3 Haziran 2010 Perşembe

Aydın ve sanatçılar da İsrail'e savaş açtı

Aydın ve sanatçılar da
İsrail'e savaş açtı

 Aydın ve sanatçılar,
Siyonist İsrail'in saldırganlığına karşı, "Sizin tankla, topla,
tüfekle sürdürdüğünüz vahşete karşı;
elimizdeki bütün sanatsal araçlarla mücadele edeceğiz.
Sizi entellektüel, siyasal ve duygusal ablukaya alacağız"
dedi.

 
Muammer Karaca Tiyatrosu'nda basın toplantısı düzenleyen
çok sayıda aydın ve sanatçı, yardım gemisine saldıran
İsrail'e "Gerektiğinde Rachel Corrie gibi, buldozerlerin
önünde dikiliriz" dedi.
 
HANZALA'NIN YANINDAN AYRILMAYACAĞIZ
Gazeteci Yekta Kapan, aydın ve sanatçılar adına yaptığı
açıklamada, siyonist devlete şöyle seslendi: "Bu kavga
artık sizinle bütün gezegenin vicdanı arasındadır. Akdeniz'deki
vahşet, bütün insanlığın ortak meselesidir artık. Bizler
gerektiğinde Rachel Corrie gibi buldozerlerin önünde dikilmekten,
Jean Genet gibi yaptığınız katliamları yüzünüze
vurmaktan, Edward Said gibi namlularını çocuklara yöneltmiş
askerlerinizi taşlamaktan çekinmeyeceğiz. Bu dava için
özel mesai harcayacağız. Kendimizi ve bütün Filistinli
çocukları edebiyatla, sinemayla, müzikle... savunacağız.
Hanzala'nın yanından bir saniye bile ayrılmayacağız."
 
Aydın ve sanatçılar ise İsraile karşı tepkilerini
şöyle sürdürdü.
 
Sırrı Süreyya Önder (Yönetmen): "Her şer
bir hayır'a gelir derler. Bu şerden bir hayır çıkarılabileceğini
gördük. Bunun tek sebebi var, çok basit ama çok
güçlü, haklı olmak. Bu ortak vicdan hareketine
dönüşmelidir. Kamuoyundaki yaygın kampanyaya açılım
getirilmeli. Bunların dini imanı para. Bu ülkeyi iki türlü
felç edecek şey, sermayelerini büyütmemektir."
 
Ece Temelkuran (Gazeteci): Bundan sonra bunun hayattaki
karşılığı bizim açımızdan İsrail'i dilimize dolamak.
Böyle bir abluka İsrail'in ablukasından daha etkili olacaktır diye
düşünüyorum."
 
Vedat Özdemiroğlu (Karikatürist): "Tevrat
'öldürmeyeceksin' diye başlıyor. İsrail öldürerek işe
başlıyor. Bu kadar değerli düşünürler çıkarmış
bir kavim nasıl bu kadar aptal, barbar bir rejimi ayakta tutabilir. Hz Musa
yaşasaydı, o gemi geçsin diye o denizi ikiye
ayırırdı."
 
Fatma Karabıyık Barbarosoğlu (Edebiyatçı):
"Bundan sonra Hanzala'nın yanından bir dakika bile ayrılmayacağız.
Gelen haberleri ve görüntüleri öykü diline
çevirebilirsek derin bir etki yaratabileceğimizi
düşünüyorum."
 
Yaşar Kurt (Müzisyan): "İsrail dünyanın
vicdanına hepimizin gözü önünde kurşun sıktı. Artık
yerimizde daha fazla rahat oturmamalıyız."
 
Mercan Dede: "İsrail'e karşı çok önemli bir
silah bulundu. O da sevgi. Savaşı ve öldürmeyi biliyorlar ama
sevgiyi bilmiyor."
 
Gökhan Özcan: "Doğaldır ki hepimiz aynı
gemideyiz."
 
Hatice Meryem (Yazar): "Kitaplarımın asla o dile
çevrilmesini istemiyorum."
 
Selehattin Özpalabıyıklar: "7 yaşında bir kızım
var. Büyüdüğünü görmek istiyorum. Bana o zaman
ne yaptın baba dediğinde gözlerine utanmadan, korkmadan bakmak
istiyorum. Ve Hanzala birgün yüzünü dönecek onunda
gözlerinin içine de utanmadan, korkmadan bakabilmek
istiyorum."
 
Tarık Turhan: "Kayıp olan arkadaşlarımızın akıbetini bilmek
istiyoruz . Öldürüldüyse cenazelerini yaşıyonlarsa
nerde olduğunu bilmek istiyoruz. Dışişleri Bakanı verdiği
sözün arkasında durmalı. Orda tek bir insan kalmayacak
demişti."
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder