13 Aralık 2010 Pazartesi

Amerikan rüyasının işçi çocukları

Amerikan rüyasının işçi
çocukları

style="border-width: 0px; border-style: solid; float: left;" />
Afrika, Asya ya da Latin Amerika'da çocukların okula gitmek
yerine, hayatta kalabilmek için çeşitli işlerde
çalıştırıldığı, bilinen bir durum. Ancak ABD'de de yüz
binlerce çocuk işçinin olduğunu biliyor
muydunuz?

Saat, sabah 6'yı gösteriyor. ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinde
orman kenarındaki köhne bir karavanın bir köşesinde televizyon
çalışıyor. Tahta tabanı kumla kaplı ve tavandaki suntaları delik
içindeki bu karavanda, 15 yaşındaki Estaban ve 14 yaşındaki
arkadaşı Gilberto 8 yetişkinle beraber yaşıyor. Ama Estaban, bu durumu
kanıksamışa benziyor:

''Zamanla alıştım böyle yaşamaya. Ama başlarda bir hayli
zorlandım, diyebilirim.''

Estaban da karavandaki diğerleri gibi Meksika vatandaşı. Hepsi de
ABD'ne yasadışı yollardan gelmiş ve geçimlerini civardaki
patates tarlalarında çalışarak sağlıyorlar. Hangi tarlada
çalışacaklarını ancak sabah kalkınca öğreniyorlar.

''Çocukluklarını kurban ediyorlar''

href="http://www.dw-world.de/popups/popup_lupe/0,,6317802_ind_1,00.html"
style="" target="_blank">Çocuklar her dolu kova için 35 cent<br /> kazanıyor style="border-width: 0px; border-style: solid; width: 194px; height: 143px;
float: left;" />

Ter içinde kalmış küçücük çocuklar,
tarlalarda minik elleriyle patates arıyorlar. Bulduklarını yanında
taşıdıkları plastik kovalara dolduruyorlar. Her dolu kova başına 35
cent alıyorlar. Azınlık haklarının korunması için
çalışan Kuzey Karolina Tarlaları (NC-Field) adlı özel bir
organizasyondan Emily Drakage,çocukların bu işten ayda 800 dolar
kazandıklarını söylüyor:

''Birçoğu burada çocukluğunu, eğitimini ve
sağlığını bir lokma ekmek için kurban ediyor.  Tam da
hayatta kalma şansı en düşük olan ya da kendi karnını bile
doyurmaya yemek bulamayan bu çocukların burada çalışması,
inanılmaz bir olay.''

İnsan hakları izleme örgütü Human Rights Watch'a
göre 2005 -2008 yılları arasında Amerikan tarlalarında en az 43
çocuk işçi hayatını kaybetti. Yaralanan çocuklar ise
istatistiklere bile geçmedi. Çünkü yaralansalar bile
sınır dışı edilme korkusuyla doktora gitmiyorlar.

Eskimiş yasalar

Amerikan çiftliklerinde çalıştırılan yarım milyona yakın
çocuğu sözde koruma altına alan Amerikan yasalarının
çoğu 2'inci Dünya Savaşı'ndan kalma. Kuzey Karolina
Çiftlik Ofisi'nin Başkanı Larry Wooten, çiftliklerde
yaşanan kazalardan hâlâ çiftlik sahiplerinin sorumlu
olduğunu kaydediyor:

''Çalışma güvenliğinden tıbbî tertibata,
tarlalardaki çalışma koşullarına kadar bütün yasaların
uygulanmasından çiftlik sahipleri sorumlu.''

Ancak zaten ekonomik açıdan darda olan Amerikan
çiftçileri, ucuz işgücü sağlayan Latin
Amerikalıları çalıştırmayı tercih ediyor. O nedenle de
çalışanların belgeleri dahil hiçbir
yükümlülüğünü yerine getirmiyorlar.

Yardım kuruluşundan Emily Drakage ise çocuklar hasta olduklarında
ya da genç kadınlar cinsel tacize uğradığında onlara yardımcı
olamamaktan dert yanıyor. Amerikan yasaları da bu çocukları
koruyamadığı için de kendisini eli kolu taammen bağlanmış
hissediyor:

''Amerikan yasalarına göre, 12 yaşına gelmiş bir
çocuk, sınırlama getirilmediği için okuldan önce veya
sonra saatlerce çalıştırılabilir. Hatta ailelerinin izin belgesi
olması durumunda 10 yaşındaki çocuklar da aynı şekilde
çalıştırılabilir. Sanayi dallarında çocuk hakları daha
iyi korunuyor. Oysa ülkede en tehlikeli istihdam alanı diyebileceğimiz
ziraatçilikte ise bu durum çok daha kötü.

href="http://www.dw-world.de/popups/popup_lupe/0,,6317802_ind_2,00.html"
target="_blank">Ucuz işgücü olarak görülen çocuk işçilerin<br /> sayısı artıyor style="border-width: 0px; border-style: solid; width: 194px; height: 143px;
float: right;" />

Çocukların hayalleri yok

Tarlaların birkaç kilometre uzağında bir ilkokul bulunuyor. Okulun
öğretmeni, civar tarlalarda çalışan göçmen
çocukları okula kazandırmak için çok uğraşmış ama
bütün çabaları boşa çıkmış.
Çünkü zaten bu çalışma koşulları ile okul
ödevlerini bile yapmaya zaman bulamayacak çocukların asıl
önceliği para kazanıp ailelerine maddi destek sağlamak.

Eğitim görmeden meslekî kariyer yapma şansı da olmayan Estaban
ve Gilberto, tarla işine tek alternatifi Meksika'ya dönmek olarak
görüyor. Ancak Meksika'daki yoksulluğu daha vahim
bulduklarından ona da cesaret edemiyorlar. Çaresizlikten olsa gerek,
her ikisinin de geleceğe dair hiçbir hayali bulunmuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Miodrag Soric /
Çeviren: Başak Demir

Editör: Murat Çelikkafa

Kaynak:www.dw-world.de

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder