26 Haziran 2010 Cumartesi

Fidel Castro: YANILMIŞ OLMAYI O KADAR İSTERDİM Kİ

Fidel Castro: YANILMIŞ
OLMAYI O KADAR İSTERDİM Kİ

YANILMIŞ OLMAYI O KADAR
İSTERDİM Kİ

Yazdığım bu satırlar yarın yani 26 Haziran Cumartesi günü
Granma'da yayınlandığından sadece 32 gün sonra imparatorluğa
gösterdiğimiz onurlu direniş olan 26 Temmuz gününü
kutlayacağız.

İnsanlığın düşmanları her adımlarını ölçüp
biçerek atıyorlar. Özellikle aklında sadece kâr hırsı
ve hammadde olan, insanlığın ortak değerlerini gözardı eden ABD
emperyalizmi.

16 Haziran günkü yazımda şunları yazmışım: "Bu
cehennem habercisi gibi gelişmeler Dünya Kupası maçları
arasında unutulup gidiyor, kimsenin umurunda olmaksızın."

Bu önemli spor olayı en çekişmeli aşamasına giriyor. 14
gün boyunca 32 ülkeden futbolcular ilk 16'ya girebilmek için
çaba gösterdiler. Şimdi ise çeyrek finale, yarı finale
ve finale kalabilmek için mücadele edecekler.

Futbol fanatizmi giderek artmakta, dünya üzerinde milyonlarca
insanı etkisine almaya başladı bile.

Artık şunu sorabiliriz; kaçımız şu sıralarda ABD
donanmasının en büyük uçak gemilerinden Harry S.
Truman'ın beraberinde nükleer denizaltılarla birlikte Süveyş
Kanalından geçerek İran Körfezine doğru yol almakta olduğunu
biliyoruz?

ABD donanmasına eşlik eden gemiler arasında benzer ateş
gücüne sahip İsrail savaş gemilerinin de olduğu bilinmekte. Bu
donanma İran'a uygulanan abluka uyarınca ülkeye giriş çıkış
yapan ticari gemileri arama yetkisine sahip olacak.

Hatırlanacağı gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ABD'nin
önerisi ve İngiltere, Fransa ile Almanya'nın desteğiyle çok
ağır koşulları olan bir yaptırım kararı almıştı.

Diğer bir ağır yaptırım kararı da ABD Senatosundan
çıkmıştı.

Üçüncü ve en ağır yaptırım kararı ise Avrupa
Birliği tarafından alındı. Bütün bu gelişmeler 20 Haziran
gününden önce oldu. O dönemde Fransa Cumhurbaşkanı acil
bir ziyaretle Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ile
görüşmüş, Rusya'nın İran ile görüşerek durumun
daha kötüye gitmesine engel olması istenmişti.

Şimdi zaten İran açıklarında bulunan ABD donanmasına, ABD ve
İsrail savaş uçaklarını taşıyan uçak gemisinin varması
bekleniyor.

İşin en düşündürücü yanı ise ABD'nin
Ortadoğudaki jandarması İsrail'in elinde son derece gelişmiş
nükleer silahlar ve bunları kullanabilecek modern savaş
uçaklarının bulunuyor olması.

İran Şahı 1979 yılında tek bir silah atılmadan Ayetullah Humeyni
tarafından devrilmişti. ABD, İran'a karşı savaş açan Irak'ı
desteklemiş ve Irak tarafından İran ordusuna ve Devrim Muhafızlarına
karşı kullanılan kimyasal silahları tedarik etmişti. O dönemler
Bağlantısızlar Hareketinin lideri konumunda olan Küba bu konuyla
ilgili bilgiye sahipti. Savaşın etkilerine maruz kalan sivillerin durumunu
da çok iyi biliyorduk. Bugün İran Cumhurbaşkanı olan Mahmut
Ahmedinejad o dönemde Devrim Muhafızları 6. Ordu komutanı olarak
İran - Irak Savaşının en sıcak çatışmalarının yaşandığı
batı cephesindeydi.

Bugün 2010 yılında 31 yıldan sonra ABD ve İsrail devletleri,
İran silahlı kuvvetlerininin milyonlarca askerini, hava, deniz ve kara
kuvvetlerini ve Devrim Muhafızlarını hafife alıyor.

Bu saydıklarıma 12-60 yaş arasındaki 20 milyon erkek ve kadın ile
toplam 70 milyon nüfusa sahip, düzenli şekilde milis eğitimi alan
bir toplumu ekleyin.

ABD hükümeti bir plan uygulama çabasında. Buna göre
kapitalist tüketime sahip çıkan bir siyasi muhalefet hareketi
yaratılacak, İran halkı bölünecek ve İran'daki rejim
devrilecek.

Ancak artık bu plan geçersizdir. Ülkelerine saldıran ABD ve
İsrail savaş uçakları karşısında hiçbir İranlının
ABD'den yana olacağı iddia edilemez.

Son gelişmeleri tahlil ettiğimde şöyle bir sonuca varmıştım;
çatışma Kore yarımadasında başlayacak, burada
çıkartılacak ikinci Kore Savaşından sonra ABD'nin İran'a ikinci
müdahalesi başlatılacak.

Bugünden baktığımda ise çatışmaların sırasının
değiştiğini görüyorum; silahlı saldırı önce İran'a
karşı düzenlenecek.

Artık ABD özel harekat kuvvetleri ve istihbaratı tarafından
batırıldığı bilinen Güney Kore savaş gemisi Cheonan'ı batırmakla
suçlanan Kuzey Kore yönetimi ise İran'a saldırıldıktan sonra
sırada kendilerinin olduğunu çok iyi biliyor.

Gamsız futbolseverler Dünya Kupası maçlarının tadını
çıkarmaya baksın. Kahraman halkımıza, hayat ve umut dolu Küba
gençliğine, o muhteşem çocuklarımıza ve daima iyi
geleceklerini aklımızdan çıkartmadığımız insanlığa şunları
söylemeyi görev addediyorum; bu gelişmeler bizi hiçbir
şekilde şaşırtmıyor.

Sadece, bir kaç bin yıl içinde insanoğlu tarafından
gerçekleştirilen sayısız hayallere ve geliştirilen uygarlığa
acıyorum.

Devrimci hayallerimiz gerçekleşmeye ve anavatanımız ayakları
üzerinde doğrulmaya başlamışken, "yanılmış olmayı o kadar
isterdim ki!"

 

Fidel Castro Ruz
24 Haziran 2010
 

 

Kaynak: PRENSA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder