Üniversite işletmesinin
karlılık 'bilgisi' / Nihal Kemaloğlu
Akademik mekanlarımız
üniversiteler, akademisyen, emekçi ve bilgi üretme
süreçleriyle birlikte topyekun 'piyasa' tasallutu altına
sokuluyor.
Evrensel değerleri neoliberalizmin değerleriyle değiştiren
üniversite yönetimleri, çalışan haklarını 'esneterek'
işletme karlılığının bilgisini keşfettiler.
Üniversitelerin 'özgürlük' ve 'özerklik'
iddiasının PR'ı yüksek festivallerle savuşturulduğu
günümüzde üniversiteler adeta kampuslu işletmeler
oldular.
Özel güvenlik güçlerinin çalışan
öğretim kadrosunu, idari personeli ve öğrencileri
gözetleyerek denetim ve otoriteyi tesis ettiği yeni
özelleştirilmiş alanlarımız.
Kapitalist vizyon yapımcılığına soyunan üniversite
yönetimleri, herkesin varlığını piyasanın varlığına feda
etmesini istiyor.
Halbuki mart ayında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden gelen haberde
Türkiye'de bir ilk gerçekleşiyordu.
Bilgi Üniversitesi'nin akademik personel ve emekçileri,
Sosyal-İş Sendikası'nda örgütlenmeyi başarmışlar ve sendika
haklarını aynı çatı altında örgütlemişlerdi.
Akademik alanda 'emek' adına ilham verici dayanışma ortaya
konmuştu.
Ayrıca 32 vakıf üniversitesindeki toplam 20 bin çalışanı
için de öncü bir hareket gerçekleşmişti.
Ama bu gelişme Bilgi Üniversitesi yönetiminin istihdamı
'taşeronlaştırma' planlarını bozup büyük rahatsızlık
yaratınca, yönetim 'sendikal faaliyet' yaptığı gerekçesiyle
üç çalışanın işine son verdi.
Atılma gerekçeleri, çalıştıkları birimin kapatılması
gibi gösterilse de işin aslı sendikal faaliyette bulunmaktı.
Sendikal bilincin gelişmesi sistem için ideolojik sakıncaların
en tehlikelisiydi.
Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle teminat altına alınan
sendikal örgütlenme hakkı bizzat üniversite yönetimi
tarafından çiğnenerek, çalışanlar işten
çıkartıldı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin iş akdini feshettiği
üç kişi, 5 Mayıs 2010'dan beri oturma eylemlerini
sürdürüyorlar.
Sendikal faaliyetlerin etkinleşip yayılmasından çekinen
üniversite yönetiminin baskı, taciz ve tehditlerine karşı;
işçiler, mücadelelerini sürdürmekte kararlılar.
Bilgi yönetimi işten atılanlara taşeronluk teklifinde bulunurken,
çalışanlara da sendikadan ayrılmaları için ikna
görüşmeleri yapıyor.
Özgürlük, demokratik haklar ve toplumsal yararı
geliştirme ve tartışma platformu olan üniversite, sendikal faaliyet
izleme ve fişleme merkezi gibi çalışıyor.
Ama Bilgi çalışanları, örgütlü güç
olmanın dayanışmasıyla her gün mücadelelerini
genişletiyor.
Nihal Kemaloğlu - Akşam - 24.06.10
Kaynak: kizilbayrak.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder