bulunan,
Temsili demokrasi alanının daraltılması ve
biçimsel uygulamalar yerine, birlikte düşünme, birlikte
üretme ve birlikte yönetme mekanizmalarını
güçlendirici çabalara yönelen,
Rant gruplarının otoriter, sınanamayan, hesap
vermeyen yönetimlerin aksine, örgüt içi demokrasisi
güçlendirilmiş, seçim dışında da katılım
mekanizmalarını yaşama geçiren,
Profesyonellerin ve uzmanların örgütü
anlayışını reddeden; aksine kitle örgütü niteliği ile
organlarına dayalı çalışmayı yürüten,
Meslek örgütü kavramını, demokratik
kitle örgütü özelliğinin önüne
çıkartarak, meslekçi eğilimleri güçlendiren
anlayışların aksine, mesleki- demokratik kitle örgütü
anlayışlarını yaşama geçiren
bir çalışma anlayışı içerisindedir."
TMMOB'nin 1998 yılında ülkedeki demokrasi mücadelesinde
kendi konumunu ve iç işleyişini tartışmak üzere yaptığı ve
ileriye dönük kararlar aldığı Demokrasi Kurultayı'nda,
örgüt içi demokrasinin önemi şu ifadeyle
vurgulanmıştır: "Bir demokratik kitle örgütünün
üyeleri uygulanacak ortak politikaların oluşumuna katılabildiklerini
ve ortak mücadelenin sonucunda kendilerinin de sorunlarının
çözülebildiğini bildikleri sürece kendilerini
örgüte bağlı hissederler ve o ölçüde de ortak
etkinliklere katılır ve güç verirler."
Örgüt içi demokrasinin uygulanma yöntemlerinin
demokrasi mücadelesi veren bir mesleki demokratik kitle
örgütü olarak TMMOB'ce tartışılması ve belirlenmesi
elbette olması gerekendir. Ancak bu kararların yaşama
geçirilmesinde gözardı edilmesi olanaksız sorunlar
yaşanmaktadır. Birçok örnek göstermektedir ki bu karar ve
ilkelerle saptanmış olan anlayış TMMOB'de halihazırda etkin
değildir, uygulanmamaktadır. Örgüt içi demokrasinin yerini
bürokrasi, kariyerizm, "ben yaptım oldu"culuk almıştır.
Demokrasi Kurultayı'nda TMMOB'nin demokratik kitle
örgütü olma açısından taşıdığı zaaflar
şöyle sıralanmıştır:
"- TMMOB'nde iki yılda bir yapılan seçimlerle birim
yöneticilerinin belirlenmesi biçiminde bir temsili demokrasi
mekanizması işlemektedir. Ancak uygulanan politikaların üye
tabanındaki emekçi işsiz ağırlığının talepleri ile
çakıştığını söylemek zor hatta imkansızdır.
- Genel kurullarda tartışmalara katılım çok kısıtlı olurken
çalışma programları tartışılamamakta, karşı siyasi
görüşlerin örgüte hakim olma tehdidi önceki
dönemde uygulanmış olan politikaların üye tarafından etkin bir
biçimde sorgulanmasını engellemekte, katılım mekanizmalarının
etkisizliği sonucu dönem içinde yapılamayan denetim genel
kurullarda da yapılamamaktadır.
- Gerek bu durum, gerekse doğal delegeliğin yaygınlığı ve seçime
yönelik danışma kurullarının ön seçici kurullar gibi
çalışması örgüt içi kastların oluşumuna
elverişli koşullar yaratmaktadır.
- Üyelerin katılımını sağlamanın en önemli mekanizması olan
işyeri temsilcilikleri ya örgütlenmemekte ya da etkin bir
işleyişe kavuşturulamamaktadır.
- Üyesi ile ilişki kurmanın zorluklarından kaçan birçok
Oda ya da Şube yöneticisi güçlü olmanın yolunu
çok gelir getiren çalışma yöntemlerinde, yerel
güç odakları ile ilişkilerde ve iyi çalışan bir oda
bürokrasisinde görmektedir.
- Bu yöntemler bir kez esas alınınca birimlerin çalışma
tarzı ve kadro anlayışları da buna göre düzenlenmekte, gelir
getirici etkinliklere yönelik yapılaşmalara gidilmektedir. Bu
amaçla oluşturulan oda bürokrasisi kalıcılaşmakta, yer yer
kendi varlığını öne çıkaran ve korumaya çalışan
ideolojiler üretmeye de başlamaktadır. (...)
- Bütün bunların sonucunda sadece yönetim kurullarından
ibaretmiş gibi görünen, parası olan şube ya da odanın egemen
olduğu, üye ilişkileri çok sınırlı ve üye tabanında
örgütün gerekliliğinin ve yararlılığının
sorgulandığı, "örgüt bizim için ne yapıyor
ki" söyleminin çok yaygınlaştığı bir TMMOB ile karşı
karşıyayız. (...)"
Bugünkü durum 1998'de yapılan bu saptamaların doğruluğuna
bir kanıttır; Kurultay'da işaret edilen tüm zaaflar bugün
örgütü sarmış durumdadır.
Bugün üye çoğunluğu karar süreçlerinde
özne durumunda değildir. Çoğunluğun kararlara katılımı
yalnızca temsili demokrasi işleyişine indirgenmiştir. Ücretli ve
işsiz mühendislerin, kadın mühendislerin, genç
mühendislerin karar organlarında temsiliyeti olması gerekenin
çok altındadır. Bu nedenle örgüt bu kesimlerin
sorunlarıyla ilgili etkili bir mücadele sürdürme konusunda
ciddi bir gerilik içindedir. Olanaklar önceki dönemlere
göre çok gelişmiş olduğu halde, bu kaynak üyeyi
örgüt çalışmalarına katma yönünde
kullanılmamaktadır.
Mevcut durum buyken ve bu durum ancak sağlıklı bir
eleştiri-özeleştiri mekanizmasıyla aşılabilecekken, eleştiri
kültürünün yerine itham ve tasfiye kültürü
hakim kılınmaktadır. Bu yapılırken, TMMOB'nin ülkenin
gerilemiş toplumsal mücadele ortamında "muhalif insanların
nefes alabileceği ender yerlerden" biri olduğu gerekçesinin
arkasına sığınılmakta; bu gerekçeyle TMMOB'ye adeta bir
kutsallık vasfı yüklenerek örgüte yönelik tüm
eleştiriler "bozgunculuk" olarak görülmektedir.
Son dönemde başta İnşaat Mühendisleri Odası olmak üzere
TMMOB'nin çeşitli birimlerinde muhaliflere dönük
ötekileştirme ve tasfiye çabaları, mevcut yönetimlerin
örgüt içi demokrasi konusunda örgütçe
saptanmış ilkelerin çok uzağına düştüklerinin en
açık göstergesidir.
Sayı 8 TMMOB'de Demokrasi Sayfa 8-19
İvme Dergisi yazısıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder