4 Haziran 2010 Cuma

Grev Hakkı Engellenemez!

Grev Hakkı
Engellenemez!

 HSGGP ve KESK Temsilcileri 25 Kasım
2009 Grevine Çağrı Yapmaktan Ceza Mahkemesinde
Yargılanıyor!


Grev Hakkı Engellenemez, 
Baskılar Bizi Yıldıramaz! 
 
 
Değerli Basın ve Kamuoyuna 
 
İstanbul Herkese Sağlık ve Güvenli Gelecek Platformu (HSGGP)
bileşenleri arasında yer alan KESK Şubeler Platformu, 25 Kasım
2009'da gerçekleştirdiği "Toplusözleşme ve Grev
Hakkı" için bir günlük uyarı greviyle dayanışma
amacıyla 22 Kasım 2009 Pazar günü bir basın açıklaması
düzenlemiştir. 
 
Bakırköy'de düzenlenen etkinlik Bakırköy Sahil
Yolu'ndan Özgürlük Meydanı'na kadar yürüyüş
ve platform adına yapılan basın açıklamasıyla son bulmuştur.
Savcılık, greve çağrı yapan platform sözcülerini
cezalandırmak üzere dava açmış, ilk duruşması 3
Haziran'da Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde
görülmüştür. 
 
 
Değerli basın, 
 
25 Kasım Grevi'ne çağrı yapmaktan açılan tek ceza
davası İstanbul HSGGP ile KESK İstanbul Şubeler Platformu'nun birlikte
düzenlediği Bakırköy'de yapılan basın
açıklamasına açılmıştır. Tek ceza davasının neden
Bakırköy Emniyeti ve Adliyesi tarafından açılmış olduğu
ayrıca sorgulanmalıdır. 
 
Savcılık ise, doğrudan grev çağrısına dava açarak,
grev fikrini cezalandırmaya yönelmiştir. İddianame 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu'nda yer almayan grev için çağrı
yapmak, halkı kışkırtmak, toplantı ve gösteri
yürüyüşü kanununa muhalefet etmek üzerine
kurulmuştur. 
 
En basit sendika tanımında bile olmazsa olmaz sayılan
"grev"in, 657 sayılı Devlet Memurları ile 4688 Sayılı Kamu
Emekçileri Sendikaları Kanunu'nda yer almaması 12
Eylül'ün ürünü 1982 Anayasası'nın eseridir.
Bu konuda yasal değişiklikler istemek en temel demokratik
haktır. 
 
 
Değerli Basın, 
 
25 Kasım grevi hem kamu emekçilerinden hem de kamuoyundan
büyük destek almıştır. Halk 25 Kasım günü kamu
hizmetlerinden yararlanmayı bir gün erteleyerek, okula, hastaneye,
belediyeye, vergi dairesine, postaneye bir gün gitmeyerek; tren
ulaşımını kullanmayarak greve destek vermiştir. 
 
Kamu emekçileri 25 Kasım 2009'da olduğu gibi, 4 Şubat ve
26 Mayıs 2010'da grev hakkını fiili ve meşru temelde
kullanmıştır. Kamu vicdanı kamu emekçileri için grev
hakkını kabul etmiştir. Türkiye'nin anayasal güvence
verdiği uluslararası çalışma hukukunda kamu emekçilerinin
grev hakkı vardır. Hatta AKP hükümetinin hazırladığı Anayasa
değişiklikleri paketinde hükümet grev hakkını şeklen tanımak
zorunda kalmıştır. 
 
Bu durumda yargılamanın hukuki bir karşılığı bulunmamaktadır.
Açılan davanın yalnızca platformumuza, sendikalara ve mücadele
eden emekçilere gözdağı vermeyi amaçlamakta olduğu
anlaşılmaktadır. 
 
Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu bünyesinde sendika
şubelerini, sağlık ve meslek örgütlerini, siyasi parti ve
kurumları barındıran bir mücadele platformudur. 2007 yılından beri
AKP hükümeti eliyle uygulanan IMF-büyük sermaye destekli
sağlığın paralı hale getirilip ticarileştirilmesi, emeklilik hakkının
zorlaştırılarak sosyal güvenlik alanında hak kayıplarına yol
açan politikalara karşı mücadele ediyor. Emekçilere
yönelik hak kayıplarına, iş kazalarına, sendikasızlaştırma
saldırılarına karşı birleşik mücadeleyi ve sınıf
dayanışmasını önemsiyor. 
 
Platformumuz "Kamuda çalışan veya kamudan hizmet alan
milyonlarca insan olarak hak ve özgürlüklerimiz için
grev kararı alan sınıf kardeşlerimizle dayanışma içinde
olacağız" şiarıyla 25 Kasım Grevi'ne çağrı yapmaktan
dolayı onur duymakta; yargılanmayı ise, demokratik haklara, işçi
dünyasına bir saldırı olarak değerlendirmektedir. 
 
Platformumuz grev hakkını savunmak ve emekçileri greve
çağırmaktan yargılanan 25 Kasım 2009'daki HSGGP
sözcüsü İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi
Dr. Nazmi ALGAN ile KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü
Yunus ÖZTÜRK'ün yanında, grev ve mücadele
çağrılarının da arkasındadır. 
 
Platformumuz, herkese sağlık ve güvenli gelecek için
birleşik mücadelenin neferi olmaya devam edecektir. 
 
Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu
– 
İstanbul
 
Kaynak: Halkinsesi.tv

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder