Sarı sendikacılığa
karşı cephe açtılar
İstanbul'daki TEKEL işçileri,
direnişteki itfaiye, İSKİ ve belediye işçileriyle birlikte 24
Mayıs Pazartesi günü İstanbul'daki Türk-İş 1'inci
Bölge Temsilciliği binasını istila ederek iki gün sürecek
bir oturma eylemi ve açlık grevi başlattılar. TEKEL
işçilerinin çağrısı, Mustafa Kumlu ve Türk-İş
yönetiminin istifa etmesi yönündeydi. TEKEL
işçilerinin çağrısıyla bir araya gelen,
Türk-İş'e bağlı İstanbul'daki 15 sendikanın
şubelerinin ortak açıklamasında, "Türk-İş
yönetimi ya artık ayağa kalkmış olan mücadele ruhuna
önderlik yapacak, ya da yoldan çekilecektir" denildi.
4 konfederasyonun, 26 Mayıs grevinden beş gün önce,
"grevi iptal etmenin kılıfını bulmak" olarak algılanan bir
açıklama yapmasının ardından TEKEL işçileri ve Tek
Gıda-İş sendikası, İstanbul'daki Türk-İş şubelerini bir
toplantıya çağırmıştı. Dün Türk-İş binasında
yapılan toplantıda Tek Gıda-İş temsilcileri Türk-İş
yönetiminin mücadeleyi sabote eden tavrını protesto ettiklerini
ve 26 Mayıs'a böyle gitmeyeceklerini açıkladılar. Diğer
sendikaların şube başkanlarıyla konunun değerlendirilmesinin ardından,
akşam saatlerinde bir basın açıklaması yapıldı.
Ortak açıklama, Haber-İş İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı
Levent Dokuyucu tarafından okundu. "Türk-İş'e bağlı
İstanbul şubeleri" imzalı bildiride 22 Şubat tarihinde, 26
Mayıs'ta yapılacak eylemin kararı alınırken hükümetten
işçilerin 12 temel sorununda çözüm istendiği,
hükümet tarafından bu maddelerde hiçbir olumlu adım
atılmamasına rağmen Türk-İş'in "Koşullar
değişti" diyerek eylemi sulandırdığı belirtildi.
Kumlu'ya açılan cepheye diğer sendikalardan
destek
Türk-İş'in işçileri ve bağlı sendikaların
üyelerini yolda bıraktığının belirtildiği açıklamada,
Türk-İş yönetimi 22 Şubat'ta alınan karara uygun olarak
eylem yapmaya çağrıldı. Açıklama, "Türk-İş
yönetimi ya artık ayağa kalkmış olan mücadele ruhuna
önderlik yapacak, ya da yoldan çekilecektir"
sözleriyle son buldu.
TEKEL işçilerinin mücadelesinin yarattığı basınçla
konfederasyon içinde yönetime karşı bu denli sert ifadeler
kullanılan bir istifa çağrısının İstanbul'daki şubelerin
çoğunluğu tarafından destek bulması, Türk-İş yönetimi
ve AKP'ci Mustafa Kumlu'ya karşı direnişteki işçilerin
önemli bir ideolojik mevzi kazandığını gözler önüne
serdi. Ancak dün yapılan ortak açıklamada imzası olan
sendikaların fiilen mücadeleci sendikacılık cephesinde nasıl ortak
bir etkinlik göstereceği henüz bilinmiyor.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Türk-İş yönetiminin huzurunu kaçıran, TEKEL
işçilerinin Ankara'da başlattıkları ve 78 gün
süren direniş oldu. Direniş boyunca Mustafa Kumlu'nun
AKP'yle anlaştığı, ancak TEKEL işçilerinin direnişi
nedeniyle hükümete cephe almak zorunda kaldığı
görüldü. 4 Şubat'ta yapılan genel grevde Mustafa Kumlu
"Şahsen ben evimde oturacağım" diyerek, konfederasyon
içinde greve katılımı azaltmak yönünde
çalıştığını ortaya koydu. 22 Şubat'ta 6 konfederasyon,
tam üç ay sonrası için, 26 Mayıs gününe
"genel eylem" kararı aldılar.
1 Mayıs'ta Mustafa Kumlu, kürsüye çıktığı
sırada alandaki on binlerce işçi tarafından yuhalanırken,
kürsü önündeki işçilerin müdahalesi sonucu
alanı terk etmek zorunda kaldı. Konfederasyonlar, ortak 1 Mayıs
değerlendirmelerinde işçilerin protestosunu "saldırı"
olarak niteledi ve "kürsü işgali", "kutlamaları
sabote etmek" eylemlerini yaptıklarını söyledikleri
yaklaşımların "teşhir ve tecrit edilmesi" gerektiğini
açıkladılar. DİSK ve KESK'in de imza attığı bu
açıklamanın tersine dün TEKEL işçilerinin eylemiyle,
teşhir ve tecrit edilenin Mustafa Kumlu olduğu görüldü.
Konfederasyonlar ne 1 Mayıs günü, ne de sonrasında uzun
süre 26 Mayıs grevine dair hiçbir açıklamada
bulunmadılar. Hak-İş ve Memur-Sen'in çekildiği eylem
için sonunda 21 Mayıs'ta bir araya gelen Türk-İş, DİSK,
KESK ve Kamu-Sen, 22 Şubat'ta alınan karardan dahi çark
ederek, 26 Mayıs'ı "ne olacaksa olsun ve geçsin"
dedirten bir eylem biçimine mahkum ettiler. Fiili genel grev kararı,
Türk-İş tarafından 1 saatlik iş bırakma ve ortak metnin
işyerlerinde okunması şekline dönüştürüldü. Bu
karar üzerine dün TEKEL işçileri kararı protesto ederek,
Mustafa Kumlu ve Türk-İş yönetiminin istifasını istediler ve 2
günlük açlık grevine başladılar. TEKEL
işçilerinin çağrısı, İstanbul'daki 15 Türk-İş
şubesinin de desteğini aldı.
"Sendikal hareketi mücadeleci anlayışta
bütünleştirmek istiyoruz"
Dün başlatılan eylemde TEKEL işçileriyle beraber olan Tek
Gıda-İş 10 No'lu Şube Başkanı Muzaffer Dilek, hedeflerinin
Türk-İş içinde bir ayrışma değil, işçi hareketinin
mücadeleci bir anlayışa doğru evrilmesi ve bu şekilde
bütünleşmesi olduğunu söylüyor.
Kendilerinin Türk-İş yönetimini istifaya davet etmelerine
rağmen diğer konfederasyonlar da dahil tüm sendikal bürokrasiyi
protesto ettiklerini belirten Dilek, "Tepede
buluşturamadıklarımızı da tabanda buluşturacağız.
Bütünleşmenin yolu buradan geçiyor" diyor.
Türk-İş yönetimiyle iplerin ne zaman koptuğu sorusuna Dilek,
22 Şubat'ta alınan ve 3 ay sonrasına gün veren karardan
itibaren koyulacak tavrı düşünmeye başladıklarını ifade
ederek, o zaman "TEKEL işçisi buradan gönderilir, sonra
bir kılıf bulunur" şeklinde düşünenlerin, bugün 26
Mayıs grevini de fiilen iptal ettiklerini vurguluyor.
"Kumlu gider Kumsuz gelir, önemli olan anlayışın
değişmesi"
Muzaffer Dilek, meselenin Mustafa Kumlu'nun yerine
başkasının geçmesi değil, diyalogçu bir sendikal
anlayıştan, mücadeleci bir sınıf sendikacılığı anlayışına
geçilmesi olduğunu söylüyor.
TEKEL işçisi İhsan Adıgüzel de aynı düşüncede.
"İnsan evine sahip olamazsa, komşusunu nasıl ikna edebilir
ki?" diye soran Adıgüzel, hükümet
"demokratikleşme" diye pazarladığı Anayasa değişikliği
referandumu sürecinde emeğiyle geçinen halka darbe yaparken,
Türk-İş yönetiminin öteden beri AKP'yle dirsek teması
halinde olduğunu herkesin bildiğini ifade ediyor.
Dün ortaya koyulan tavır, 1 Mayıs'ta işbirlikçi
sendika yöneticilerine gösterilen tavrın tecrit edilmek bir yana,
tabanda destek bulabildiğini ortaya koydu. Şimdi 26 Mayıs günü
konfederasyonların nasıl bir hazırlık ve eylem ortaya koyacakları, ve
arkasından yaşanacak süreç bekleniyor.
Kaynak: href="http://haber.sol.org.tr/sonuncu-kavga/sari-sendikaciliga-karsi-cephe-actilar-haberi-28724">sol.org
/>
25 Mayıs 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder