20 Haziran 2010 Pazar

Türkiye kapılarını GDO'ya sonuna kadar açtı

Türkiye kapılarını
GDO'ya sonuna kadar açtı

Bilimsel Komite'nin Genetiği
Değiştirilmiş Organizmalara (GDO) ilişkin iki kararı daha çok
tartışma götüreceği benziyor. Tarimdünyasi.net adlı
sitenin yazarlarından Ali Ekber Yıldırım, "GDO Bilimsel Komite
kararları" başlıklı yazısında Komite'nin kararlarını ele
aldı.

Yazının tamamı şöyle:

"Genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatı ile ilgili
yeni gelişmeler var. İthal edilen ürünlerin risk
değerlendirmesini yapan Bilimsel Komite'nin kararları Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı'nın internet sayfasında
yayınlanıyor.

Bugüne kadar iki karar yayınlandı.

İlk kararda gıda ve yem ürünlerinin GDO(Genetiği
Değiştirilmiş Organizma)'lu olarak değerlendirilmesi ve
etiketlenmesi için eşik değerin yüzde 0.9 olması kabul edildi.
Belirlenen yüzde 0.9 eşik değerinin altında GDO içeren
ürünlerin etiketlenmesine gerek olmadığı
kararlaştırıldı.

Aynı kararda MON40-3-2, A20704-12,MON89788-1 soya çeşitlerinin
yem ve gıda olarak kullanılmasının herhangi bir risk oluşturmadığı
kabul edildi.

İkinci karar ise, 9 çeşit mısır için yapılan risk
değerlendirme sonuçlarını kapsıyor. Buna göre, Bt11, DAS1507,
MON810, NK603, NK603 x MON810 mısır çeşitlerinin, "yem ve
gıda (taze, konserve, un, irmik ve mamulleri gibi doğrudan tüketim
dışında) olarak kullanıldığında herhangi bir risk oluşturmayacak.

MON863 ,MON863 x MON810, MON863 x NK603 mısır çeşitlerinin ise
sadece yem olarak kullanılmasının uygun olacağı kabul ediliyor.

GA21 mısır çeşidinin ise, yem ve gıda olarak
kullanıldığında herhangi bir risk oluşturmayacağı belirtiliyor.

Her iki karar, bilinen bazı gerçekleri su yüzüne
çıkardı.

Hatırlarsanız, 26 Ekim 2009'da Resmi Gazete'de, "Gıda
ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve
Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve
Denetimine Dair Yönetmelik"
yayınlandığında,Türkiye'nin kapılarını GDO'lu
ürünlere sonuna kadar açtığını yazmıştık.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Bakanlık bürokratları
ve onların bilgileri doğrultusunda açıklama yapan Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ise, bu yönetmelikle GDO'lu ürün
ithalatının yasaklandığını iddia etmişti.

Ne yazık ki zaman bizi haklı çıkardı. Bilimsel Komite
kararlarından da anlaşıldığı gibi Türkiye, GDO'lu
ürün ithalatına kapılarını sonuna kadar açmıştır.
İthal edilen GDO'lu ürünlerin risk analizi konusunda ciddi
endişeler var.

Bakanlığın internet sayfasında yayınlanan Bilimsel Komite kararları
halkın, tüketicinin anlayacağı netlikte değil. Bazı mısır
çeşitleri için, "taze, konserve, un, irmik ve mamulleri
gibi doğrudan tüketim dışında yem ve gıda olarak
kullanıldığında risk taşımadığı" ifadesi var. Bunun anlamı
şu; bu mısır çeşitleri taze, konserve, un, irmik ve mamulleri
olarak doğrudan tüketilmesi riskli. Ne gibi riski var?

Tüketici, adı verilen bu mısır çeşitlerinin konserve, un,
irmik ve mamullerinde kullanılmadığını nasıl anlayacak?

Alınan kararlardan anlaşılıyor ki, risk analizi yapılan tüm
ürün çeşitleri ithal edilebilir, tüketilebilir
nitelikte. Tamamen riskli olan ve ithal edilmesi sakıncalı
görülen ürün çeşidi var mıdır? Varsa bu
ürünlerle ilgili nasıl bir işlem yapıldı?

Bugüne kadar yayınlanan iki kararın da temel dayanağı 26
Ekim'de çıkarılan yönetmelik. Oysa, Danıştay 10. ve 13.
Daireleri Müşterek Heyeti bu yönetmeliğin iki maddesi için
yürütmenin durdurulması kararını verdi. Bu maddelerden birisi
ithalata ilişkin 11.madde. Diğeri ise yürürlük maddesi.
Danıştay yürütmeyi durdurma gerekçesinde GDO ile ilgili
düzenlemenin yönetmelikle değil yasa ile yapılması gerektiğine
karar vermişti. Bu karardan sonra Biyogüvenlik Yasası kabul edildi.
Yasanın öngördüğü yeni yönetmelik
çıkarılmadığı için kararlar eski yönetmeliğe,
Danıştay'ın yürütmesini durdurduğu yönetmeliğe
göre alınıyor.

Özetle, Bilimsel Komite kararlarından da anlaşılacağı üzere
GDO'lu ürünler Türkiye'ye giriyor. Bu
ürünler gıda ve yem sektöründe yaygın olarak
kullanılıyor. Tüketici bilinçli veya bilinçsiz bu
ürünleri tüketiyor."

Kaynak: ETHA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder