16 Gündür Bu Kapının
Önündeyim ve Direniyorum...
Bugün
direnişin 16. günü ve 3. cumartesi. Burada bulunmamın sebebi;
haksız yere 8 Temmuz'da işten çıkarılmamla,
çalıştığım Paşabahçe Devlet Hastanesi önünde 24
saatlik oturma eylemine başlamamdır.
Beş yıldır bu hastanenin taşeronda çalışan
temizlik işçisiydim, sendikalı olma hakkımı kullandığım
için suçlandım ve sorgusuz sualsiz kapının önüne
konuldum ve ben de 16 gündür hastane kapısındayım.
16. günüme hastanede çalışan
işçi arkadaşlarımla, onlar işe başlamadan önce kahvaltı
ederek başladım. Olanı biteni tekrar değerlendirdik. Haklı olmamdan
kaynaklı bir kabullenmişliği var bu direnişin onların gözünde
ama benim işe dönmem için yeterli değil.
Ben dışarda direniyorum, hastane yönetimi
hiçbirşey yokmuş gibi davranıyor. İşten attıkları bir kadın
var dışarıda; evinden, çocuklarından, eşinden ayrı, onların
hiç umurunda değil.
Öğlen saatlerinde Çağdaş Hukukçular
Derneği'nden avukatlar geldi ziyaretime. Ve kendisi de çağdaş
hukukçu olan avukatım fasülye kavurması yapmış. Dokuz
kişiydiler, fasulye, yoğurt ve üzümle geçen bir öğle
yemeği yedik. Bana; desteklerinin tam olduğunu, tekrar geleceklerini, daha
kalabalık olarak bir ziyaret düzenleyeceklerini, kamuoyunun
dikkatlerini buraya çekmek gerektiğini, her gün işten
atılmaların her yerde devam ettiğini, insanların iş güvencesiz
çalıştırıldıklarını, bunun önüne geçmenin
yolunun, sesimizi duyurmaktan geçtiğini söylediler. Ben de
onlarla aynı düşünceleri paylaşıyorum, bunlara dur demek
gerekiyor.
Akşam oluyor herkes evine dönüyor, ben
çadırda kalmak zorundayım işim, aşım için. İçerde
çalışan arkadaşlarım için. Direnmeliyim, onlar da bu
çadıra gelmek zorunda kalmasın diye. Bu hastanede işçiden
yana esmeli rüzgar, bunun için direnmeliyim. Bunun için
kamuoyunu burada olup bitenlerden haberdar etmeliyim. Benim ve işçi
arkadaşlarımın sesini duyurmalıyım.
Türkan Albayrak
İşine Son Verilen Paşabahçe Devlet Hastanesi Temizlik
İşçisi
24 Temmuz 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder