20 Temmuz 2010 Salı

Küçük Türkiye, Haiti

Küçük Türkiye,
Haiti

Melih Âşık, Haluk Şahin, Yazgülü
Aldoğan, HaberTurk Gazetesi'nde Haiti'de olanları, dokuz yıl
önce yazdığım "Bir Gün Gece" adlı romanı
anımsatarak değerlendirdiler. Kendilerine etik duyarlılıkları kadar,
"fikri takip" dikkatleri için teşekkür ederim.

Geleceğe bilim kurgu romanları üreten bir yazarın, dünyanın
öbür ucunda doğrulanması, her romancıya nasip olmaz. Bir
felaketle haklı çıktığım için sevinemiyorum.
Çünkü hâlâ, bıkmadan, usanmadan, "Bir
Gün Gece"yi yazmaktaki amacıma ulaşmaya, UYARMAYA
çalışıyorum!

Türkiye'de bırakın önlerini görmeyi, arkalarına
bile bakmayan güdük politikacılar için bir fırsattır
asıl, Haiti örneklemesi. Ayılsınlar, silkinsinler, artık.

Çünkü...

Pakistan mı olacağız, İran mı derken, asıl büyük tehlike,
Marmara bölgesini vuracak büyük bir deprem sonrası Haiti gibi
olacağımız kesinlik kazandı.

Gözlerini kendi göbek deliğine dikmiş Türkiye'de o
kadar çok cahil var ki, Haiti'yle Türkiye kıyas kabul
etmez, Türkiye çok büyük ve zengin bir ülke, aynı
felaket aynı sonuçları doğurmaz sanıyorlar. Haiti nerededir,
bugün içinde boğulduğu felaket ve ABD'nin askeri anlamda
işgalini doğuran yoksulluğa nasıl
düşürülmüştür, bilmezler bile.

Oysa, Haiti'nin sonunu hazırlayan özelinde Amerikan, genelinde
çokuluslu şirketlerin güdümündeki tarım, ithalat ve
ihracat politikaları, bugün aynı egemenler tarafından
Türkiye'ye uygulanıyor.

***
Tuhaf ama gerçek, Haiti'nin ekonomisini tepetaklak eden tarım
ve hayvancılık politikası, Türkiye'de kuş gribi bahane
edilerek köy tavukçuluğunun yok edilmesine benzer bir
"domuz katliamı" süreciyle başladı. Haiti'de,
1980'li yıllara kadar topraklarının ekonomik ve ekolojik
koşullarına uygun yerel bir domuz türü vardı. Siyah,
küçük, dayanıklı ve ülkenin üretim fazlası
mango meyveleriyle beslenen, serbest gezen, mango olmadığı zaman sahibinin
yemek artıklarını yiyen bu masrafsız hayvan, tek başına bir ailenin
geçimi, bizim köylünün dağ tepe otlanan
"ineği" demekti.

1978 yılında, sanayi çapında ürettiği domuz fazlası elinde
patlayan ABD, "domuz vebası" taşıyorlar bahanesiyle
Haiti'deki küçük üreticilere itlaf ettikleri
yerel domuz başına 2 ila 5 dolar ve yerine, daha verimli, daha ağır birer
"beyaz" Amerikan domuzu vaat ettiler. 1978 ile 1982 arası,
Haiti'deki tüm yerli domuzlar katledildi. Katil parası, elbette
Haitili politikacıların cebine girdi, köylüye verilmedi. Ama 400
bin beyaz domuz, dağıtıldı kırsal alana. Ne var ki çok
geçmeden, Amerikan domuzlarını beslemek ve yaşatmanın çok
pahalı olduğu anlaşıldı. Mango ve artık yemiyor, mısırla besleniyor,
mısırın içine antibiyotik katılması, hastalıklara karşı
aşılanmaları gerekiyordu. Haydi, bu kez ABD'den aşı ve antibiyotik
ithal etmek, "daha verimli" diye yerel mısırı bırakıp
Amerikan mısırına geçmek, ithalatı ucuzlatmak için de
"gümrük vergilerini kaldırmak" gerekti. Tabii
politikacıları, komisyon zengini edilerek. Haiti'li
küçük üreticiler, gümrük vergisiz bile
pahalı aşıları beyaz domuzlara yapamadılar, antibiyotikleri
yiyeceklerine katamadılar. Bir süre sonra 400 bin Amerikan domuzun
tamamı telef oldu, Haitili üreticiler domuzların yemediği mango
meyvesi üretim fazlasını ne yapacaklarını bilemediler. Başladılar
ülkenin ormanlarını oluşturan mango ağaçlarını kesip odun
kömürü yapmaya... Artık bir domuzları bile yoktu. Ayrıca
mango ağaçlarının tuttuğu toprak erozyona uğramış, ekilir
olmaktan çıkmıştı. Yoksulluk, kırsal alandan kente yoğun bir
göç başlattı. İşsiz köylülerin oluşturduğu
gecekondu nüfusu, yerleşik nüfusu aştı. İşsizlik ve yoksulluk
talan çetelerini besledi, rüşvetçi hükümetler
diktatörlüğe dönüştü, ama yolsuzluk hep
sürdü.

***
Haiti, günümüzden sadece yirmi yıl önce, gıda
ihtiyacının tamamını kendisi üreten bir ülkeydi. Deprem
olduğunda ise gereksindiği temel gıda maddelerini başta pirinç,
yüzde 80'ini ABD'den ithal ediyordu. Ektiği mısır,
buğday gibi hububatın tamamı da çokuluslu şirketlerin GDO'lu
tohumları...

Haiti, önce tarımı bitirilerek çökertildi. Adayı deprem
yardımı bahanesiyle askeri anlamda işgal eden ABD, aslında
başladığını bitiriyor.

Hâlâ bir benzerlik görmeyenler varsa, göz doktoruna
gitsin!

Mine G. Kırıkkanat
GAZETEVATAN.COM Ocak 2010

Kaynak: href="http://www.ekolojistler.org/kucuk-turkiye-haiti-mine-g.-kirikkanat.html">ekolojistler.org

/>
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder