6 Aralık 2010 Pazartesi

Açıklama: Evrensel Gazetesine- TEKEL Direnişçileri

Açıklama: Evrensel
Gazetesine- TEKEL Direnişçileri

EVRENSEL GAZETESİ'NE YAYINLAMALARI AMACIYLA 03.12.2010
TARİHİNDE  GÖNDERDİĞİMİZ YAZIYI
YAYINLIYORUZ.

 Biz isteriz ki emekçinin yanında olsun.
Tarafsızlık adına sendika ağalarından yana taraf olunmaktan
vazgeçilsin. Bu tavrı Everensel’e yakıştıramıyoruz.
Evrensel gazetesi bu tavrından vazgeçmeli emekçilerin safında
yer almalıdır.
  



 
EVRENSEL GAZETESİ SARI SENDİKACILARIN YAYIN
ORGANI OLAMAZ, İŞÇİNİN EMEKÇİNİN SESİNİ
DUYURMALIDIR.
 
 
Sendikamızın Genel Merkezi’ne görüşmeye geldiğimizde,
karşımıza polis barikatının çıkarıldığı 4 Ekim 2010
tarihinden bu yana sendika binasının karşısındaki parkta
çadırlarda direniyoruz. Yıllarca aidatlarını ödediğimiz ve
4C’yi imzalama da dahil bütün kararlarına uyduğumuz sendika
yöneticilerinden sözlerini tutmasını istiyoruz. 4C’nin
iptal olmasını ve artık hiçbir güvencesi kalmayan
işçiler olarak özlük haklarımızla bir işe
yerleştirilmek istiyoruz. Emeğimizle yarattığımız 78 günlük
Ankara direnişimizde ne için mücadele ettiysek, aynı şey
için mücadele ediyoruz.
İki ay boyunca taleplerimiz, amacımız konusunda sayfalarca
açıklamalar yaptık, eylemler düzenledik. Mustafa
Türkel’in hakkımızda yaptığı karalamalara cevaplar yazdık.
Sermayenin medyası bile, eylemlerimize açıklamalarımıza yer verdi.
Haber yaparken bize sordu, danıştı. Ancak kendini “emeğin
sesi” olarak tanıtan kimi kesimler ya haber yapmadı, ya da
direnişimizi küçümseyen ve sendika ağalarını haklı
çıkartan bir haber politikası izledi. Bunlardan birisi de ne yazık
ki Evrensel’di. Evrensel gazetesi, direnişimize yönelik tavrıyla
bu açıklamayı zorunlu kılmıştır.
 
“Tek Gıda-İş önünde gerginlik”
 
Evrensel gazetesi, 25 Ekim tarihinde yaptığı haberde, bir
arkadaşımızın öldüresiye dövüldüğü
saldırıya “gerginlik” demeyi uygun görmüş ve bizleri
tekel işçisi yerine “bir grup” olarak nitelendirerek,
Türkel’in “ne idüğü belirsiz bir grup”
karalamasına ortak olmuştur. Haberde ne, o gün 52. Gününde
olan direnişimizden, ne de protesto amacımızdan bahsetmiştir.
Yaşadığımız saldırıyla ilgili yaptığımız açıklamaya
katılma zahmetinde bulunmayan Evrensel gazetesi; burjuva medyanın bile
yaptığı, bizi arayarak olayı bir de bizden dinleme gibi, bir zahmete de
girmemiştir. Ancak nasılsa, Türkel’in açıklamasına
ulaşarak ona yer vermiştir.
 
Haber her yönüyle eleştiriye
muhtaçtır.
Haberin tek yanlılığı bir yana, Türkel’in acınası
açıklamalarının borazanı durumuna düşülmüş ve
eylemimizin küçümsenmesine ve çarptırılmasına
açıkça ortaklık edilmiştir.
 
Örneğin haber metninde; “Konuyla ilgili olarak
açıklama yapan Mustafa Türkel, sendika önünde sadece 4
tane TEKEL işçisi olduğunu, onların da 4-c’ye başvuru
yaptığını ve çalışacakları yerlerin belli olduğunu
söyledi.” 
denmektedir. Akla ziyan bu
açıklamayla; Türkel ve Evrensel gazetesi, sayımızı
olduğundan az göstermesi bir yana, kendileri için esas olanın
sayı olduğunu belirtmişlerdir. Soruyoruz, tek kişi olsak ne fark
eder? Bir talebin veya direnişin haklı olması için belirlediğiniz
kişi sayısı kaçtır?
Söz konusu haberde verilen açıklamada
“çalışacakları yerler belli oldu” denilerek direnişin
gereksiz olduğu yansıtılmak istenmiş ve aynı zamanda bu şekilde
4C’ye karşı mücadelenin tümden bittiği de itiraf
edilmiştir.
Bu da direnişimizin ne kadar haklı olduğunu
gösterir.
 
Haber Türkel’in demagojileriyle son bulmuştur. Yapılan
açıklamada yaptığımız protestonun çadırları kaldırmak
için yapıldığı söylenmiş, protestomuz provokatif olarak
nitelenmiştir. Böylece binlerce tekel işçisinin sendikanın
ihanetine olan öfkesi gizlenmeye çalışılmıştır. Bu protesto
78 günlük direnişte büyük emeği olan ve 52
gündür hakaretlere, tacizlere uğrayan tekel işçilerinin
cevabı olduğu yok sayılmıştır.
Aynı habere göre Türkel, “Çadırı kurmak değil
kaldırmak marifettir.” demiş. Bu konuda doğru söylemiş.
Ankara’da çadırlarımızı kazanımsız bir şekilde
zafer havasında sökebilmek gerçekten büyük bir maharet
istiyor.
Ve Türkel ve onun dostları da bu maharetlerinde ne
kadar övünseler azdır.
 
Evrensel işçiden  yana taraf olmalıdır.
Bırakalım devrimcilik iddiasını, kendine demokratım diyen
hiç kimse, sendika bürokratlarının işçiyi yarı yolda
bıraktığı, sendikaya işçi girmesin diye polis barikatları
kurduğu yerde ben tarafsızım diyemez. Diyorsa sendikaya polis sokan bir
anlayışa sahip çıkıyor demektir.
Haberin yayınlandığı gün Evrensel gazetesinin İstanbul
bürosunu telefonla arayarak yetkili birisi ile haber hakkında
görüşmek istedik. Yapılan telefon görüşmesinde;
konuyla ilgili haber müdürünün yardımcı olabileceğini,
onun da toplantı da olduğunu, ama toplantıdan çıkınca akşam
vakti ,biz tekel işçilerini  arayacağını söylemişler ve
telefon numarası almışlardı. Arayan olmaması nedeniyle tekrar aramamız
üzerine ise; haber müdürünün çıktığı ama
bizleri kesin arayarak görüşeceği söylenmişti.
 
Ancak 6 gün boyunca arayan soran olmadı. Bunun üzerine 1.12.2010
günü Evrensel Gazetesi’ne görüşmeye gittik. Genel
yayın müdürü ile görüşmek istedik. Genel yayın
müdürü olmadığı için haber istihbarat şefi Ercan
Karakaya ve Yurt içi haber sorumlusu ile
görüştük
 
Yapılan görüşmede eylemimizi görmeme kararı
alındığını, taleplerimizi haklı buldukları ama eylemimizi yanlış
buldukları, bu yüzden haberimizi yapmayacakları, tarafsız
kalacaklarını belirttiler. Haberle ilgili bir yazımızı uygun bulurlarsa
yayınlayacaklarını söylediler.
Direndiğimiz iki ay boyunca; bizlere ihanet eden ve sözlerini
tutmasını istediğimiz, Mustafa Türkel ve Tekgıda-İş
yönetimini polis sahiplendi. Gece gündüz sendika binasına
karakol kurdu. Ancak tek sahiplenenin polis olmadığını 61 gün
boyunca üzülerek gördük. İşçilerden,
emekçilerden yana olduğunu söyleyen birçok
güç, polis gibi sahiplendi ağalık düzeni kurmuş
yöneticileri. Bunlardan birisinin de Evrensel Gazetesi olması
bizleri hem şaşırttı, hem de üzdü.
Haberciliğin objektif olma ilkesine bile bağlı kalamayarak,
yaşanan saldırıyı “gerginlik” diye yansıtan ve sadece
saldıran tarafın demagojilerini yayınlayan bir haber tarzı
Evrensel’e yakışmamıştır. Bu haber ve direnişimiz karşısında
takınılan tavır, bizlere, Evrensel Tekgıda’nın yayın organı mı,
Türkel Evrensel’in muhabiri mi diye
düşündürmektedir. Evrensel safını belirlemelidir.
Emekçilerin mi yanındadır, sendika ağalarının mı? Sendika
ağalarının borazanı mı olacak, emekçinin sesi mi?
Biz isteriz ki emekçinin yanında olsun. Tarafsızlık
adına sendika ağalarından yana taraf olunmaktan vazgeçilsin. Bu
tavrı Everensel’e yakıştıramıyoruz. Evrensel gazetesi bu
tavrından vazgeçmeli emekçilerin safında yer almalıdır.
03.12.2010
                                                                                
                                                                                                              
TEKEL  İŞÇİLERİ
 
Kaynak: tekeldirenisi2010.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder