9 Haziran 2010 Çarşamba

Yeni Maden Kanunu

Yeni Maden
Kanunu

5 Haziran Dünya Çevre Günü, öyle
kutlanacak bir yanı yok. Kapitalist sistemin sürdürülmesi
için, yaşamın sürdürülebilmesi tehlikeye atılıyor,
yaşam için zorunlu olan hava, suyu, toprak kirletiliyor,
yerüstü ve yeraltı varlıkları yağmalanıyor, uygulanan
politikalar yüzünden ekolojik ve toplumsal yıkım yaşanıyor.
Aynı politikaların uygulayıcısı olan hükümetlerin
uygulamaları sonucunda, ülkemiz fazla su, fazla enerji tüketen,
kirli teknolojilerin üssü halini almıştır. Yaratılan yoksulluk
ve yoksunluklarla yaşam alanlarını yok eden yatırımların
önüne geçilmesi her geçen gün
zorlaşıyor.   
Ülkemizde ekolojik politikaların turnusolu işlevini gören
madencilik politikaları bu yılın "çevre gününde
gündemde.  Zaten, Türkiye'de "dünya
çevre günü" ile madencilik arasında tuhaf bir ilişki
de oluştu ya da oluşturuldu.   

Talanın Hukuku; 
  
Bergama-Ovacık Altın Madeni sürecinde oluşan toplumsal tepki, alınan
mahkeme kararları, kısaca yaşamın savunulması mücadelesi,
Türkiye Ekoloji Hareketi'ne çok şey kattı, diğer yandan
madencilik alanında önemli yasal değişikliklere de yol açtı.
Bergama Hareketi'nden  duraksayan ve zarara uğrayan küresel
maden şirketleri, çevreyi koruyan yasal için "bu
yasalarla Türkiye'de madencilik yapılmaz, yabancı sermaye
gelmez" yaygarası kopardılar. İstekleri doğrultusunda, "5177
Sayılı, Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun" 2004 yılı 5 Haziran günü yani Dünya
Çevre Günü'nde yürürlüğe
girdi.     
Yasanın hazırlık aşamasında, Newmont'un yöneticilerinden
Gordon Nixon,  "…Maden Yasası'nın Ankara'daki
Newmont yetkilileri ile eşgüdüm içerisinde
hazırlandığını…" söylemişti (1) Yine yasanın
yürürlüğe girmesinden önce Eldorado Gold Şirketi
temsilcilerinin de içinde bulunduğu 20 işadamı, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ı ziyaret etmiş, Başbakan'dan destek istemişlerdi,
Başbakan da işadamlarına "…Maden Kanunu Meclis'te, yabancı
yatırımın önünü açan yasa da çıkarıldı
sorunlarınız çözülecek…" demişti (2)
  
Böylesine sözler ve güvencelerle adeta bu şirketler
tarafından hazırlanan yasa değişikliği ile Maden Yasası ile birlikte
toplam onbir yasada  önemli değişiklikler yapıldı.
Değişiklikle; orman alanları, milli parklar, özel koruma
bölgeleri, ağaçlandırma alanları, tabiat alanları, özel
koruma bölgeleri, doğal ve kültürel sit alanları, tarım
alanları, meralar, sulak alanlar, kıyılar, karasuları, kentlerin imar
alanları,  turizm bölgeleri, su havzaları madencilik 
faaliyetine açıldı.  Madencilik faaliyetlerinin çevresel
etki değerlendirme (ÇED) ve gayrisıhhi müessese izin
süreçlerinin  Bakanlar Kurulu tarafından
çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği"
düzenlendi.  
  
Yasa değişikliğine dayanılarak Bakanlar Kurulu tarafından
çıkartılan Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği ile
madencilere yasayı da aşan kolaylıklar sağlandı. Bunun yanı sıra pek
çok yönetmelik de yeni yasaya göre değiştirildi. Adeta
yeni tür bir hukuk yaratıldı. Yaratılan hukuk, çevreyi
koruma(ma) hukuku, talanın hukuku niteliğini aldı. Yapılan yasa
değişiklikleri bir politikanın ürünüydü, bu
politikanın çevre sağlığı ve canlı yaşamının sürmesini
sağlama kaygısı yoktu, tek amaç, küreselleşen kapitalizme kar
alanı yaratmaktı.    
   
Anayasa Mahkemesi İptal etti,  Danıştay durdurdu. 
  
Yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'nde, yönetmeliklerin
iptali için de Danıştay'da davalar açıldı. Anayasa
Mahkemesi, davanın açılmasından dört buçuk yıl sonra,
her yeri madenciliğe açan Maden Yasası'nın 7/1. maddesini ile
"maden, petrol ve jeotermal kaynakları arama faaliyetlerini ÇED
kapsamı dışına çıkartan" Çevre Yasası'nın
10.maddesinin üçüncü fıkrasını anayasaya aykırı
bularak iptal etti (3)    Anayasa Mahkemesi, iptal kararının
bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermişti ancak,
Danıştay anayasaya aykırılığına karar verilen yasaya dayanılarak
çıkartılan Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinin
yürütmesini durdurdu. Yürütmeyi durdurma kararı;
"çevre üzerinde geri dönüşü
mümkün olmayan tahribatlara yol açması
olasılığı"na dayanmaktaydı . (4)
  
Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararından sonra, anayasaya aykırı yasaya
dayanılarak verilen madencilik izinlerinin hepsi tartışılmaya başlandı
ve orman alanlarındaki madencilik izinleri Orman Genel
Müdürlüğü'nce durduruldu. Bu gelişme madencilerin
adeta kazan kaldırmalarına yol açtı. Bunun üzerine bir kez
daha maden lobisinin isteğini karşılayacak yönetmelik değişikliği
yapıldı. 19 Ağustos 2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan
yönetmelik değişikliği ile Madencilik Faaliyetleri İzin
Yönetmeliği'ne eklenen geçici 4. madde ile "Orman
sayılan alanlarda madencilik faaliyetlerine ilişkin yeni bir
düzenleme yapılıncaya kadar orman, muhafaza ormanı ve
ağaçlandırma alanlarında madenlerin aranması ve işletilmesi
ile ilgili faaliyetlerde alınması gereken izinlerde Orman Sayılan
Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında
Yönetmelik hükümleri uygulanır." düzenlemesi
getirildi (6) Bu yönetmelik değişikliği de dava konusu
yapıldı.  Danıştay bu kez "yapılan değişiklik yargı
kararlarını bertaraf etme amacına yönelik olduğu sonucuna
varılmıştır" gerekçesiyle yürütmeyi durdurma
kararı verdi (7).
  
Yeni yasa, eskisini aratacak nitelikte; Anayasa Mahkemesi ve Danıştay
kararları ile oluşan  yasal boşluğu doldurmak gerekçesiyle,
hükümet tarafından hazırlanan yasa tasarısı ve Trabzon
Milletvekili Mustafa Cumur ve Siirt Milletvekili Afif Demirkıran tarafından
hazırlanan yasa teklifi ile Maden Yasasında önemli değişiklikler
öngörülüyor.
 Yasa değişikliği tasarı ve teklifi  TBMM Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda kabul
edilmiştir, her an Genel Kurul'un  gündemine
alınabilecektir.  Bu kez yasanın meclis genel kurulunda
görüşülmesi dünya çevre haftası içinde
yapılacak gibi.

 
Hükümetin tasarısı esasen pek çok olumsuzluğu beraberine
getirirken, yasa teklifinde öngörülen "Zeytinciliğin
Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun 20.
maddesinin birinci fıkrasının değiştirilmesi ve yeni fıkralar
eklenmesi" önerisi zeytinlikleri de korumasız hale getirmektedir.

 
Yasa değişikliği ile madencilik faaliyetlerine ilişkin yeni idari
kurumlar oluşturuluyor.  Başbakanlık Müsteşarı
başkanlığında ve madencilik faaliyetlerinin kısıtlanacağı alanları
belirleyecek maden işletme faaliyetleri ile diğer yatırımların kamu
yararı açısından önceliğinin ve öneminin tespitine 
karar verecek bir Kurul oluşturuluyor.   Madencilik faaliyetleri
ile kamu yararı niteliği taşıyan diğer yatırımların birbirlerini
engellemesi ve bu yüzden  maden işletme faaliyetinin yapılamaz
hale gelmesi durumunda, madencilik faaliyeti ve yatırımla ilgili karar,
Kurul tarafından verilecek.  Kurul tarafından gerek
görülmesi halinde toplantılara yatırım ve ruhsat sahibi de
katılacak, alınacak karar kamu yararı kararı yerine eçecek, Kurul
karar verirken öncelikle madenin makul bir sürede üretilebilme
imkânının olup olmadığını dikkate alacaktır. Kurul, bir başka
yatırım nedeniyle madencilik faaliyetinin kısıtlanmasına karar
verirse,  faaliyeti kısıtlanan maden işletmecisinin yatırım
giderleri, lehine karar verilen tarafça karşılanacak.
 
Yasa değişikliği ile ÇED olumlu kararı verilmiş madencilik
faaliyetleri hiç bir şekilde kısıtlanamayacak, kısıtlamalar ancak
yasayla yapılabilecek, kısıtlamaya gidilmesinde halinde de maden ruhsat
hakları korunacaktır.
 

Öngörülen değişiklikle, yine özel çevre
koruma bölgeleri, milli parklar, yaban hayatı koruma ve geliştirme
sahaları, muhafaza ormanları, belli bir orandaki kapalı doğal olarak
yetişmiş sedir ve ardıç ormanları, Kıyı Kanununa göre
korunması gerekli alanlar, 1 inci derece askeri yasak bölgelerde ruhsat
başvurularının hak sağlaması halinde ilgili kurumlardan izin alınması
ile ruhsat verilecek, Orman İdaresinin izni ile  orman sayılan
alanlarda yapılacak maden arama ve işletme faaliyetleri ile bu
faaliyetler için zorunlu geçici tesislerin yapılabilecektir.

  
Maden işletme ruhsatı verildikten sonra, alanın başka yasalara göre
izne tabi alan haline gelmesi halinde (SİT alanı vb), ilgili yasaların
öngördüğü yükümlülüklerin yerine
getirilerek, ruhsat ile kazanılmış işletme hakkı korunacak, madencilik
faaliyeti sürdürülecektir.
Diğer yasalara göre, izin alınması gereken alan ilan edilmeden
önce Madencilik İşleri Genel
Müdürlüğü'nün
görüşü alınacaktır.  Daha önce Danıştayca
hukuka aykırı bulunarak iptal edilen  Su Kirliliği Kontrolü
Yönetmeliği düzenlemesi, şimdi yasal kılıfla yeniden
karşımıza çıkıyor; içme ve kullanma suyu rezervuarının
maksimum su seviyesinden itibaren
1000- 2000 metre mesafe genişliğindeki şeritte maden arama ve işletme
faaliyetine izin verilebilecektir.   
Değişiklikle, maden üretim faaliyetleri ile bu faaliyetlere dayalı
ruhsat sahasındaki tesisler için işyeri açma ve
çalışma ruhsatlarını verme yetkisi il özel
idareleri'nde toplanmakta, belediyeler saf dışı edilmektedir. Aynı
zamanda, imar planı ve yapı ruhsatı olmadan madencilik faaliyetlerine ve
tesislerine izin verilecek, çevre sağlığı ve canlı yaşamı
için zorunlu olan planlamadan vazgeçilmektedir. 
  
Zeytinlikler de  korumasız kalıyor; 
  
Zeytinciliğin geliştirilmesi ve zeytinlerin korunması alanındaki
"Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında
Kanun" her seferinden değiştirmeye çalışılıyor. Maden
Yasasının 2004 yılı değişikliği taslağında değiştirilmesi
öngörülmüşse de zeytincilerin ayaklanması sayesinde,
tasarıdan çıkartılmıştı. Daha sonra, zaman zaman yasayı delme
ve
değiştirme girişimleri yaşandı (8) 

Bir kez daha yasa değiştirilmeye çalışılıyor. Değişiklikle;
zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara  3 km mesafede, kamu
yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, petrol, doğalgaz arama
ve işletme faaliyetleri ,kamu yararı kararı alınmış plan ve
yatırımlar, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim
tesisleri, jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları,
küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri,
zeytinyağı fabrikaları kurulabilecektir.
Valinin başkanlığında ve üyeleri Vali tarafından "Zeytin
Sahalarını Koruma Kurulu"
zeytincilikle ilgili her türlü kararı
alabilecek.   
  
Ekolojik ve toplumsal yıkım yasası; 
  

Yasa değişikliğinin gerekleşmesi halinde, İzmir'in içme
suyu havzası içindeki Efemçukuru Altın Madeni'nin
işletilmesinin önü açılacak, Kaz Dağları, Kozak
Yaylası, Turgutlu
Çaldağı, Eşme Kışladağ'da ve ülkenin diğer
yörelerinde madencilik adı altında
büyük ekolojik yıkımlar yaşanacaktır. Yasa değişikliği, son
olarak Zonguldak'ta Karadon İşletmesi'nde 30 maden
emekçisinin yaşamını yitirmesine yol açan güvencesiz ve
denetimsiz işletmeciliği ortadan kaldırmamaktadı r. Yasa
değişikliğinin tek kaygısı maden ruhsatlarına
üstünlük tanımak, küresel maden şirketlerinin işini
kolaylaştırmaktır.
Doğal varlıkların işletilmesinde doğanın ve yaşam alanlarının
korunması ve kamu yararı
esas alınmalıdır. Yasa değişikliğinde kamu yararı esas
alınmamıştır. Değişiklikle madenciliğin yarattığı ekolojik riskler
ortadan kaldırılmamakta, aksine daha fazla ekolojik yıkımın
önü açılmaktadır. Aynı zamanda zeytinciliğin
korunmasından vazgeçilerek geçimini
zeytincilikten sağlayan yüzbinlerce üretici ve işletmecinin
yoksullaşmasına, dolayısıyla toplumsal bir yıkıma da davetiye
çıkartılmaktadır.   Ekolojik ve toplumsal yıkıma yol
açacak yasa değişikliği önerisi geri çekilmelidir,
konunun tüm taraflarının katılımı ile insanı
ve diğer bütün canlıların yaşamını merkeze alan, yaşam
kaynaklarını yok etmeyecek, güvenceli ve güvenli çalışma
koşullarını oluşturacak yeni bir yasa teklifi
hazırlanmalıdır. 

Av. Arif Ali Cangı

 
(1)           
http://www.evrensel .net/04/03/ 17/ekonomi.
html#1  ,
(2)                

http://www.radikal. com.tr/haber.
php?haberno= 77929
(3)                

(http://rega. basbakanlik. gov.tr/eskiler/
2009/06/20090611 -16.htm).
(4)                

(http://www.egecep. org.tr/Admin/
photos/urunpdf/ 6338069471048437 50.pdf)
(5)                

(http://www. habermaden. com/index2. php?option=
com_content&do_pdf=1&id=1158)
(6)                

(http://rega. basbakanlik. gov.tr/main. aspx?home=
http://rega. basbakanlik. gov.tr/eskiler/
2009/08/20090819 .htm&main=http:// rega.basbakanlik .gov.tr/eskiler/
2009/08/20090819 .htm)
(7)    
http://www.egecep. org.tr/Admin/
photos/urunpdf/ 6339787414945300 00.PDF
(8)    
http://www.evrensel .net/haber. php?haber_
id=52439  
 

Kaynak: href="http://www.chd.org.tr/haber_detay.asp?haberID=361">ÇHD

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder