22 Aralık 2010 Çarşamba

Bilirkişiden 'pes' dedirten rapor

Bilirkişiden 'pes' dedirten
rapor

 

Bilirkişi 8 kadın işçinin ölümünde doğayı
suçladı Patron sel felaketine karşı önlem almak zorunda
değilmiş!
 
8 işçi bu araçta taşınırken can
verdi.
Vatan gazetesinin haberine göre, Halkalı’daki Pameks Tekstil
fabrikasında çalışan Güldane Çiftçi (22),
Özlem Ünal (19), Bircan Karataş (21), Naciye Karadeniz (47), Altun
Yüksek (46), Fikriye Özentürk (43), Nuriye Can (37), Nebahat
Salkım (39) 9 Eylül 2009 sabahı işe binmek için bindikleri,
fabrikaya ait olan ve servis aracı olarak kullanılan kapalı kasalı
minibüsün sel sularına kapılması sonucu feci şekilde can verdi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Trafik Kanunu’na göre
kullanılması yasak olan kapalı kasa minibüsle servis
taşımacılığı yapıldığını belirterek Mehmet Cevdet Karahasanoğlu,
Ferit Göncü ve Mehmet Oğur’un “Taksirle birden fazla
kişinin ölümüne neden olmak” suçundan 3 yıldan
15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi. 
 
İlk rapor: Sel ‘asli’, sanıklar ‘tali’
kusurlu 
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın
ilk duruşmasında ölen kadınlardan Güldane
Çiftçi’nin babası Sürmeli Çiftçi,
Nuriye Can’ın eşi İbrahim Can, Özlem Ünal’ın
ağabeyi Birol Ünal, Naciye Karadeniz’in eşi Kamil Karadeniz
“Biz firmayla anlaştık. Şikayetçi değiliz” diyerek
avukatlarıyla birlikte davadan çekildi. Mahkeme Heyeti Başkanı
Mevlüt Bayraktaroğlu’nun talebi üzerine 4 Mart’ta
mahkemeye ulaşan bilirkişi raporunda servisin insan taşımaya uygun
olmadığı belirtilerek, Mehmet Cevdet Karahasanoğlu’nun uygun
araç sağlamasının gerektiği, Ferit Göncü’nün
de aracı servis işinde kullandırmaması gerektiği belirtildi. Raporda
doğal afetin asli derecede 8’de 4 oranında, Mehmet Cevdet
Karahasanoğlu’nun tali derecede 8’de 3 oranında, Ferit
Göncü’nün tali derecede 8’de 1 oranında kusurlu
bulunduğu, Mehmet Oğur ile ölen kadınların ise kusursuz olduğu
anlatıldı. 
 
İkinci rapor: Tüm suç doğal
afetin 
Karahasanoğlu ve Göncü’nün avukatları bilirkişi
raporuna itiraz edince mahkeme yeniden bilirkişi raporu alınmasını
istedi. Prof. Dr. Metin Ergeneman ve Öğretim Görevlisi Murat
Kuruoğlu ile İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer
Ekmekçi’nin hazırladığı 3 Kasım tarihli ikinci bilirkişi
raporu ise 13 Aralık’ta mahkeme dosyasına girdi. Raporda, servisin
camlı ya da camsız oluşunun olaya etkisinin olmadığı belirtilerek
“Yönetim Kurulu Başkanı’ndan, İdare Amiri’nden ve
aracın şoföründen sel felaketine karşı önlem almalarını
beklemek mümkün değildir. Almaları gerekli bir önlem
bulunmadığı için olayın meydana gelişinde kendilerine kusur
bulunması mümkün değildir. Kazanın oluşunda asli ve tek etken
meydana gelen doğal afettir” denildi. 
 
Raporda neler var? 
KENDİNİ DIŞARI ATANLAR KURTULDU: Olay günü
araç dokuz yolcusuyla işyerinin kapısına kadar gelmiş ancak
yağmur suları nedeniyle bariyer açılmamış, araç
içerisinde bulunan kişilerde sular nedeniyle işyerine
girememişlerdir. Etraftaki sular nedeniyle araç içerisinde
kişilerin inip inmemekte tereddüt yaşadıkları bir sırada daha
büyük miktarda su bir anda bastırınca panik yaşanmış ve
kendisine dışarıya atan veya arkadaşlarının yardımıyla kurtulan
üç kişi dışında sekiz kişi araç içerisinde
hayatını yitirmiştir. 
 
AYAKLARI ISLANMASIN DİYE İNMEDİLER: Olay
işçilerin taşınması esnasında ve aracın personel taşınmasına
uygun olmaması nedeniyle meydana gelmemiştir. Olay günü taşıma
tamamlanmış ve ölüm hadisesi araç işyeri
bahçesindeyken müteveffa kişilerin ayaklarının ıslanmaması
için araçtan inmekte tereddüt ettikleri bir anda meydana
gelmiştir. 
 
ŞİRKET ÖNLEM ALMAK ZORUNDA DEĞİL: Olay, aracın
yetersiz olması, işverenin iş sağlığı ve güvenliği
yönünden almadığı bir önlemin bulunması nedeniyle değil,
yerel idarenin kontrol edemediği bir sel nedeniyle meydana gelmiştir.
Ölümler ile illiyet bağı içerisinde tek husus sel
felaketidir ve işveren şirket yönetim kurulu başkanından, idare
amirinden ve aracın şoföründen bu sel felaketine karşı
önlem almalarını beklemek mümkün değildir. Kaldı ki
araç içerisinde bulunanlardan aracı terk etmeleri istenilmiş
ve araçta bulunanlar ayaklarının ıslanacağı yolundaki tamamen
insani bir tereddütle zaman kazanmaya çalıştıkları sırada
meydana gelmiştir. 
 
BÜTÜN KUSUR DOĞA’NIN: Aracın camlı
yerine camsız oluşunun da, yolcuların yükselen suyun neden olduğu
basınç nedeniyle kapıların açılmaması sonucu araç
içinde kalmalarında ve bu şekilde vefat etmelerinde hiçbir
negatif rolü olmadığı görüşündedir. Bu nedenle
sanıklardan Karahasanoğlu, Göncü ve Oğur’un alması
gerekli bir önlem olmadığı için olayın meydana gelişinde
kendilerine kusur atfedilmesi mümkün değildir. Kazada asli ve tek
etkenin meydana gelen doğal afet olduğu kanaatine
varılmıştır. 
 
Kaynak: Radikal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder