21 Nisan 2010 Çarşamba

Maden İşçileri Sendikaya Üye Olduğu İçin İşten Atılmıştır

Maden İşçileri Sendikaya
Üye Olduğu İçin İşten Atılmıştır

 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
onayladı;
 
"MADEN İŞÇİLERİ SENDİKAYA ÜYE
OLDUĞU İÇİN İŞTEN ATILMIŞTIR"
 
Gülşehir/Nevşehir'de HAYRİ SÖYLEMEZ
GÜMÜŞYAZI KÖMÜR OCAĞI'
nda, olumsuz
koşullarda çalışan işçiler 18.9.2008 tarihinde sendikamıza
üye oldular. İşçilerin sendikamıza üye olduğunu duyan
işveren, sendikadan istifa etmeleri için baskı uygulayıp işten
atmakla tehdit etti. İşçilerin sendika üyeliğinin Anayasal
hakları olduğunu belirtmeleri ve istifaya karşı direnmeleri üzerine,
işveren 19.9.2008 tarihinde işletmenin bir köşesine astığı yazı
ile işçilerin iş akdini feshettiğini ilan etti. İşverenle
görüşmelerimiz sonuç vermedi ve süreç
içinde taşeron sistemini devreye sokarak üretimi
sürdürdü.
 
Üyelerimizin iş akdinin haksız feshinin ardından İş Mahkemesi
sıfatıyla Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava
açıldı. Mahkeme işçilerin sendikaya üye olduğu
için işten atıldığına karar verdi.
 Temyiz için
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne giden dava, 1 Mart 2010 tarihinde
onaylandı. 
 
Bir yandan Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin işçilerin sendikal
nedenle işten atıldıklarına ilişkin karar, öte yandan
şikâyetimiz üzerine linyit ocağında inceleme yapan
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın
(ÇSGB) İş Müfettişlerince yapılan inceleme sonucu aşağıda
özeti çıkarılan rapor, haklılığımızı ve iddialarımızın
gerçekliğini de ortaya koydu. 
 
"İşyerlerinde İşin Durdurulmasına veya İşyerlerinin
Kapatılmasına Dair Yönetmelik Madde: 10 gereği, kimi
bölümlerde belirtilen ve giderilmediği takdirde yakın hayati
tehlike arz eden belirli maddelerdeki noksan hususlar giderilinceye kadar
işyerinde İŞİN DURDURULMASI gerekir" diyen İş
Müfettişinin raporu dikkate alınmayarak üretimin
sürdürülmesine izin verildi.
 
Ne zaman ki Bursa'nın Mustafakemalpaşa İlçesi'nde
Bükköy Madencilik'e ait linyit Ocağında 19 işçi grizuyla
yaşamını yitirdi, işte o zaman kamu görevlileri hatalı
tutumlarını sürdüremediler. Aralık 2009 sonunda HAYRİ
SÖYLEMEZ GÜMÜŞYAZI KÖMÜR OCAĞI'nda
belirlenen eksiklikler giderilinceye kadar üretimi durdurdular. Ne
yazık ki ocaktaki üretimin durdurulması fazla sürmedi ve
eksiklikler giderilmediği halde 10 Şubat 2010 tarihinde yeniden
üretime izin verildi.
 
Linyit ocağında inceleme yapan İş Müfettişinin özet
raporu;
 
  1. 13.02.2006 tarihinden beri üretim yapılan işyerinde
    bugüne kadar hiç teftiş yapılmamıştır.
  2. İşyerinin işletme belgesi yoktur.
  3. İşçilerin birçoğunun sağlık raporları
    görülemedi.
  4. Desandre 135 metredir. Desandre tabanında sol baca 274 sağ baca 215
    metre derinliğe ulaşmıştır. Bu bacaların nefeslik ve kaçamağı
    yoktur. Yer altı çalışmalarının yapıldığı yerler, en az iki
    ayrı yolla yerüstüne bağlanır. Bu yollar arasındaki topuk 30
    metreden aşağı olamaz.
  5. İşletmede hela, duş ve lavabolar kullanılacak durumda değildir.
    Yemekhane yoktur.
  6. Ocakta havalandırma yoktur.
  7. Ocakta Gaz Ölçüm Cihazları yoktur.
  8. Teknik Nezaretçi Defterinde, değişik tarihlerde gaz
    ölçüldüğü belirtilerek "ocakta gaz
    ölçümü yapılmıştır, problem yok" ibaresi
    düşülmüştür. Ölçüm
    sonuçlarının tutulmadığı görülmüştür. Defter
    yoktur.
  9. Halat değişim tarihi belirli değildir. Halat defteri yoktur.
  10. Tahkimat yönergesi yoktur. Ocakta özellikle kavşak
    noktalarında tahkimat kırılmıştır.
  11. Ocakta teknik nezaretçi yoktur. Teknik nezaretçi en son
    Ocağa 10.01.2009 tarihinde gelmiştir.
 
İşsizliğin yaygın, yoksulluğun egemen olduğu kırsal kesimdeki
özel sektör maden işçileri açısından anlamlı olan
bu Yargıtay kararı, esas itibariyle tüm sendikasız işçiler
açısından da değerlidir.
 
HAYRİ SÖYLEMEZ GÜMÜŞYAZI KÖMÜR OCAĞINDA
sendikal nedenle işten çıkarıldıkları Yargıtay kararı ile
tespit edilen DEV. MADEN - SEN üyeleri hemen işe başlatılmalı, yeni
bir iş kazası faciası yaşanmadan madende gerekli iş sağlığı ve
güvenliği tedbirleri derhal uygulanmalıdır.
 
Yargıtay kararının sendikal hak ve
özgürlüklerin kullanımı açısından değerli olduğu
ancak, tek başına yetmeyeceği bir gerçektir. Hükümet, ILO
ve diğer uluslararası sözleşmelerle çelişen ve sendikal
örgütlenmeyi kısıtlayan yasaları biran önce
değiştirmelidir. İşçi Sağlı ve Güvenliğiyle İlgili yasa,
tüzük ve yönetmelikler çağdaş bir seviyeye
çıkarılmalı, bu çalışmalarda sendikaların öneri ve
eleştirileri dikkate alınmalıdır. Maden işçilerinin
ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanan iş cinayetlerini
önlemeyen ve yasalara saygı göstermeyen işverenlere karşı
hoşgörülü davranılmamalıdır. 21 Nisan 2010
 
 
DEV. MADEN – SEN YÖNETİM
KURULU

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder