Kültürü, Tarihi ve
Tabiatı Koru(tma)ma "Yasa Tasarısı"na karşı çıkıyoruz
Biz aşağıda imzası
bulunanlar,
Kültürü,
Tarihi ve Tabiatı Koru(tma)ma “Yasa Tasarısı”na karşı
çıkıyoruz
Rize İkizdere'de SİT
kararının ardından Doğa Katliam Projeleri olan HES'lerin İptali
gündeme gelince Hükümet
aceleyle “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği
Koruma Kanunu” Tasarısını Meclis’e sunmaya
girişti. Yasaları değiştirip kendi yasa dışılığına kılıf
hazırlamaya kalkışıp yasanın içeriğini tarafların vatandaşın
tartışmasına bile fırsat tanımıyor.
Çevre ve Orman
Bakanlığı yaptığı açıklamada TBMM’ne
getirilen tasarının İkizdere’de alınan SİT kararı ile
ilgisi olmadığını söylüyor ve Hükümet bu
kanunu AB’ye uyum yasaları gereği olarak savunuyor. Avrupa
Birliği’nden ise bunun doğru olmadığı şeklinde açıklama
yapıldı.
Hükümetin tasarısı,
tüm varoluş maksadını 11. maddesinde açıklıyor:
“Korunan Alanların Belirlenmesi” başlıklı bu
maddede, “bir alanın korunan alan niteliğine sahip olup
olmadığı Bakanlıkça incelenir. Korunan alan niteliği
taşıdığına karar verilen alanlardan orman rejimine tabi olanlar
Bakanlıkça, diğer alanlar ise Bakanlar Kurulu tarafından
korunan alan olarak belirlenir ” denilerek, kültür
ve tabiat varlığı bilimsel ve objektif bir niteleme olmaktan
çıkartılıp siyasi bir karar meselesine
dönüştürülüyor.
Halbuki
mevcut Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanu-nu’nun 7.
maddesinde, “kültür ve tabiat varlıkları
bakanlıkça veya diğer ilgili kurum ve kuruluşların uzmanlarının
yardımlarından faydalanılarak tespit
edilir” ve “korunması gerekli taşınmaz
kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitler koruma
kurulu kararı ile tescil olunur”denilmektedir. Kanunun 51. ve
devam maddelerinde de tescili yapacak olan Koruma Kurulu’nun bilimsel
ve özerk yapısı veril-mektedir.
Kısacası bu tasarı bir şeyin
kültür ve tabiat varlığı olup olmadığını, korunup
korunmayacağını meslek ve bilim insanlarının nesnel kriterlerle
yapacağı bir “tespit” olmaktan çıkartıp,
yürütmenin yani seçilmişlerin siyasi bir
“kararı” haline getirmeyi amaçlamaktadır.
Tasarı yasalaşırsa Veysel
Eroğlu’nun şimdi bize şaka gibi gelen “Allianoi diye bir yer
yok” tarzı bilimsel kanıt tanımazlık hukuki bir geçerlilik
kazanacaktır .
Mevcut durumda bile sit
alanlarının yok edilmesine yönelik “projeler” devam
ederken bu çıkartılmak istenen “yasa” ile
Türkiye’nin dereleri vadileri ovaları, kültürel
varlıkları ve tarihi “rant” uğruna “yasal”
olarak yok edilecek ve çevreciler yaşam savunucuları yasadışı
ilan edilecek.
Tabiatımıza uymayan bu
yasaya Hayır! Diyoruz
Bu Yasa Tasarısı ile
Hükümet, HESLERİ KORUMA, Tarihi Gömme, Kültürleri
Yok Etme Kanunu çıkartmak istiyor.
Kültürü, Tarihi ve Tabiatı Koru(tma)ma
Tasarısına “HAYIR! diyen tüm çevrecileri yaşam
savunucularını bu çağrıyı imzalamaya ve birlikte direnişe
çağırıyoruz.
* Çit
Deresi Çevre Komisyonu
* Çoruh
Aksu Vadisi
* Senoz Vadisi
/>
* Alakır Nehri
/>
* Antalya Isparta
Burdur Dereleri Gönlünce
Aksın Çevre Platformu
* Loç Vadisi Koruma
Platformu
* Kazdağı Koruma
Girişimi
* Ergene İnisiyatifi
/>
* DAÇE
* Karadeniz İsyandadır Platformu
/>
* Remziye Günay Eryılmaz (Kaliteli
yaşam bisketli yaşam)
* Nihat Çavdar-
ekolojist, aktivist
* Yeşil
Gerze Çevre Platformu
* İç Anadolu Çevre Platformu
* Yalova Çevre
Platformu
* Yeryüzüne Özgürlük
Derneği
* Türkiye Tabiatını Koruma Derneği
Hatay Şubesi
* Doğa Aktiviteleri
Gurubu İstanbul
* Safiye Yüksek
* Sol İletişim- Ekoloji Grubu
* Slow Food Yağmur Böreği
* Doğa Kültür Ve Yaşam Derneği
* Cansu Bilgebay
* Son Irmak
* Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği
– Bursa
* Yumurtalık Balıkçıları
ve Çevre Koruma Derneği
* Ege Su Platformu
* Mersin Nükleer Karşıtı
Platformu
* Sinop Çevre Dostları
Derneği
* Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma
Derneği-HYHKD
Kaynak: dayanisma.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder