14 Mayıs 2010 Cuma

Açıklama No. 34: AKP İktidarının Saldırısı; TMMOB'un Geçmişten Gelen Mücadele Geleneğine Sahip Çıkmasıyla Bertaraf Edilebilir

Açıklama No. 34: AKP
İktidarının Saldırısı; TMMOB'un Geçmişten Gelen Mücadele Geleneğine
Sahip Çıkmasıyla Bertaraf Edilebilir

AKP
İKTİDARININ SALDIRISI; TMMOB'UN GEÇMİŞTEN GELEN MÜCADELE
GELENEĞİNE SAHİP ÇIKMASIYLA BERTARAF EDİLEBİLİR

AKP iktidarının ısmarlaması ile
Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) 22 Mayıs 2008
tarih ve 107 sayılı yazıyla, içlerinde TMMOB'nin de bulunduğu
mesleki örgütlerin "Kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarının daha iyi ve etkin bir şekilde hizmetlerinin
yürütülmesi" gerekçesi ile incelenmesine karar
vermişti. DDK yaptığı inceleme neticesinde ekleriyle beraber 1861 sayfa
tutan bir rapor hazırlayarak 16 Ekim 2009'da raporun sadece 41 sayfalık
özet kısmını kamuoyuyla paylaşmıştı.

DDK rapor özetinin yayınlanmasının ardından
+İVME tarafından şu anda da devam eden "SİYASAL İKTİDAR
SALDIRIYOR TMMOB'Yİ SAVUNALIM"
isimli imza kampanyası
başlatılmıştı. O dönem yapmış olduğumuz açıklamada DDK
raporunun "AKP iktidarı, ABD ve İsrail'in Büyük
Ortadoğu projesi kapsamında en önemli müttefiki olmasından
aldığı güçle bir yandan devlet içinde kendisinden
olmayan unsurları tasfiye etmeye çalışırken öte yandan
toplumsal muhalefetin her kesimine yönelik baskı altına alma ve
sindirme politikası"
güttüğünü
söylemiş, amacının "ülkemizi karşıt sesin
çıkmadığı bir dikensiz gül bahçesine
çevirmek"
olduğunu belirtmiştik. Açıklamamızda
"Bu doğrultuda Mesleki Demokratik Kitle Örgütlerimizin
genel kurullarında kendi yandaşı olan gruplarla seçimlere
müdahale etmeye çalışmış, bunda genel olarak başarı
olamadığı noktada da açıktan bir müdahalede bulunmaktan
çekinmemiştir. Bu yanıyla DDK raporu AKP'nin odalarımıza
yönelik başlatacağı saldırının ilk adımıdır"

tespitini yapmıştık. Bu noktada TMMOB yönetiminin kendisine ve
kendisi üzerinden toplumsal muhalefetin her kesimine yapılan bu
saldırıyı iktidarın suyuna giderek bertaraf edemeyeceğini
"İfadeleri özenle seçerek, ılımlı
açıklamalarda bulunarak, Genel Kurul kararı olmasına rağmen
AKP'li bakanları Onur Kurulu'na göndermeyerek, AKP ile
"iyi geçinerek" meslek örgütlerimize
yönelik bu saldırıları savuşturmak mümkün değildir.
Saldırıların üstesinden gelmenin tek yolu mücadele
etmektir"
diyerek üstüne basa basa vurgulamıştık.
Raporun hazırlandığı dönemde olduğu gibi açıklandığı
dönemde de ataletini bozmayan mevcut TMMOB yönetim anlayışının
ortak yapılan bir basın açıklaması ile yetinmesi, raporun; meslek
odalarımıza ve onun çatı örgütü olan TMMOB'a
karşı yapılacak yeni saldırılarda argüman olarak kullanılmasına
yol açmıştır.

Bu rapor üzerinden kişi ya da kişilerin
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine verdiği bir dilekçe bile
ciddiye alınıp Başbakanlığa oradan da Bayındırlık ve İskan
Bakanlığına gönderilerek TMMOB gibi 350 binden fazla üyesi
bulunan mesleki demokratik kitle örgütü hakkında inceleme
başlatılabilmektedir. Verilen dilekçenin içeriğinde DDK'nın
hazırladığı raporun ülkenin çok önemli bir yarasına
parmak bastığından dem vurularak, bazı TMMOB yöneticilerinin ve oda
başkanlarının siyasi partilerle ve sendikalarla olan bağından oda
parası ile gidilen mitinglere, DDK'ya kasıtlı olarak yanlış ve eksik
bilgi-belge sunulmasına kadar kaynaksız ve delilsiz birçok iddianın
yer alması AKP iktidarının inceleme başlatmasını engellememiştir. Bu
da raporun hazırlandığı ve yayımlandığı süreçte gereken
tepkiyi örgütlemeyen mevcut yönetim anlayışının,
odalarımızı ve TMMOB'u AKP iktidarının saldırılarına
açık hale getirdiklerinin en büyük göstergesidir.

Tüm bu gerçekleri, işine gelmese de
çok iyi bildiği, Bayındırlık Bakanlığının başlattığı
inceleme ile ilgili kaleme aldığı ve TMMOB sitesinden yayınladığı
yazıdan anlaşılan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı,
"şimdi hepimize daha fazla görev düşüyor. Şimdi
hepimizin örgütlülüğümüze daha fazla sahip
çıkma zamanıdır."
dedikten sonra "bunun
gereklerini yerine getireceğinize olan inancımız tamdır"
diye
ekleme yapıp yazısını sonlandırmıştır. Bu söylemden
çıkan sonuç, Soğancı ve ekibinin hala siyasal iktidarı
karşısına alacak şekilde bir mücadeleyi örecek bir
programlarının ve niyetlerinin olmadığıdır. Şimdi buradan sormak
istiyoruz Soğancı'ya; İktidarın hedef seçtiği TMMOB'un
Yönetim Kurulu Başkanı olarak bu mücadeleyi sizin başlatmanız
ve üyelerinizi de bu mücadeleye katmanız gerekmiyor mu?
"Bunun gereklerini yerine getireceğinize olan inancımız
tamdır"
derken, bu saldırıya karşı mücadeleyi siz
örgütleyip verin bizi iktidarla karşı karşı ya getirmeyin mi
demek istiyorsunuz? Bu tarz bir mücadelenin sonucu ne olursa olsun
karşısında durmayarak üyelerinizin, içinde yer almayarak ta
siyasal iktidarın tepkisini üzerinize çekmeyerek, mevcut
statükonuzu koruyabileceğinize mi inanıyorsunuz? Bu durumu
değerlendiren yazınızda herhangi bir mücadele programından
bahsetmediğiniz için başka bir sonuç çıkmıyor
maalesef. Diğer taraftan bu saldırıyı doğru algılamak ve sonrasında
kararlı bir mücadele anlayışı geliştirmek, mevcut duruma nasıl
gelindiğini ve de neler yapılması gerektiğini gerçekçi bir
şekilde değerlendirmekten geçiyor.

Bilmeniz gerekir ki, siyasal iktidarın
örgütümüze karşı bu kadar pervasız ve karşıdan
saldırabilmesinin en büyük nedeni icazetçi yönetim
anlayışınızla, yanlış uygulamalarınızla, tavırlarınızla
örgütümüzün üyeleri ile arasındaki aidiyet
bağını koparmanız ve TMMOB'un mücadeleci geleneğini terk
etmenizdir. Bilmeniz gerekir ki bu saldırı tek tek üyelerin kendi
başlarına verecekleri ya da TMMOB içindeki birkaç grubun
üstesinden gelebileceği bir saldırı değildir. Ve yine bilmeniz
gerekir ki mücadeleden kaçınmanın ya da kaçmanın
bedeli, mücadele vermenin bedelinden çok daha fazladır.

Buradan TMMOB ve bağlı odaların mevcut
yönetimlerine sesleniyoruz. Bu saldırının hedefi sadece meslek
örgütleri değildir. Meslek örgütleri bu senaryonun bir
parçasıdır. Ama önemli bir parçasıdır. Bu saldırı
meslek odaları nezdinde tüm halkımızadır. Ve bu saldırıyı
bertaraf etmenin yolu bir olmaktan ve mücadele etmekten
geçmektedir. Bu mücadelede TMMOB'un ilk yapması gereken,
yüzünü asli gücü olan ücretli çalışan
ve işsiz mimar, mühendis ve şehir plancılarına dönmesi ve bu
asli güç üzerinden mücadeleyi
örgütlemesidir.

Bizler önceki açıklamamızda da
söylediğimiz gibi "önemli olan mücadele iradesini
ortaya koymaktır"
. Biz bu iradeyi her zeminde ortaya koyduk ve
koymaya devam ediyoruz. Mevcut TMMOB yönetiminden de aynı
kararlılığı bekliyoruz.

Mühendislik, Mimarlık ve Planlamada

+İVME Dergisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder