24 Nisan 2010 Cumartesi

Ankara'da 1915 Sempozyumu düzenlendi

Ankara'da 1915 Sempozyumu
düzenlendi

Ankara Düşünceye
Özgürlük Girişimi, Ermeni tehcirinin yıl
dönümünde, "Hrant'ın Bıraktığı Yerden Öncesi ve
Sonrasıyla 1915 İnkar ve Yüzleşme" başlıklı sempozyum
düzenledi.

Ankara'da 1915 Sempozyumu düzenlendi 3 src="http://media.etha.com.tr/images/2010/04/24/cache/etha-20100424-ermeni-sempozyumu-2_display.jpg"
/>

ANKARA- Ankara Düşünceye
Özgürlük Girişimi'nin "Hrant'ın Bıraktığı Yerden
Öncesi ve Sonrasıyla 1915 İnkar ve Yüzleşme" başlığıyla
düzenlediği sempozyum başladı. Princess Hotel'de düzenlenen
sempozyumun ilk günkü oturumları tamamlandı.

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Fikret
Başkaya, rejimin önemli tabularından birini etkisizleştirmek
için bir başlangıç yaptıklarını söyledi. Başkaya,
resmi tarihin gerçeklerin üstünü
örttüğünü belirterek, katliamın sorumlularının
devletin üst görevlerinde yer aldığını kaydetti.

Sibel Özbudun, "Sadece bir tehcir değildir,
daha uzun bir tabloyla karşı karşıyayız. Ermeniler bu sorunu kendi
içinde çözse bile bunu belleğimizden silemeyiz"
dedi.

Adil Okay, Ermeni tehcirinin 1915 sonrasında da devam
ettiğini belirterek, "Onların mallarını, topraklarını,
geleceklerini çaldık. Hatta onların kültürlerini ve
türkülerini de çaldık" dedi. Okay, "İttihat ve
Terakki'nin artıkları, 12 Eylül'de binlerce insanımızı zindanlara
atarak, 17 bin faili meçhul cinayet işleyerek katliamlara devam
etti" diye konuştu.

Mahir Sayın, Ermeni meselesinin sadece soykırım olarak
kalan bir mesele olmadığını söyledi, "Ermeni katliamı
Türkiye'deki demokrasi tutumuyla eşdeğerdir. Tarihle
yüzleşmedikçe demokrasiden söz edilemez" dedi.

Sempozyumun "İttihat Terakki'den Kemalizm'e Resmi
İdeoloji İnkar ve İmha" başlıklık oturumda konuşan İsmail
Beşikçi, katliamı gizlemek adına 'devletin arşivleri araştırın'
söyleminin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Beşikçi, "Devletin böylesi bir emri yazılı olarak vermesi
mümkün değildir. Katliam kararları, İttihat ve Terakki'nin gizli
toplantılarından çıkmıştır" dedi. Beşikçi, o
dönemlerde yine İstanbul hamamlarında tonlarca belge yakıldığına
dair bilgiler olduğunu belirtti. Katliamların tümünde belge ile
araştırma yapmanın yanıltıcı ve eksik olacağının altını
çizen Beşikçi, katliamların ancak yaşayan tanıkların
ifadeleri doğrultusunda açığa kavuşacağını savundu.

Sait Çetinoğlu ise Ermeni katliamının devlet
tarafından organize bir şekilde yapıldığını savundu. Katliama
katılanların devletin çeşitli kademelerinde yer aldığını ifade
eden Çetinoğlu, bu kişilerin o dönem CHP içerisinde yer
aldıklarını belirtti. Çetinoğlu, "Katliama katılan
İttihatçıların çocukları hala devletin çeşitli
makamlarında görevlerine devam ediyor" dedi.

Tuma Çelik, resmi ideolojisinin asıl sorununun
ırkçılık üzerine kurulu olan Türkleştirme politikası
olduğunu söyledi. Çelik, bu politikanın tüm halkların
katliamında, inkârında ve imhasında asıl rolü oynadığını
söyledi.

Sempozyumun son bölümünde "Sermayenin
Türkleştirilmesi ve tehcir sonrası Ermeni'lerin mallarının
akıbeti" konuşuldu. Konuşmacılar resmi tarihin Ermenilerin
mallarının iade edildiğini söylediğini ancak bunun tamamen
gerçek dışı olduğunu, bu malların devletin kasasına gittiğini
söylediler.

Etkin Haber Ajansı / 24 Nisan 2010 Cumartesi,
18:46

Kaynak: www.etha.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder