Halkın Suyunu Satan Başka
Ne Yapmaz ki!
Halk düşmanı AKP, insanı ve doğasıyla birlikte tüm
Anadolu'yu yağmalıyor, talan ediyor. Hiçbir kural, hiçbir
yasa tanımıyor. Yağma ve talana karşı çıkan herkesi susturmaya,
etkisizleştirmeye çalışıyor.
Rize'nin İkizdere Vadisi'nin SİT alanı ilan edilip, Hidro
Elektrik Santrallerinin (HES) yapımının iptal edilmesi kararı
karşısında Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu,
"HES'lere karşı çıkmak cinnettir" diyordu.
Halk düşmanı AKP, şimdi de su havzalarını, milli parkları, tabiat
parklarını, doğal alanları yağmaya açıyor! Anadolu'ya yaşam
kaynağı olan, Anadolu'yu yaşanır kılan tüm doğal zenginlikler,
tekellerin yağması uğruna gözden çıkarılıyor.
2009'dan beri hazır halde bekletilen ve 27 Ekim 2010'da meclise
sunulan; "Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu
Tasarısı" doğal sit alanı ilan edilen su havzalarının, doğal
alanların, milli parkların bu statüsüne son verecektir.
Bu tasarı ile AKP, binlerce HES'in yapımı için kendisine yasal
dayanak hazırlamaktadır. HES'lerin önünü açan
kanun tasarısı ile milli parklar, tabiat parkları, doğal alanların
korunması ve bu alanların kullanıma açılması konusundaki yetki
Çevre ve Orman Bakanlığı'na verilmektedir.
AKP iktidarı kendisine ayak bağı olan, yağma ve talan konusunda engel
çıkaran tüm kurumları devreden çıkararak, yetkileri
doğrudan kendi elinde toplamaktadır.
Böylece bürokratik işlemler içinde boğulmadan, istediği
gibi vereceği izinlerle tekellerin ihtiyacını kolayca karşılayacaktır.
AKP iktidarı bir kez daha emperyalistlerin ve işbirlikçilerin
iktidarı olduğunu kanıtlamıştır.
Doğal alanlara, parklara, su kaynaklarına saldırı öylesine
boyutludur ki, sadece bir kaç bölge değil, tüm
Anadolu'nun doğası yağmaya açılmıştır.
Yeni yapılacak yasal düzenlemelerle birlikte Milli Park olan Munzur
Vadisi, Arılı, Çağlayan, İkizdere vadileri gibi 1. derece sit
alanı ilan edilen vadiler, su kaynakları, şu ana kadar dokunulamayan
doğal alanlar emperyalistlere ve yerli işbirlikçilerine peşkeş
çekilecektir.
AKP'nin değiştirmeye çalıştığı yasalara göre doğal
alanlara HES yapımı ve maden ocağı açma gibi izinler hiçbir
kurum tarafından verilemiyordu.
Ancak yeni tasarıya göre, bu alanlarda HES'lerin yapımı ve maden
ocakları açılmasına ilişkin izinleri artık Bakanlar Kurulu
verecek.
Böylece Anadolu'da halkın olan 2000 civarında dere ve su havzası
kullanım hakkı sözleşmeleri ile HES yapımı için 49
yıllığına tekellere sunularak, tekellerin istekleri karşılanacak.
Yapılması düşünülen 10.000 mikroHES'in (0.5 MW dan
daha az kurulu gücü olan HES'lerin) yapılacağı alanların,
tüm ormanların, meraların da hazırlanması için tüm
şartlar hazırlanmaktadır.
Özellikle emperyalist tekeller ve işbirlikçilerinin henüz
el değmemiş bölgelerde maden arama ve çıkarma ları
için hemen her şeyi çok hızlı bir biçimde AKP
iktidarı hazırlamaktadır.
Halk düşmanı AKP'nin hazırladığı yasa tasarısı
Anadolu'nun dört bir köşesindeki halkın doğal
varlıklarını tekellerin yağmasına açmak için
hazırlanmıştır
Bir başka deyişle bu yasa emperyalist tekellerin ve
işbirlikçilerinin dereleri, gölleri, yer altı sularını,
ormanları, meraları, madenleri sınırsızca talan etmeleri için
önünü açmak için hazırlanmıştır.
Kısacası yağma ve talanda AKP iktidarı, gözünü şimdi su
havzalarına, doğal kaynaklara milli parklara ormanlara, meralara
dikmiştir. Para uğruna satmayacağı bir şey yoktur. AKP'yi halka umut
olarak göstermeye çalışanlar, AKP'nin halka karşı
sürdürdüğü düşmanca politikaları
görmelidirler.
AKP'den Yağmanın Önünü Açma Yasası
Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun,
Rize'nin İkizdere Vadisi'ni sit alanı ilan etmesi karşısında
Başbakan ve Çevre ve Orman Bakanı kararı tanımayacaklarını
açıklayıp, kurulu tehdit ettiler.
AKP bu karara uymayacak, hukuku tanımayarak, HES'lerle ilgili
yağmanın önünü açmak için yeni yasa
hazırlıyor.
Yeni yasada, bu konudaki artık kararlar Koruma Kurulları tarafından
değil, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilecek.
Halk düşmanı AKP, yağma için yasa gerekiyorsa yasa
çıkarıyor. Bunun için güç ellerindedir. Kararlar
istedikleri doğrultuda çıkmadığında, "yargıya
güvenmiyoruz" diyorlar. Tersi durumda "yargıya bırakmak
lazım"diyorlar.
Kaynak: yuruyus.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder