OTAĞ-I HÜMAYUN; İÇERDE
DIŞARIDA İŞKENCE
12 Eylül döneminde DİSK üye ve yöneticilerinin
işkenceden geçirildiği Otağ-ı Hümayun'un önünde
buğün polis copu vardı. Binanın İnsan Hakları Müzesi
olmasını isteyen DİSK'lilere polis cop ve kalkanlarla müdahale
etti.
İSTANBUL- 1971'de Dev-Genç davasının mahkeme salonu, 1980
darbe döneminde de DİSK üyelerinin sorgulandığı, tarihi
işkencehane Otağ-ı Hümayun, Avrupa Kültür Başkenti
etkinlikleri kapsamında restore edilerek sergi salonu yapıldı.
12 Eylül döneminde Otağ-ı Hümayun'da işkencelerden
geçen ve tarihi binanın İnsan Hakları Müzesi olmasını
isteyen DİSK üye ve yöneticileri ise bugün yapılan sergi
açılışında taleplerini dile getirmek istedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü sınırları
içinde yer alan tarihi mekana yürümek isteyen DİSK ve
Genç-Sen'li öğrencilere polis cop ve kalkanlarıyla
müdahale etti.
Kampüse girmekte kararlı olan DİSK Genel Başkanı Süleyman
Çelebi, Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Sine-Sen Genel
Başkanı Zafer Aygan, Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber
Saygılı'nın da aralarında olduğu DİSK'liler polis barikatını
kaldırttı. Ardından hepberaber tarihi işkencehaneye
yüründü.
ZİVERBEY'DE İŞKENCE BURADA DURUŞMA
Otağ-ı Hümayun önünde açıklama yapan DİSK Genel
Başkanı Süleyman Çelebi, Sansaryan Han’da, Ziverbey
Köşkü’nde işkencelerde alınan ifadelerin adeta bir tiyatro
oyunu gibi Otağ-ı Hümayun'da göstermelik duruşmaların
sergilendiğini ifade etti.
"Bu bina tüm yaşananlara tanıklık etmiştir. Bu binada
tıpkı Mamak gibi tıpkı Metris gibi Diyarbakır gibi işkence
tezgâhları kurulmuştur. DİSK üyelerinin, Yönetim Kurulu ve
Yürütme Kurulu üyelerinin tüm sorgulamaları bu binada,
görülmemiş işkenceler altında tamamlanmıştır" şeklinde
konuşan Çelebi, DİSK Başkanlar kurulu üyelerinin,
DİSK’e destek olan aydınların, sanatçıların ve
akademisyenlerin, dönemin milletvekillerinin, belediye başkanlarının
da aynı mekanda işkenceden geçirildiğini söyledi.
UNUTULMADI, UNUTULMAYACAK
O günleri DİSK Yürütme Kurulu üyesi olarak gözleri
bağlı ve işkence altında Otağ-ı Hümayun'da geçiren
Çelebi, "Elektrik, falaka, açlık, uykusuzluk,
gözlerimiz bağlı. O günler unutulamaz. Unutulmadı ve
affedilmeyecek" dedi.
12 Eylül ile mücadele etmenin lafla değil, İspanyada,
Şili’de, Yunanistan’da ve en son Arjantin’de olduğu gibi
suçluları yargılamakla olacağını vurgulayan Süleyman
Çelebi, cuntacıların karşısında düğme ilikleyerek,
maaşlarına zam yaparak 12 Eylül ile mücadele edilmeyeceğini
söyledi.
DİSK Genel Başkanı Çelebi, "12 Eylül’ün
bütün kurumları temizlenmeden, suçluları yargılanmadan ve
topluma bu yaşananları unutmamaları için bütün
işkencehaneleri sergilenmeden ne demokrat olunur, ne de 'darbelere
karşı' safsatalarına güven duyulabilir" dedi ve ekledi:
"Evet, Diyarbakır cezaevi unutturulamaz, Mamak, Metris, unutturulamaz,
Madımak unutturulamaz"
Otağ-ı Hümayun'un mutlaka İnsan Hakları
Müzesi'ne dönüştürülmesini isteyen dönemin
işkence mağdurları DİSK'liler, gelecek kuşakların bu binada
yaşanan acıları, insanlık dışı uygulamaları unutmaması için
insan haklarına yönelik bir yapıya devredilmesini istedi.
Çelebi, yapılan polis saldırısıyla ilgili olarak ise
"İşte ileri demokrasi dedikleri bu; polis şiddeti, cop, gaz..."
şeklinde konuştu.
Otağ-ı Hümayun'da işkence gören sendikacılardan
Hamit Şimdi ise, yaşananları şöyle yorumladı:
"Biz burada 3 ay boyunca her iki saatte bir işkenceye gittik
geldik. Görmediğimiz işkence kalmadı, en ağır işkenceleri
gördük. Ama şimdi şunu görüyorum 20'li yaşlarda
olan polisler, yaşadıklarını, gördüklerini burada
üniversite gençliğine anlatmak için bulunan dedeleri
yaşındaki insanları copluyorlar. O coplar yarın bu devletin, bu sistemin
ve bu polislerin de kafasına gelecek. Bizim gördüğümüz
işkenceleri çocuklarımız, torunlarımız görmesin diye
buradayız. Burayı ilim yuvası yaptıklarını söylüyorlar, ilim
irfan yuvası yapmak için nasıl biryer seçildiğini
gençlerin bilmesi lazım"
Kaynak: ETHA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder