30 soruda WikiLeaks? / Erdal
Güven
1 Nereden çıktı bu WikiLeaks?
Site, Aralık 2006’da kuruldu. Wiki, İngilizce ‘What I Know
Is...’in kısaltması. Türkçesi, Bildiğim Odur Ki…
‘Çıkış’ yaptıkları belgeyi de aynı tarihte
yayımladılar. Somalili bir politikacının kimi rakipleri için
kaleme aldığı ‘ölüm fermanı’ydı belge.
2 Amaçları ne?
Kabaca, hükümet, şirket ve örgütlerin ipliğini pazara
çıkarmak. Savundukları şu: Gizli saklı hiçbir şey
kalmasın, dünya ne kadar şeffaflaşırsa o kadar
temizlenir…
3 Daha önce neler açıkladılar?
Assange, 2008 yılında Kenya’da yargısız infaz sonucu
öldürülen yüzlerce insan olduğunu ortaya
çıkararak Uluslararası Af Örgütü’nden
ödül almıştı. Irak’ta ikisi Reuters muhabiri 12 sivilin
Amerikan askerleri tarafından helikopterden vurularak
öldürülme görüntüleri ve Afganistan’da
Amerikan askerlerinin beş yıl boyunca tuttuğu gizli
‘günlükler’ de sızdırılan en önemli belgeler
arasında.
4 Kim bu insanlar, neredeler?
Ortalıkta pek çok isim dolaşıyor. Kaç kişi oldukları
bilinmiyor. Bir şema çıkarmak mümkün değil. Zaten bir
örgütten ziyade bir birliktelik bu. Bilinen bir merkezleri yok.
/>
Vitrindeki kişi Julian Assange. Avustralyalı bilgisayar korsanı (hacker).
Kimilerine göre zamanımızın bir kahramanı, insanlığın vicdanı.
Aynı zamanda taciz suçundan Interpol tarafından aranan bir
‘zanlı.’ Aynı yerde uzun süre kalmadığı
söyleniyor. Son olarak İngiltere’ye gittiği belirtiliyor.
5 WikiLeaks belgelere nasıl ulaşıyor?
Tabii ki kendi çabaları da var gizli belgelere ulaşmak için.
Ama daha ziyade içeriden, hizmet ettiği hükümet ya da
çalıştığı şirketleri o ya da bu nedenle cezalandırmak isteyen
‘köstebek’lerden topluyorlar belgeleri. Son vaka da Bradly
Manning adında 23 yaşında bir Amerikalı erin ‘marifet’i.
6 Kendilerine gelen belgeleri yayımlama kriterleri ne?
/>
Belgelerin, gönderen kişi tarafından düzenlenmiş olmaması ve
orijinal olması.
7 Nedir günlerdir yayımlanan belgeler?
ABD başkenti Washington ile yaklaşık 270 ülkedeki Amerikan
diplomatik temsilcilikleri arasındaki yazışmalar. Kriptolar. Tam tamına
251 bin 287 belgeden söz ediyoruz.
8 Ortaya çıkmaları neden bu kadar önemli?
/>
Her şeyden önce bir devletin resmi belgeleri bunlar. Dolayısıyla
ortaya saçılmaları bir nevi skandal. Üstelik o devlet de
sıradan bir devlet değil, dünyanın tek süper gücü ABD.
ABD genellikle bu tür belgeleri en az 30 yıl boyunca saklı tutar;
sonra da yine belli bir süzgeçten geçirerek yayımlar. Son
olarak belki de en önemlisi: Diplomasi tarihine yazılırken tanıklık
etmemizi sağlıyorlar. Gazeteciler, diplomatlar, siyasetçiler
için bir hazine adeta bu belgeler.
9 Peki bir er nasıl başarabildi bu kadar önemli belgeleri
sızdırmayı?
Manning bir istihbarat analistiydi. Rütbesi bir yana, bu tür
bilgileri okuyup incelemek göreviydi, işiydi.
O anlamda herhangi biri değildi.
10 Belgelerin gizlilik derecesi ne?
Aralarında ‘ortaya çıkması durumuda ABD ile diğer
ülkeler arasındaki ilişkilere ciddi zarar verebilecek’ (Secret)
ya da ‘hiçbir biçimde yabancı ülke temsilcileri
tarafından görülmemesi gereken’ (Noforn) 25 bin kadar belge
var. Hiçbiri ‘Top Secret’ değil. CIA belgelerinden
söz etmiyoruz burada.
Yani Manning’in yetkisi de bir yere kadardı. Zaten
‘sorun’ Manning’in söz konusu belgelerin bulunduğu
ağa erişebilmesinde değil, o belgeleri CD’lere yükleyip
sızdırmasında. Manning’in Bağdat’ta görev yaptığı
sekiz ayı aşkın süre boyunca haftanın yedi günü,
günde 14 saat erişimi varmış ağa ve dünya tarihinin en
büyük ‘belge kaçakçılığı’
gerçekleşirken kimsenin ruhu bile duymamış. Zaten bir insan her
tür bedeli göze alıp böyle bir eylemi yapmayı kafasına
koyduysa ve gücü yetiyorsa, durdurmak imkânsız denecek kadar
zor. Tıpkı intihar eylemcileri gibi.
11 Manning’in o belgeleri indirdiği ağ neyin nesi?
Savunma bakanlığı ve dışişleri bakanlığı yazışmalarının
yürütüldüğü Siprnet adlı bir ağ bu. Sisteme veri
yükleme yetkisi bulunan bir kişi, diyelim bir komutan ya da
büyükelçi, yüklemeyi yapıp ‘enter’ tuşuna
bastığında otomatik olarak bu ağa düşüyor veri. Ve o veri
erişim yetkileri bir olmamakla birlikte o sisteme giriş yapabilen herkesin
bilgisine sunuluyor. Üniformalı, üniformasız yaklaşık 3 milyon
kişinin giriş yapabildiği bir ağ bu. Manning de o 3 milyon kişiden
biriydi.
12 Manning nerede şu anda, ne yapıyor?
ABD’nin Virginia eyeletindeki Quantico Deniz Piyadesi
Üssü’nde. Askeri mahkemeye çıkarılacağı
günü bekliyor. Devletin gizli belgelerini uygunsuz biçimde
edinmekten yargılanacak. 52 yıla kadar hapsi istenebilir.
13 Ne yaptı da yakayı ele verdi?
Gevezelik etti. Yaptıklarını bir ‘chat’ sırasında eski
‘hacker’ Adrian Lamo’ya ballandıra ballandıra
anlattığına bin pişmandır şimdi herhalde. Lamo tarafından ihbar
edilince geçen temmuzda yakalandı Manning. Ama tabii, elindeki
belgeleri çoktan WikiLeaks’e ulaştırmıştı ve muhtemelen
yeni belgeler peşindeydi.
14 Amerikalı büyükelçilerin her duyduklarını
rapor etmeleri yadırgandı, hatta yer yer öfke çekti. Yanlış
mı yaptılar?
Tam tersi. Kendilerin adına yapmasalar yanlış olurdu. 11
Eylül’ün arkasındaki istihbarat zaafı ortaya
çıktığından bu yana sistem, kim ne duyuyorsa ‘merkez’e
bildirilmesini öngörüyor. Nitekim ABD Dışişleri Bakan
Yardımcısı, “Diplomatlarımız işini yapmıştır, yapmayı
sürdürecekler” darken kastettiği buydu.
15 İsrail’e ilişkin dişe dokunur bir belge ortaya
çıkmaması kuşku doğurdu. Özellikle Türkiye’de
cumhurbaşkanı dahil üst düzey işimler, WikiLeaks’in
arkasında İsrail’in bulunabileceği yolunda demeçler verdi. Bu
mümkün mü?
AK Parti hükümeti daha ilk günden kendisine yönelik bir
komplo gibi algıladı son belgeleri. Bunda, Başbakan’ın
İsviçre’de sekiz bankada hesabının bulunduğu, Maliye
Bakanı’nın suç teşkil edecek bir ifade kullandığı, Savunma
Bakanı’nın Dışişleri Bakanı için ‘tehlikeli’
ifadesini kullandığı yönünde belgelerin ortaya
saçılmasının da payı var. Yine de o düzeyde
siyasetçilerin, ellerinde veri bulunmadan, isim zikrederek bir
ülkeyi hedef göstermemeleri gerekir. Şu an itibariyle elimizde
böyle bir veri yok. Belli ki bu söylem, somut bir bilgiden ziyade
Türkiye-İsrail ilişkilerindeki gerilimden, bu gerilimin hâkim
kıldığı haleti ruhiyeden kaynaklanıyor daha ziyade.
16 Peki bundan böyle neler bekleyebiliriz?
250 bini aşkın belgeden söz ediyoruz. Henüz buzdağının ucu
bile değil gördüğümüz. Kim bilir daha neler
çıkacak ortaya? Manning, ABD Dışişleri Bakanı Hillary
Clinton’ı kastederek, “Bu belgeler ortaya
saçıldığında kalp krizi geçirecek” demişti.
Bekleyelim görelim. Film daha yeni başladı.
17 Ya yapılan siyasi analizler?
Amerikalı büyükelçiler, çoğu meslektaşının
aksine, aynı zamanda siyasi birer şahsiyettir. O yüzden
büyükelçi atamaları, Başkan’ın önerisi ve
Senato’nun onayıyla yapılır ABD’de (Senato tamamen siyasi
nedenlerle onaylamadığı için, ABD aylardır Ankara’ya
büyükelçi atayamıyor). Dolayısıyla siyasi analiz yapmak
Amerikalı bir büyükelçi için doğal, işinin bir
parçası; ayrıca kariyer planlamaları açısından da
önemli.
18 En fazla belgenin Türkiye’den gönderilmesi neye
işaret ediyor?
Söz konusu dönemde en yoğun mesainin Ankara’da
yapıldığına! Yaklaşık 8 bin yazışma yapılmış Ankara ile Washington
arasında. Konjonktürel olarak iş yükünden de kaynaklanıyor
olabilir, büyükelçilerin çalışma tarzından da.
Özel bir anlam yüklememiz için bir veri yok ortada. En
azından şimdilik.
19 Türkiye’nin söz konusu raporları yazıp
gönderen diplomatlardan hukuk önünde hesap sorma
girişimlerinden sonuç çıkar mı?
Amerikalıların yargılamayı düşündüğü tek kişi er
Manning.
20 WikiLeaks belgeleri neden gazetelere gönderdi?
/>
Birincisi içerik daha kısa sürede, daha fazla insana
ulaşabilsin diye. Son belgeler The Guardian ve The New York Times’ın
yanı sıra Der Spiegel, El Pais ve Le Monde’la da paylaşıldı ki bir
an önce Almanca, İspanyolca ve Fransızca da yayımlanabilsin.
İkincisi de teknik olarak belgeleri sağlama almak için. İlk
günden siber saldırılara maruz kalmaları ve neredeyse
‘Uçan Hollandalı’ya dönüp vebalı muamalesi
görmeye başlamaları, WikiLeaks’çilerin garantici
davranmakla ne kadar akıllıca hareket ettiğini de gösteriyor.
21 Belgelerin gerçekliği hiç tartışılmadı, neden?
Çünkü başından beri hiçbir kuşku yoktu. Her şey
bir yana WikiLeaks belgeleri yayınlamadan önce kendi belirlediği
dört gazete ve bir dergiye gönderdi. Bu gazetelerden biri de New
York Times’tı. Gazete, ‘Amerikan yönetimi’yle temasa
geçti ve belgelerin ‘otantik’ olduğunu daha ilk
günden teyit ettirdi.
22 Bu siber saldırıları yapanlar kim?
Korsanlar da çeşit çeşit. ‘Anarşist’ korsanlar
olduğu gibi ‘milliyetçi’ korsanlar da var. WikiLeaks ile
‘düşmanlar’ı arasında ilk günden beri süregiden
bir ‘savaş’ söz konusu. Tabii ABD’nin de bir devlet
olarak tüm gücüyle ulusal güvenliğine yönelik
WikiLeaks ve benzeri ‘tehdit’leri bertaraf etmek için epey
çaba sarf ettiğinden yana kuşku yok. Nitekim son NATO zirvesinde de
siber saldırganlar, yeni bir stratejik tehdit olarak zikredildi.
23 Ortaya saçılan belgelerden neler öğrendik
bugüne kadar?
Kim üstüne alınır kim alınmaz orası bilinmez ama en başta
diplomatlarla konuşurken çok daha dikkatli olmak gerektiğini
öğrendik! Genel olarak, 11 Eylül’den bu yana
‘terörle savaş’ın ABD dış politikasını nasıl rehin
aldığını; ABD’nin tüm cüssesine rağmen yer yer nasıl
yalnız ve çaresiz kalabildiğini; bir ikisi hariç
müttefiklerinin hiçbirine güvenmediğini,
güvenemediğini öğrendik.
24 Herhangi bir kelle aldı mı bugüne kadar WikiLeaks’in
kripto yayınları?
Evet. Önceki akşam ilk siyasi kurban belli oldu: Alman Dışişleri
Bakanı Özel Kalem Müdürü Helmut Metzner.
Yazışmalardan, Almanya’da geçen yılki hükümet kurma
görüşmelerinden Amerikalıların bir köstebek sayesinde an be
an haberdar olduğu ortaya çıkmıştı. Metzner, köstebeğin
kendisi olduğunu açıklayıp istifa etti.
25 ABD açısından bugüne kadar ortaya çıkanlar
içinde hangi belge en kötüsü?
ABD’yi en fazla muhçup eden, başta BM Genel Sekreteri olmak
üzere nice diplomatın kişisel bilgilerinin elde edilmesine
yönelik Washington kaynaklı talimatın ortaya
saçılmasıydı.
26 En çarpıcı belge hangisiydi?
Herkesin ilgi alanına göre değişir tabii ama irili ufaklı Arap
ülkelerinin, İran’ın nükleer programını durdurması
için ABD’nin ensesinde boza pişirdiğini gösteren
belgeler, birinci sırada. Arap liderler fena halde açığa
düştü, İran rejimi ve halkı karşısında. Rusya’nın bir
‘mafya devleti’ olarak görüldüğünü,
Çin’in Kuzey Kore’yi ‘satmaya’ hazır
olduğunu, Yemen’in Kaide’ye karşı topraklarını ABD’ye
sonuna kadar açtığını, futboldan iklim değişikliğine kadar
hemen her türlü uluslararası pazarlıklarda akçeli işler
döndüğünü öğrenmek de az şey değildi doğrusu.
Tabii Türkiye’de nükleer bomba bulunduğunun ilk kez resmi
bir belgede zikredilmesini de kayda geçirmek lazım.
Berlusconi’nin ‘çılgın partileri’nden
Merkel’in ‘teflon’luğuna, Putin’in
‘Batman’liğine kadar epey dedikodu, lakap ve karakter analizi de
cabası…
27 Yazışmalarda çok sayıda lider hakkında türlü
çeşitli magazinel iddia da ortaya atıldı? Kim ne dedi?
/>
Şu ana kadar şanına yakışır tek karşılık Berlusconi’den
geldi. Sık sık genç kızların katıldığı ‘çılgın
partiler’ düzenlediği rapor edilen Berlusconi şöyle dedi:
“Üzülerek söylemeliyim ki hayatımda bir kez bile
çılgın bir partiye katılmadım. Benimkiler olsa olsa şık
davetlerdir.” Şimdi Berlusconi’nin, İtalya ile Rusya
arasındaki petrol ve doğalgaz anlaşmalarından
‘nemalandığı’ yolundaki raporlara nasıl matrak bir yanıt
vereceği bekleniyor merakla.
28 WikiLeaks’çiler dünyayı daha şeffaf bir yer
haline getirebilecek mi?
Kim bilir ama özellikle son eylemleriyle, uzun vadede
amaçlarını zora soktular. Hükümetler, şirketler,
örgütler şimdiden sırlarımızı nasıl daha iyi koruruz diye
düşünmeye başladı. Muhtemelen gizlilik duvarları kalınlaşacak
ve yükselecek; sızdırmak zorlaşacak.
29 ABD yönetimi WikiLeaks’i durdurmak için ne
yapıyor?
ABD bir yandan mevcut yayını kesmeye bir yandan da yayına erişimi
engellemeye çalışıyor.
Siyasi ya da ticari baskı söylentileri arasında önce
WikiLeaks’in ABD’deki ev sahibi meşhur amazon.com,
‘belalı’ kiracısını kapı önüne koydu. Sonra da
yine Amerikalı every.dns adlı hizmet sağlayıcı şirket WikiLeaks’i
müşterileri arasından çıkardı.
WikiLeaks her iki badireyi de atlatı ve sonuçta yayın
sürüyor.
Ayrıca ABD yönetimi önceki günden itibaren deşifre edilmiş
bulunsalar da belgelerin hâlâ gizli niteliği taşıdığı
gerekçesiyle kamu binalarında WikiLeaks’e erişimi
yasakladı.
30 Assange yakalanırsa WikiLeaks çöker mi?
/>
Assange, önceki gün The Guardian’ın internet sitesi
üzerinden yaptığı okuyucularla yaptığı sohbette şöyle
diyordu: “Kripto arşivimizi, ABD ve diğer ülkelere ilişkin
diğer belgelerle birlikte, şifreli olarak 100 binden fazla kişiye
gönderdik. Eğer bize bir şey olursa kritik bölümler otomatik
olarak yayımlanacak. Ayrıca kripto arşivimiz birçok yayın
kuruluşunda da var. Tarih kazanacak. Dünya daha iyi bir haline gelecek.
Biz görür müyüz o günleri? Size bağlı.
Kaynak: radikal.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder