İstanbul Bilgi
Üniversitesi Yönetimi Suç İşliyor!
Rektörlük Binası Önü
BASIN VE KAMUOYUNA
İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YÖNETİMİ SUÇ
İŞLİYOR!
Üniversitemizin üç çalışanı sendikalı
oldukları için dün işten çıkartıldı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları Mart 2010'dan
beri, DİSK Sosyal-İş Sendikası bünyesinde sendikal
örgütlenme sürecine girmiş ve kısa zamanda yüzlerce
çalışan sendika üyesi olmuştur. Bu sendikalaşma
süreci, akademik, idari ve destek personelin birlikte geliştirdiği,
dayanışma gösterdiği, Bilgi'yi ve geleneğini sahiplenen bir
hatta yürümektedir. Bilgi'yi Bilgi yapan emeğimizle
belleğimizle Bilgi çalışanları olarak Biziz! Ve BİZ
yönetimin Anayasa ve insan haklarını hiçe sayan tutumuna
göz yummayacağız!
Sürecin başlangıcında üniversite yönetimi sendikalaşmayı
engellemeye yönelik olumsuz tutumundan, kararlı duruşumuz ve
kamuoyu desteği neticesinde geri adım atmıştı. Nitekim Mütevelli
Heyeti Başkan Yardımcısı Rifat Sarıcaoğlu ve Rektör Prof. Halil
Güven tarafından imzalanan 18 Mart 2010 tarihli mektupla anayasal
bir hak olan sendikal örgütlenme özgürlüğüne
saygılı olunacağı, aksi durumlarda şeffaf bir soruşturma süreci
yürütüleceği ve "her tür konu ve soruda"
diyaloğa açık olunacağı taahhüt edilmişti.
Bu mektubun yarattığı iyimser havaya rağmen giderek artan tempoda
yaşadığımız kimi gelişmeler üniversite yönetiminin verdiği
bu taahhüde uymadığını göstermiştir. Bu
çerçevede:
- 6 Nisan 2010 tarihinde, akademik ifade özgürlüğü
ilkesi ihlal edilerek, Prof. Nevin Ateş'in tazminatsız olarak işten
çıkarılması; - Sendika birim temsilcilerimizin Rektörlük yetkilileriyle
yaptıkları görüşmelerde dile getirdikleri taleplerin ısrarla
yanıtsız bırakılması; - Özellikle destek personel üzerinde bire bir ya da
küçük gruplar halinde yapılan toplantılarda sendikaya
üye olmamaları yönünde tehdit ve baskıların
sürmesi; - Yeni işe alınanlara sendikaya üye olmamaları
yönünde uygulanan sistematik "telkinler" ve
tehditler; - Destek personelin görev yerlerinin alışılmadık bir hızla
değiştirilmesi; - 1 Mayıs mitingi ve 2 Mayıs Santral Kampüsü Pikniği ile
ilgili duyuru afişlerinin üniversite içinde asılmasına
rektörlükçe izin verilmesine rağmen, özellikle
Kuştepe Kampüsü'nde bu afişlerin bir süre sonra
indirilmesi; - Bu etkinliklere ilişkin el ilanlarının dağıtılmasının
engellenmesi; - 2 Mayıs Pazar günü Santral Kampüsü'nde
sendikalı Bilgi Çalışanlarının düzenlediği, tüm Bilgi
Çalışanlarına ve ailelerine açık olan ve 400'den
fazla kişinin katıldığı piknik öncesinde ve sırasında bazı idare
amirlerinin kimi Bilgi çalışanlarının pikniğe katılımını
engellemeye yönelik tacizkar müdahaleleri sayılabilir.
çalışan üç sendikalı arkadaşımızın (Kadir
Karabulak, Bülent Karaçeper, Rıza Karaçeper) iş akitleri
ihbar ve kıdem tazminatları ödenerek feshedilmiştir. Fesih
gerekçesi, "Üniversitemizin yeniden yapılanması nedeniyle
Ahşap atölyesinin kapatılması ve fakat bu neden/nedenlerle sınırlı
olmaksızın, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. ve 18. Maddeleri
uyarınca iş akdiniz feshedilmiştir" şeklinde bildirilmiştir. Yasa
gereği, fesih gerekçesinin kesin ve açık bir şekilde
belirtilmesi gerekirken, bu zorunluluk yerine getirilmemiştir. Ek olarak,
iş güvencesine sahip işçilerin iş akitlerini feshederken,
işveren "son çare ilkesi"ne uymak ve ancak "fesih
son çare" olduğu takdirde bu yola başvurmak zorundadır.
Üç arkadaşımızın üniversite bünyesinde farklı
birimlerde istihdamına devam edilmesi mümkün olduğu halde,
üniversite yönetimi bunun olanaklarını araştırmamış,
arkadaşlarımıza bu yönde bir teklif götürmemiş ve
"son çare ilkesi"ne uymaksızın iş akitlerini
feshetmiştir.
İş akti feshedilen üç arkadaşımız da sendika üyesidir.
Kadir Karabulak ise üniversitemizdeki sendikalaşma sürecini
başlatan ve aktif olarak sürdürenler arasında yer almaktadır.
Tüm bunları göz önüne aldığımızda, bu işten
çıkarmaların öncelikle arkadaşlarımızın sendikalı
olmasıyla ilgili olduğu ve sendikalaşma sürecini engelleme amacını
taşıdığı açıktır.
Üniversite yönetiminden:
- İş akitleri feshedilen arkadaşlarımızı en kısa
sürede işlerine iade etmesini; - İşten çıkarmalara ve baskılara son vermesini;
- Hukuka saygı göstermesini ve Anayasa ile güvence altına
alınmış temel insan haklarımızdan olan örgütlenme
özgürlüğümüzü ihlal etmekten vaz
geçmesini
Taleplerimizin ısrarla takipçisi olacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder