30 Aralık 2010 Perşembe

Dünyanın Haiti ayıbını gözler önüne serdiler

Dünyanın Haiti ayıbını
gözler önüne serdiler

 

Nina Lakhani, 26 Aralık 2010’da İngiliz The İndependent gazetesine
kolera ile boğuşan Haiti'de Kübalı doktorların insanlık onurunu
nasıl kurtardıklarını yazdı. İşte çok çarpıcı bir ABD
Küba karşılaştırması...
 
Onlar; Haiti deprem felaketinin, Barack Obama’nın muazzam ABD insani
yardımıyla yaralarını saracağı sözü verdiği insani
yıkımın, asıl kahramanları. ABD’nin baş düşmanı
Küba’nın bu kahramanları, ABD’nin girişimlerinin ne denli
rezil düzeyde olduğunu gözler önüne serdiler.
 
Bin 200 Kübalı tıp tugayı Fidel Castro’nun uluslar arası
tıbbi misyonunun bir parçası olarak depremin ve ardından
Kolera’nın yıktığı Haiti’de faaliyet
yürütüyor. Ancak bu faaliyet sosyalist devlete birçok
dost kazandırırken, uluslararası düzlemde çok az
biliniyor.
 
Haiti depreminin gözlemcileri 250 bin insanı yok eden, 1.5 milyonunu
evsiz bırakan yıkımla baş etmede yardım kuruluşlarının tek başına
olduklarını düşündükleri için affedilebilirler.
Aslında, Haiti’de Küba’nın sağlık çalışanları
1998’den beri bulunuyordu, deprem burduğu sırada da 350 kişilik
güçlü bir ekip daha gönderildi. ABD ve
İngiltere’den gelen yardım tantanası ve reklamının ortasında
yüzlerce Kübalı doktor, hemşire ve terapist haklarında bir
söz dahi edilmeden oraya vardılar. Çoğu ülke 2 ay
içerisinde ülkeden giderken, Kübalıları ve Sınır
Tanımayan Doktorlar Örgütünü yoksul Karayipler
adasının temel sağlık hizmetleri sağlayıcısı olarak yalnız
bıraktılar.
 
Geçtiğimiz hafta yayınlanan veriler Haiti genelinde 40 merkezde
çalışan Kübalı sağlık personelinin Ekim’den bu yana 30
bin kolera hastasını tedavi ettiğini gösteriyor. Onlar kolera
hastalarının yüzde 40’ını tedavi eden en büyük
uluslar arası ekip. Haiti’nin çoktan yüzlerce
vatandaşını öldüren salgınla baş etmede zorlandığının
netleşmesinin ardından bir diğer Kübalı ekip, felaket ve acil
yardım uzmanı ekibi, Küba Henry Reeve Tugayları geçtiğimiz
günlerde ülkeye ulaştı.
 
1998’den beri Küba, 550 Kübalı doktoru Küba’daki
Latin Amerika Tıp Okulu’nda ücretsiz olarak eğitti. Şu anda
diğer 400 Haitili doktorda ücretsiz eğitim, ücretsiz kitap ve
ekonomik yardımın olduğu okullarda eğitilmekte.
 
Küba’nın uluslararası tıbbi ekiplerini inceleyen,
Kanada’daki Dalhousie Üniversitesi Latin Amerika
çalışmaları Profesörü Jonh Kirk şunları
söylüyor: “Küba’nın Haiti’ye yardımı
dünyanın en büyük sırrı gibi. Yükün
çoğunu sırtlayan onlar olsa da, Küba’dan çok az
bahsediliyor.”
 
Yardım geleneği Küba’nın 1960’ta büyük bir
deprem yaşayan Şili’ye nitelikli doktorlar göndermesiyle
başladı. Bunu 1963’te Cezayir’e 50 doktor gönderilmesi
takip etti. Bunlar devrimden 4 yıl sonra oluyordu.
 
Dünya etrafında nam ve dostlar kazanan gezgin doktorlar ülkenin
dış politikası ve ekonomi politikaları için son derece faydalı
bir silah işlevi görüyor. En çok bilinenlerden birisi
Venezuela’nın yoksul köylerinde, göz doktorlarının petrol
karşılığında katarakt hastalarını tedavi ettiği Miracle Operasyonu.
Bu inisiyatif, 1967’de Che Guavera’yı öldüren
Bolivyalı çavuş Mario Teran da dahil dünya genelinde 1.8 milyon
insanın görme bozukluğunu tedavi etti.
 
Amerika’yı vuran Katrina Kasırgasından sonra ABD tarafından geri
çevrilen Henry Reeve Tugayları 2005 Pakistan depreminde ülkeye
ilk varan ve 6 ay sonra en son ayrılanlardı.
 
75 bin Kübalı doktorun üçte biri ve 10 bin sağlık
personeli şu anda El Salvador, Mali ve Doğu Timur gibi 77 fakir ülkede
çalışmalar yürütüyor. Buna rağmen
İngiltere’de bile her 370 kişiye bir doktor düşerken
ülkede her 220 kişiye bir doktor düşüyor.
 
Her gittikleri yerde, Kübalılar aileleri evlerinde ziyaret ederek,
aktif bir şekilde anne ve çocuk sağlığını kontrol ederek
önleme odaklı bütünsel modellerini uyguluyorlar. Bu uygulama
El Salvador, Honduras ve Guatemala gibi ülkelerde anne ve çocuk
ölümlerini, bulaşıcı hastalık oranlarını
düşürüp arkasında daha eğitimli sağlık personelleri
bırakarak çarpıcı sonuçlar üretiyor.
 
Küba’da tıp eğitimi en az 6 yıl sürüyor. Mezun
öğrenciler 3 yıl aile hekimi olarak çalışıyor. Yanında bir
hemşireyle birlikte, her doktor yaşadığı bölgede 150-200 aileye
bakıyor.
 
Bu model, (OECD verilerine göre) kişi başı harcama
İngiltere’de 3 bin dolar, ABD’de 7 bin 500 dolarken, kişi
başı harcamanın sadece 400 dolar olduğu Küba’nın
dünyadaki en gelişmiş sağlık düzenlemelerini
gerçekleştirmesini sağladı.
 
Bir ulusun sağlık hizmetlerinin en güvenilir
ölçütlerinden biri olan bebek ölümü oranı,
Küba’da her bin canlı doğumda 4,8’dir - Britanya’yla
kıyaslanabilir bir oran fakat ABD’den daha düşük.
Bebeklerin yalnızca yüzde 5’i düşük kiloda doğuyor,
bu uzun süreli sağlık için can alıcı bir faktör. Ve
Dünya Sağlık Örgütü'nün de işaret ettiği
gibi anne ölüm oranları Latin Amerika’daki en
düşük seviyede. Küba’nın poliklinikleri, acil ve
özel bakımdan aile hekimliği hizmetlerine varıncaya kadar her
türlü hizmet için günde 24 saat açık. Bu
poliklinikler bir grup tam zamanlı mütehassıs ve gezici doktor
aracılığıyla 15 bin ila 35 bin arasındaki hastaya bakıyor. Pek
çok tıbbi bakımın toplum tarafından temin edilmesi garanti altına
alınıyor.
 
Politika kaçınılmaz olarak Küba sağlık sisteminin
çoğu yönüne nüfuz ediyor. Her yıl hastaneler, pek
çok ABD firmasının Küba’yla ticaret yapmasını
engelleyen ve diğer ülkelerin de aynısını yapması için
aklını çelen Amerikan ambargosu nedeniyle ulaşma imkanları olmayan
ilaç ve ekipmanların bir listesini hazırlıyorlar. Ekim 2009 tarihli
bir rapora göre çocukluk kanseri, HIV ve romatizma da dahil,
bazı anestezi ilaçları ve bunun dışında organları saklamak ve
enfeksiyonları teşhis etmek için gerekli olan kimyasallar da dahil
bir çok ilaca ulaşılamıyor. Küba’daki eczaneler,
yalnızca umumi ürünlerin stoklanması nedeniyle önlerindeki
uzun kuyruklarla ve nadiren istiflenmiş raflarıyla tanınıyor.
 
Her şeye rağmen, Kübalılar Haiti’ye ve diğer yoksul
ülkelere olan yardımlarından dolayı son derece gururlu ve
destekleyiciler. Uluslararası alandaki ağırlıklarından hoşnutlar.
 
Tıp eğitimi de başka bir örnek. Şu anda, geçtiğimiz ay 11.
yılını kutlayan Elam Üniversitesi’ne 30’dan fazla
ülkeden 8,281 öğrenci kayıtlı bulunmakta. Hükümet, en
aşağı beş yıl içinde kendi yoksul toplumları içerisinde
çalışmaya başlayacak olan öğrencilere sosyal bir sorumluluk
bilincini kazandırmayı umuyor.
 
2005 yılında Latin Amerika kıtası için 100 bin doktor eğitmeyi
taahhüt eden Fidel Castro ve Hugo Chavez’in parlak fikirleriyle
kurulan El Nuevo Programa de Formacion de Medicos Latinoamericanos kurumunda,
şu anda 49 bin öğrenci kayıtlı. Bu programda daha çok
uygulamalı bir eğitim veriliyor ve verdiği eğitimin kalitesiyle ilgili
eleştirilere maruz kalıyor.
 
Profesör Kirk bu eleştirilere katılmıyor: “Londra ve
Toronto’da, sağlık hizmetleri için yüksek teknolojinin
gerektiği yönündeki yaklaşım, yoksulluk içinde yaşayan
üçüncü dünyadaki milyonlarca insan için
anlamsızdır. Konuyla ilgisiz kişilerin kaliteyle ilgili eleştirilerini
onaylamak kolay, fakat hiç doktorun bulunmadığı bir yerde
yaşıyorsanız, sonunda bir doktora ulaşmaktan mutluluk
duyarsınız.”
 
Bu düşünceyle muhtemelen mutabık olabilecek 9 milyon Haitili
bulunuyor.
 
Kaynak: Etha

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder