Linççiler Halka Hesap
Verecek !
Linç Saldırılarından AKP
Sorumludur!
İstanbul Kartal'da, 28 Temmuz 2010 Çarşamba günü,
İnegöl ve Hatay'da yaşanan Kürt halkına yönelik linç
saldırıları protesto edildi.
Ankara caddesinden Kartal meydanına doğru yapılan
yürüyüşte"KAHROLSUN FAŞİZM YAŞASIN
MÜCADELEMİZ", "FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA",
"LİNÇCİLER HALKA HESAP VERECEK", "YAŞASIN HALKLARIN
KARDEŞLİĞİ", "BIJI BIRATIYA GELAN", "YAŞASIN
DEVRİMCİ DAYANIŞMA" sloganları atıldı. HALK CEPHESİ,
DHF, PARTİZAN, ESP, KALDIRAÇ, KIZILBAYRAK, DEVRİMCİ HAREKET, BDSP,
PSAD KARTAL ŞUBESİ'nin çağrısıyla gerçekleşen eyleme 30
kişi katıldı.
Kartal meydanında okunan açıklamada şöyle denildi:
ÖNCE EDİRNE'DE ERZİNCAN'DA ŞİMDİ İNEGÖL'DE ANTAKYA'DA
LİNÇ SALDIRISI
LİNÇLERİ BİZZAT ORGANİZE EDEN AKP'NİN POLİSİDİR!
/>
Geçtiğimiz iki gün boyunca linç gürühları
hareket halindeydi. Bursa İnegöl'de ve Antakya'da faşistler polisle
işbirliği halinde Kürt halkına planlı ve organize bir biçimde
saldırdılar. 80'e yakın ev ve işyeri yağmalandı ateşe verildi.
Amerikancı faşist iktidarı ülkemizi adım adım bir linçler
ülkesi haline dönüştürmektedir. Linç
saldırıları, 6 Nisan 2005'den, Trabzon'da TAYAD'lılara karşı
gerçekleştirilen linç saldırısından bu yana kesintisiz
sürmektedir. 4,5 yılda, linç saldırılarının sayısı
40'ı aşmıştır. Bu saldırılar kesinlikle "halk-
vatandaş tepkisi" değildir.
Bu bir LİNÇ saldırısıdır. Saldıranlar, halk değil,
bizzat kontrgerillanın yönlendirdiği ve sivil faşistlerin başını
çektiği bir güruhtur. Bursa İnegöl'de
gerçekleştirilen linç saldırısından sonra Bursa
Valisi "bu eylemi yapanlar vatanını milletini seven
insanlar"diyerek linçcileri sahiplenmiş ve adeta
sırtlarını sıvazlamıştır. Gerçekleşen her linç
saldırısından sonra yetkililerin buna benzer açıklamalar yapması
tesadüf değildir. Bu açıklamalar faşist bir zihniyetin
ürünüdür ve AKP iktidarınca da desteklemektedir. Halkın
hiçbir sorununa cevap veremeyen bir iktidarın
"açılım" yalanlarının iflas etmesinden ardından
gösterdiği gerçek yüzüdür bu tablo.
Ulusal hakları doğrultusunda mücadele eden kürt halkının,
tecrite karşı mücadele eden tutsak ailelerinin, Amerikan
emperyalizmine karşı bağımsızlık mücadelesi veren devrimcilerin,
işçinin, memurun, öğrencinin kısacsı tüm halkın
mücadelesinin karşısında linçler örgütleyerek
sindirmeye çalışmak bugün artık sürekli bir devlet
politikası haline dönüştürülmüştür.
Ki linç bir devlet politikası olarak yeni değildir adeta bir
devlet geleneğidir. Geçmişte 6-7 Eylül olaylarından
bugüne kadar aralıksız devam etmiştir. Bursa İnegöl ve Hatay'a
dönüp bakalım 6-7 Eylül'de yaşananları, Maraş'ta
yaşananları tekrar okumuş gibi oluruz. Aynı yalanlar, kışkırtılan
şovenizm, linçcileri polisce desteklenmesi ve yetkililerin benzer
açıklamaları…
Bu tablo "Bu ülke artık değişti artık böyle
şeyler olmaz" "demokratikleşiyoruz"diyenlenler
için hala AKP'nin anayasa değişikleriyle 12 Eylül'ün
geride kalacağını bekleyenler için, Açılımlarla Kürt
sorunun çözüleceğini umanlar için ibret verici bir
tablodur. Bütün bu açılımların, demokratikleşme
paketlerinin sonunda gerçekler Edirne'de Erzincan'da ve bugünde
Hatay'da Bursa'da bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Emperyalizme karşı bağımsızlığı ve faşizme karşı demokrasi
mücadelesi, Kürt halkının ulusal hakları için
mücadelesi adi yalanlarla örgütlenmiş linç
saldırıları ile sindirilemez.Biz devrimciler buna izin vermeyeceğiz.
Sokaklar linçcilerin değil faşizme karşı mücadele eden
halkındır. Yükseltilen şovenizme, linçlere katliamlara karşı
karşı halkların birlikte faşizme karşı mücadelesini
örgütleyelim.
Kaynak: www.halkinsesi.tv
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder