5 Mayıs 2010 Çarşamba

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetimi Suç İşliyor!

İstanbul Bilgi
Üniversitesi Yönetimi Suç İşliyor!

İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü
Rektörlük Binası Önü

BASIN VE KAMUOYUNA
İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YÖNETİMİ SUÇ
İŞLİYOR!

Üniversitemizin üç çalışanı sendikalı
oldukları için dün işten çıkartıldı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları Mart 2010'dan
beri, DİSK Sosyal-İş Sendikası bünyesinde sendikal
örgütlenme sürecine girmiş ve kısa zamanda yüzlerce
çalışan sendika üyesi olmuştur.  Bu sendikalaşma
süreci, akademik, idari ve destek personelin birlikte geliştirdiği,
dayanışma gösterdiği, Bilgi'yi ve geleneğini sahiplenen bir
hatta yürümektedir. Bilgi'yi Bilgi yapan emeğimizle
belleğimizle Bilgi çalışanları olarak Biziz! Ve BİZ
yönetimin Anayasa ve insan haklarını hiçe sayan tutumuna
göz yummayacağız!

Sürecin başlangıcında üniversite yönetimi sendikalaşmayı
engellemeye yönelik olumsuz tutumundan, kararlı duruşumuz  ve
kamuoyu desteği neticesinde geri adım atmıştı. Nitekim Mütevelli
Heyeti Başkan Yardımcısı Rifat Sarıcaoğlu ve Rektör Prof. Halil
Güven tarafından imzalanan  18 Mart 2010 tarihli mektupla anayasal
bir hak olan sendikal örgütlenme özgürlüğüne
saygılı olunacağı, aksi durumlarda şeffaf bir soruşturma süreci
yürütüleceği ve "her tür konu ve soruda"
diyaloğa açık olunacağı taahhüt edilmişti.
Bu mektubun yarattığı iyimser havaya rağmen giderek artan tempoda
yaşadığımız kimi gelişmeler üniversite yönetiminin verdiği
bu taahhüde uymadığını göstermiştir. Bu
çerçevede:

  • 6 Nisan 2010 tarihinde, akademik ifade özgürlüğü
    ilkesi ihlal edilerek, Prof. Nevin Ateş'in tazminatsız olarak işten
    çıkarılması;
  • Sendika birim temsilcilerimizin Rektörlük yetkilileriyle
    yaptıkları görüşmelerde dile getirdikleri taleplerin ısrarla
    yanıtsız bırakılması;
  • Özellikle destek personel üzerinde bire bir ya da
    küçük gruplar halinde yapılan toplantılarda sendikaya
    üye olmamaları yönünde tehdit ve baskıların
    sürmesi;
  • Yeni işe alınanlara sendikaya üye olmamaları
    yönünde uygulanan sistematik "telkinler" ve
    tehditler;
  • Destek personelin görev yerlerinin alışılmadık bir hızla
    değiştirilmesi;
  • 1 Mayıs mitingi ve 2 Mayıs Santral Kampüsü Pikniği ile
    ilgili duyuru afişlerinin üniversite içinde asılmasına
    rektörlükçe izin verilmesine rağmen, özellikle
    Kuştepe Kampüsü'nde bu afişlerin bir süre sonra
    indirilmesi;
  • Bu etkinliklere ilişkin el ilanlarının dağıtılmasının
    engellenmesi;
  • 2 Mayıs Pazar günü Santral Kampüsü'nde
    sendikalı Bilgi Çalışanlarının düzenlediği, tüm Bilgi
    Çalışanlarına ve ailelerine açık olan ve 400'den
    fazla kişinin katıldığı piknik öncesinde ve sırasında bazı idare
    amirlerinin kimi Bilgi çalışanlarının pikniğe katılımını
    engellemeye yönelik tacizkar müdahaleleri sayılabilir.
En son, 4 Mayıs 2010, tarihinde ahşap atölyesinde
çalışan üç sendikalı arkadaşımızın (Kadir
Karabulak, Bülent Karaçeper, Rıza Karaçeper) iş akitleri
ihbar ve kıdem tazminatları ödenerek feshedilmiştir. Fesih
gerekçesi, "Üniversitemizin yeniden yapılanması nedeniyle
Ahşap atölyesinin kapatılması ve fakat bu neden/nedenlerle sınırlı
olmaksızın, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. ve 18. Maddeleri
uyarınca iş akdiniz feshedilmiştir" şeklinde bildirilmiştir. Yasa
gereği, fesih gerekçesinin kesin ve açık bir şekilde
belirtilmesi gerekirken, bu zorunluluk yerine getirilmemiştir. Ek olarak,
iş güvencesine sahip işçilerin iş akitlerini feshederken,
işveren "son çare ilkesi"ne uymak ve ancak "fesih
son çare" olduğu takdirde bu yola başvurmak zorundadır.
Üç arkadaşımızın üniversite bünyesinde farklı
birimlerde istihdamına devam edilmesi mümkün olduğu halde,
üniversite yönetimi bunun olanaklarını araştırmamış,
arkadaşlarımıza bu yönde bir teklif götürmemiş ve
"son çare ilkesi"ne uymaksızın iş akitlerini
feshetmiştir.
İş akti feshedilen üç arkadaşımız da sendika üyesidir.
Kadir Karabulak ise üniversitemizdeki sendikalaşma sürecini
başlatan ve aktif olarak sürdürenler arasında yer almaktadır.
Tüm bunları göz önüne aldığımızda, bu işten
çıkarmaların öncelikle arkadaşlarımızın sendikalı
olmasıyla ilgili olduğu ve sendikalaşma sürecini engelleme amacını
taşıdığı açıktır.
Üniversite yönetiminden:
  • İş akitleri feshedilen arkadaşlarımızı en kısa
    sürede işlerine iade etmesini;
  • İşten çıkarmalara ve baskılara son vermesini;
  • Hukuka saygı göstermesini ve Anayasa ile güvence altına
    alınmış temel insan haklarımızdan olan örgütlenme
    özgürlüğümüzü ihlal etmekten vaz
    geçmesini
Talep ediyoruz.
Taleplerimizin ısrarla takipçisi olacağız.
 

İstanbul Bilgi Üniversitesi
Çalışanları


Bu metne destek imzası vermek için tıklayınız.

 
 
Kaynak: href="http://www.bilgicalisanlari.com/DuyuruDetay.aspx?Duyuru=6">www.bilgicalisanlari.com

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder