21 Nisan 2010 Çarşamba

TMMOB ve Öğrenci Üye Örgütlülüğü

TMMOB ve Öğrenci Üye
Örgütlülüğü

 

Bir insan organizmasında, yaşamının ilk yıllarında üretilen
hücre sayısı ölen hücre sayısından çok daha
fazladır. Böylece insan gelişir ve olgunlaşır. Olgunluk
döneminde hücre dengesi kurulmuştur, bu dönemde insan
öğrendiklerini uygular, yaşamının en verimli dönemindedir.
Belli bir yaşı aşınca insan hücreleri yaşlanır, yaşlanan
hücreler bedeni hantallaştırır, ölen hücrelerin yerine
yenisinin ortaya çıkması zorlaşır.  

TMMOB'nin bugün geldiği noktaya biz öğrencilerin
gözünden bakınca, TMMOB'yi yaşlı bir insan bedenine
benzetmek yanlış olmayacaktır. 60'lı yılların ikinci yarısıyla
birlikte, gücünü ve zindeliğini gençlerden almaya
başlayan TMMOB artık yaşlanıyor, hantallaşıyor. Yönetim profilinin
gittikçe yaşlandığı, gençlerden kopuk, dolayısıyla
dinamizmden uzak, "geleceğimiz" dedikleri gençlerin
gündeminin nabzını tutamayan bir kurum karşımıza çıkmakta;
son yıllarda yaşanan olaylar da bu kopukluğu somutlaştırmaktadır.
    
TMMOB, mühendislerin, mimarların ve şehir bölge plancılarının
mesleki örgütlülüğüdür. Birliğin herhangi bir
odasına kayıt olabilmek ve meslek icra etmek için geçerli bir
üniversite diploması gerekir. Ne var ki üniversite
öğrencilerini mesleklerini icra etmek için diplomalarının
yeterli olmayacağı karanlık bir gelecek beklemektedir. Diplomalarımızdan
unvanlarımız siliniyor, GATS süreciyle mühendislik alanlarımız
yabancı tekellerin istilasına açılırken, odalarımız AB'ye uyum
ve akreditasyon rüzgarına yelkenlerini açıp, yetkinlik,
yetkililik, uzmanlık belgeleri verme yarışına giriyorlar. Dolayısıyla
TMMOB gelecekte oda yönetimlerinde, organlarında ve komisyonlarında
görev alacak kadroları olan üniversite öğrencilerine ve
kendi gençlik örgütlülüklerine çelmeyi daha
mezun olmadan takıyor.

Oda-Öğrenci İlişkisinin Dünü &
Bugünü

Geçmişte devrimci öğrenci hareketlerinin içinden gelen
mühendislik öğrencileri, mezun olduklarında TMMOB çatısı
altında önemli görevler almışlar, halktan, emekten yana,
antiemperyalist ve antifaşist mücadeleye odaları da katmışlar,
ideolojik ve pratik anlamda TMMOB'yi beslemişlerdir.

O dönemde TMMOB'nin öğrenci mücadelesine bakışı da
son derece sahiplenici ve destekleyicidir. Örneğin ODTÜ
Öğrenci Temsilcisi Ertuğrul Kayakara'nın öldürülmesi
üzerine Teoman Öztürk'ün 1 Temmuz 1977'de Birlik
Haberleri Sayı 63'te yayımlanan açıklamasında şöyle
denmektedir:  

"Özerk, demokratik üniversite kavgası veren ODTÜ
öğrencileri, öğretim üyeleri ve işçilerinin bu
faşist baskı ve saldırılar karşısında daha da kenetlenerek
mücadelelerini sürdürecekleri inancındayız... TMMOB, ileride
büyük çoğunluğu üyesi olacak ODTÜ
öğrencilerinin haklı mücadelesinde yanlarındadır."

Bugün öğrenci hareketleri eski kitleselliğini ve
gücünü kaybetmiş olsa da var olan potansiyelin odalarda
örgütlenememesinde TMMOB'nin öğrencilere bakışındaki
değişim etkili olmuştur. Oda-öğrenci ilişkisinde öğrenciler,
yönetmeliklerle oda yönetimlerine bağlanıp pasifize edilmiş,
öğrenci muhalefeti antidemokratik uygulamalarla baskı altına
alınmaya çalışılmış, bu baskının dozu bazı öğrenci
üye komisyonlarının odalar tarafından dağıtılmasına kadar
artmıştır.

TMMOB'nin son dönemde yetkin mühendislik karşıtlığı
üzerinden değişik illerde şekillenen öğrenci üyelerin
çalışmalarına karşı antidemokratik ve baskıcı tutumunu
örnekleyerek anlatmak, TMMOB'un öğrenci üyelerle
ilişkilerindeki değişimi anlamada öğretici olacaktır.

2005 Emo-Genç Kurultayı

TMMOB yönetiminin özellikle mühendislerin belgelendirilmesi,
yetkin/yetkili mühendislik konularıyla ilgili olarak öğrenciler
üzerinde yarattığı fizyolojik ve psikolojik baskı ciddi
tartışmalara yol açtı. Yönetimler, gelecekte yerlerine
geçecek insanlara bilgi ve deneyim aktarımı yapmaktansa konuları
manipüle etmekte ve kendi görüşlerine aykırı tüm
sesleri bastırmaktaydı. 12 Kasım 2005'te Ankara'da yapılan
EMO-Genç Kurultayı bu baskıların gözle görülür
ilk ciddi belirtisi olmuştur. Sonuç bildirgesinde
«EMO-Genç Yetkin Mühendisliğe bu haliyle
karşıdır» (İMO'nun taslağı kastediliyordu, ögrenciler
her ne kadar tüm taslaklara karşı olsalar da divan tarafından bu
ifade kullanıldı) ibaresi bulunduğundan, iki hafta sonra yapılacak TMMOB
öğrenci kurultayına EMO-Genç resmi olarak katılamayacaktı.
Son anda yapılan bir iki telefon görüşmesi
EMO-Genç'in fiziksel olarak orada bulunmasına olanak
tanıyacaktı ama resmi olarak EMO-Genç yine yoktu. Dahası
İstanbul'dan gelen gruptaki arkadaşlara sonuç bildirgesini bu
ibareyi kaldırarak okumaları teklif edilecekti. Gençler
düşünceleri yüzünden cezalandırılıyor ve sanki
yanlış bir şey yapmışçasına «af» dilemeleri
isteniyordu.  

Öğrenci Komisyonları Çalışıyor...

Bu sıralarda diğer odaların öğrenci komisyonlarında da yetkin
mühendisliğe karşı benzer çalışmalar ve yönetimlerden
gelen benzer baskıcı tavırlar vardı. MMO İstanbul Şubesi 26.
Dönem'de (2006-2008) öğrenciler, öğrenci komisyonunun
örgütlediği MMO İstanbul Öğrenci Kurultayı'nda
yetkin mühendisliğe karşı çıkan bir metin hazırladı, bu
metin oda yönetiminde bir rahatsızlık yarattı. Hemen ardından
düzenlenen MMO Merkezi Öğrenci Kurultay'ında yetkin
mühendisliğin bu haliyle kabul edilemez olduğu, odanın bu konuyu
öğrenci üyelerle tartışacağı toplantılar düzenlemesi
talebi sonuç bildirgesinde yer aldı. Bunun üzerine, aşağıda
söz edilecek olan TMMOB Öğrenci Üye Kurultayı için
yürütmede MMO'yu temsil etmek üzere bulunacak
öğrenci seçimle değil, atamayla belirlendi. Ayrıca kurultayın
hazırlık çalışmalarından öğrenci komisyonu tamamen
dışlandı, son dakikada ellerine hazır afiş, bildiri vs. tutuşturularak
"hadi katılın" dendi. Öğrenciler kurultayın
örgütleniş biçimini eleştiren bir metin kaleme aldılar,
ancak bu metin de oda yönetimince sert tepkiyle karşılandı,
"Biz 3. köprüye hayır dediğimizde "evet" diyen
bir komisyon olursa biz o komisyonu dağıtırız, sizin ne farkınız
var?" gibi bir cümleyle MMO yönetimi, hem yetkin
mühendisliğe açıkça evet dediğini ve hayır diyenleri
odada yaşatmayacağını ortaya koymuş oldu, hem de yetkin mühendislik
gibi sonuçları üyesinden çok sermaye sınıfına
yarayacak bir uygulamayla İstanbul'un sermaye sınıfı
çıkarına talanının bir adımı olan 3. köprü arasında
paralellik kurarak demagoji yeteneğiyle "parmak ısırttı".
Öğrenciler yine de TMMOB öğrenci kurultayında metinlerini
okudular.

MMO'da 27. Dönem yönetimi, göreve başladığında uzun
süre yeni öğrenci komisyonunu kurmadı, eski komisyonu da
vekaleten atamadı. Öğrencilerin komisyonun kurulması taleplerini dile
getirdikleri tartışmalarda "Gerekirse öğrencisiz öğrenci
komisyonu kurarız. Okullara teknik görevli gönderir,
çalışma yaparız" gibi yanıtlar verdi. Şu anda sanırız
sözkonusu oda bu anlayışı ışığında öğrenci komisyonu
çalışmalarını sürdürmektedir. O dönemde her
yapılana kafa sallamadıkları için fiili olarak dağıtılmış olan
öğrenci komisyonu üyeleri (kimileri artık mezun oldu ve üye
sıfatı aldı) arasından çoğu ise, bu düşkırıklığıyla
oda çalışmalarından uzaklaşmıştır.

Başka odalarda da öğrenci komisyonları bu dönemlerde benzer
sorunlar yaşamıştır. Örneğin Ankara Kimya Mühendisleri Odası
yetkin mühendislik karşıtı yazılar yazan gençlik komisyonunu
feshetmiş, soranlara da "onlar odaya uğramıyor" diye yanıt
vermiştir.

Durum buyken, o zamanlar ve bugün hâlâ, TMMOB ve Oda
yöneticileri etkinliklerde gençlerin apolitikliğinden esefle
yakınmayı sürdürmektedir!

 1. TMMOB Öğrenci Üye Kurultayı

26 Kasım 2005 tarihinde TMMOB'nin farklı odalarına bağlı, farklı
şehirlerdeki odaların öğrenci üye komisyonlarında
çalışma yürüten öğrenciler Ankara'da bir araya
geldi. Kurultay öğrenciler için anlamlıydı
çünkü oda öğrencilerinin üniversitelere, eğitime
ve hayata dair sorunlarına çözüm yolları aramak
için bir araya gelmeye, seslerini daha güçlü
çıkarmaya ihtiyaçları vardı. TMMOB yönetimi için
ise gençliğe verdikleri önemin simgesiydi, TMMOB tarihinde ilk
kez düzenlenecek olan öğrenci üye kurultayının gururunu
yaşıyorlardı. Kurultay günü geldiğinde iki taraf için de
beklenmedik bir tablo oluştu. Farklı odalardan ve değişik şehirlerden
gelen, birbiriyle örgütsel bir bağı olmayan öğrenciler hep
bir ağızdan yetkin mühendisliğe hayır diye haykırıyor, salon
coşkulu bir şekilde yetkin mühendislik karşıtı sunumları
alkışlıyordu. Özellikle İMO, Maden MO, KMO, ÇMO ve JMO
öğrencilerinin sunumlarında ve forumlarda yetkin mühendislik
karşıtı kararlı bir tutum vardı. Öğrenciler TMMOB yönetiminin
yetkin mühendisliği uygulama konusundaki üstenci tavrına refleks
olarak meslek alanlarını ve geleceklerini sahipleniyorlardı.

Başlangıçta hem TMMOB yönetimi hem de öğrenciler
için çok heyecan verici olan, TMMOB tarihinde ilk kez
düzenlenen öğrenci üye kurultayının kitabında yetkin
mühendislik karşıtı hiçbir  sunuma yer verilmedi. Bu olay
aynı zamanda kurultaydan sonra oda öğrencileri arasında ortak
çalışma yürütmenin zeminini oluşturma ve kurultaydaki
muhalif duruşun devamlılığını getirme gerekliliğinden doğacak
TMMOB-genç, TMMÖB_girişimi gibi
örgütlülüklere karşı TMMOB yönetiminin alacağı
tavrın bir göstergesiydi.

TMMOB_Girişimi  ve TMMOB-Genç   

Kurultaydan sonra Ankara'da bir araya gelen öğrenci üyeler
"Odaların bürokratik yapısı altında erozyona uğratılan atıl
komisyonlar yerine, gücünü üniversitelerden alan,
mühendis-mimarlık öğrencilerinin öz
örgütlülüğü olma iddiasını taşıyan bir
yapılanmaya, Türkiye Mühendislik Mimarlık Öğrencileri
Birliği-Girişimi adlı örgütlülüğü kurma yoluna
gitmiştir. TMMÖB_Girişimi yayımladığı bir bildiride kendisini şu
şekilde tanımlamıştır: "TMMÖB Girişimi 1.TMMOB Öğrenci
Üye Kurultayı'nda, TMMOB'a bağlı odaların öğrenci
üyelerinin yetkili mühendislik yasa tasarısına karşı aldığı
tavırla ortaya çıkmıştır... Bu öğrenci
örgütlülüğü, günümüzde meslek
hayatımız için büyük bir tehdit unsuru oluşturan
Yetkili/Yetkin/Uzman Mühendislik kavramlarının yanında gelecekte
karşımıza çıkacak sorunlarla mücadele etmeyi
hedeflemektedir..."(Jeoloji Mühendisleri Odası
öğrencilerince çıkarılan Diskordans dergisi, sayı 4, sf. 19,
TMMOB Öğrenci Üyeleri ve Yetkin Mühendislik, Hüseyin
Uytun-Hakan Tanyaş)

TMMÖB_girişimi, isminden dolayı her ne kadar TMMOB'a alternatif bir
örgütlenme olarak karalanmaya çalışılsa da,
düzenlediği paneller, forumlar ve toplantılarla yetkin
mühendisliği tartışmaya açmış, kısa sürede kendisine
geniş bir etki alanı yaratmıştır. Tehlikenin farkına varan TMMOB
yönetimi Ankarada düzenlenecek "Yetkin Mühendislik
Konusunda Yetkinleşmek İçin" adlı panel öncesinde
odalara gönderdiği faksta: "TMMOB-Genç ya da Ankara TMMOB
Öğrenci Üye Örgütlülüğü gibi isimler
kullanan grupların TMMOB ile bir ilgisi yoktur, odalarda etkinlik yapmasına
izin vermeyin(!)" demiştir. Bu, TMMOB "içindeki"
öğrenci iradesini yok sayma girişimidir. Toprakta boy veren
çınarı susuz bırakıp kurutmak istiyorlardı ama ağacın
kökleri ulaşamayacakları sağlam bir zeminde üniversitelerde,
derinlere, suya doğru ilerliyordu...

TMMÖB_girişimi çalışma alanını sadece yetkin
mühendislik ile sınırlayacak kadar dar bir bakış açısına
sahip değildi. Sinop'ta nükleer santral kurulması için
çalışmalar başlamıştı. Nükleer Karşıtı Platform Sinop'ta
nükleer karşıtı bir şenlik ve yaz kampı düzenleme kararı
almıştı. Kampa TMMÖB olarak katılma kararı alındı
çünkü Akkuyu'daki deneyimler nükleere karşı
mücadelenin yerellerde verilmesinin önemini anlatıyordu. Sinop
halkını nükleer karşıtı mücadeleye katma inancı ve eyleme
geçmenin heyecanıyla Ankara'dan başlayan yolculuk, bizleri tarifi
olmayan bir acıya boğan ölümlerle, üç yol
arkadaşımızın Karadeniz'in dalgalarına yenik düşmesiyle son buldu.
Soner-Öner-Güneş'i bir düş kazasında kaybettik...

Bu olaydan sonra yaşanan iç tartışmalar kurulma aşamasındaki
örgütlülüğün sekteye uğramasını beraberinde
getirecekti.

39. TMMOB Genel Kurulu

2006'nın Nisan ayında yapılan EMO Genel Kurulu'nda
görüş belirtmek isteyen İstanbul EMO-Genç'e söz
hakkı verilmedi. Bu tavrın TMMOB'nin öğrenci iradesini yok sayma
politikası olduğunu ise EMO Genel Kurulu'ndan bir buçuk ay
sonra yapılacak TMMOB Genel Kurulu'nda öğrenecektik.

Kurultaydan sonra değişik şehirlerde çalışma yürüten
öğrenciler arasında iletişim artmış, öğrenciler birlikte
hareket etme kültürünü geliştirmeye başlamıştı. 39.
TMMOB Genel Kurulu öğrencilerin yönetime seslerini
duyurabilecekleri bir ortamdı ve TMMOB öğrenci üyeleri genel
kurula katılarak  hazırladıkları bildirilerin okunmasını talep
etti. "Tüzük gereği" sadece delegelerin söz
hakkına sahip olduğu söylenince öğrenciler ağızlarını
bantlayıp kendilerini susturmak ve yok saymak isteyen anlayışı protesto
ettiler. Hazırlanan bildirileri delegelerden birkaçı
kürsüden okuduktan sonra öğrenciler sloganlar atarak ve
"güzel günler göreceğiz" şarkısını
söyleyerek delegelerin alkışları arasında salondan ayrıldı. 39.
Genel Kurul, bağımsız ve gücünü geleceğine sahip
çıkan öğrencilerden alan bir oluşumun TMMOB içinde
tartışılmasına neden olacaktı.

14 Ekim TMMOB Mitingi

Tüm bu olaylar  yönetim ile ögrenciler arasındaki
ayrılığı derinleştirmisti. 2006'nın ikinci yarısında
gerçekleştirilen TMMOB mitinginde bu ayrılığın somut
karşılığı da alanlara yansıdı. TMMOB-Ögrenciler, "Yetkin
Mühendisliğe Hayır" pankartı açarak TMMOB'nin
herhangi bir odasının arkasında değil, kendi
örgütlülüklerinde kendilerini ifade ettiler.
Öğrenciler arasındaki koordinasyonsuzluk daha güçlü
bir araya gelişi engellemiş olsa da TMMOB-genç korteji yetkin
mühendisliğe muhalif öğrenciler için bir çekim
merkezi oluşturdu.

Meslekler Nereye Sempozyumu

2007'nin ilk yarısında İstanbul Mimarlar Odası Öğrenci
Üye Komisyonu'nun örgütleme sürecini
başlattığı, daha sonra odalar bünyesinde de gündeme alınarak
İstanbul Mimarlar Odası'nın örgütleme görevini
üstlendiği bir sempozyum yapılmasına karar verildi. Tabipler Odası
üyelerinden, Egitim-Sen'den, avukatlardan, akademisyenlerden ve
bazı sendikalardan konuşmacılar ayarlandı. TMMOB bu çalışmaya
destek verdiğini belirtiyordu. Belki öğrenciler ile oda
yönetimlerinin birlikte çalışacağı bir ortam yeniden
yaratılabilecekti.

Olmadı. TMMOB yöneticilerinin çeşitli demogojileri ve
dönemin MMO İstanbul Şube Başkanı'nın tek tek oda
yönetimlerini arayıp bu etkinliğe katılmamaları yönünde
telkini sonucu tüm oda şube yönetimleri bu sempozyumdan
çekildiklerini açıkladılar. Ögrenciler bu
süreçte İvme Dergisi'ne gelerek bu sempozyumun her şeye
rağmen beraber örgütlenip örgütlenemeyeceğini sordular.
Kısa bir durum değerlendirmesi sonucunda İvme Dergisi ve çeşitli
demokratik kitle örgütleri bu sempozyumu yapmaya karar verdiler.
Tabii bu süreçte TMMOB yöneticilerinin öğrenciler
üzerindeki baskısı sürüyordu. İstanbul İl Koordinasyon
Kurulu öğrencilerle bir araya gelerek bu sempozyumun yapılmaması
gerektiğini kesin bir dille söyledi. Ancak öğrenciler buna
aldırmayarak Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu'nu 13-14
Nisan tarihleri için ayırttılar. TMMOB'nin desteği olmasa da
bu sempozyum yapılacaktı; ancak TMMOB'den gelen bir telefonla
YTÜ'ye sempozyumu yapacakların yasadışı olduğu bildirilmiş
ve yer iptal edilmişti. TMMOB'nin yasadışı olarak nitelendirdiği
insanların kendi öğrenci komisyonlarında çalışan ve bu
örgütün okullarda tanıtımını yapan öğrenciler
olması dikkat çekiciydi. Yapılan girişimler sonucunda yerin tekrar
alınması sağlandı ve sempozyum 13-14 Nisan tarihlerinde başarıyla
gerçekleştirildi.

2.TMMOB Öğrenci Üye Kurultayı

İlkinden edinilen deneyimler sonucunda TMMOB yönetimi ikincisi
gerçekleşecek öğrenci üye kurultayı için farklı
bir örgütlenme süreci öngörmektedir. Ankara'da
yapılan MMO öğrenci üye kurultayına katılmak, serbest
kürsüde söz almak isteyen öğrencilere delege
olmadıkları için içeri giremeyecekleri söylenmiştir.
Yapılan tartışmadan sonra söz almamak koşuluyla içeri
girebilecekleri söylenen öğrenciler, başlarına bir görevli
salınarak içeri alınmıştır. Kurultay boyunca dibimizde oturan bu
şahıs TMMOB'deki etkin yönetim anlayışının biz muhalif
öğrencilere bakışının simgeleşmiş, somutlaşmış, rezil bir
halidir. 2. TMMOB Öğrenci Üye Kurultayı'nın da delege usulü
olacağı bizzat Mehmet Soğancı tarafından dile getirilmiştir. Delege
usulünün TMMOB'de uygulanışının ne demek olduğunu MMO
öğrenci üye kurultayı bize göstermiştir.   

Başta 26 Kasım 2007 olarak internet sitesinden ilan edilen kurultay tarihi
sonradan kaldırılmış, düzenleme kurulu bir türlü
toplanmamıştır. Görünen o ki kurultay başka bir bahara
kalmıştır.

TMMOB yönetiminin öğrenci üyelikten anladığı kurultay
kararı aldığında kurultay yapacak, bu sene kurultay yapmayalım
dediğinde susacak bir öğrenci tipolojisidir. Oysa örgüt
içinde nesne olma konumunu reddeden, gelecekte üyesi olacağı
örgütte öğrenci üyeler olarak söz söyleme,
karar alma mekanizmalarında bulunmak isteyen, koşullar olgunlaşıp
ihtiyaç duyduğunda kendi kurultayını kendi örgütleyecek
bir öğrenci muhalefeti bir çok şehirde kendiliğinden
gelişmektedir. Bu bağlamda İstanbul'da, Ankara'da ve
İzmir'de bir araya gelen mühendislik öğrencileri TMMOB
yönetimini bir an önce kurultay tarihini belirlemesi ve
örgütlenme çalışmalarına başlanması konusunda
uyarmıştır. Ne yazık ki yönetim tabana kulaklarını tıkamış,
planlanan tarihten aylar geçmesine rağmen herhangi bir
açıklama yapma gereği duymamıştır. Öğrenci tabanının
iradesi bir kez daha yok sayılmıştır.  

Sonuç Yerine...
    
Bu yazının temel olarak "yetkin mühendislik" üzerine
kurulmuş olması TMMOB ve ögrenciler arasındaki tek sorunun bu olduğu
anlamına gelmemelidir. TMMOB'de yaşanan değişim bir zihniyet
değişimidir; odaların gençlere bakışının
farklılaşmasıdır.  Bu değişimin bir yansıması ve
gerçekten de somut olarak gençlerle ayrışma noktası olan
yetkin mühendislik yönetmeliği, yetkili mühendislik yasa
tasarıları bu açıdan çok önemlidir.  

TMMOB'nin bir zamanki yönetimi, döneminin devrimci gençlik
hareketlerinden gelip odalarda örgütlenmiş, TMMOB'ye devrimci,
demokrat bir yapı kazandırıp teknik elemanların halktan kopuk
"elit" ve "yetkin(!)"  bir tabaka olmadığı,
"üretim araçlarına sahip olmayan, aldıkları
ücretlerle yaşayan kafa emekçilerinin, üretime en yakın
unsurları oldukları ve çıkarlarının işçi sınıfının
çıkar ve geleceği ile aynı yönde olduğunun" (TMMOB Bir
Döneme Tanıklık Teoman Öztürk, sf. 53) tespitini yaparak
işçi sınıfından ve emekten yana tavır almış bir
yönetimdir. Bizler TMMOB öğrenci üyeleri olarak, bu geleneği
sahipleniyor ve örgütümüzle gurur duyuyoruz. Aslında
aşağı yukarı aynı dönemlerde yetişmiş, aynı gençlik
mücadelesinin içinden gelmiş bugünkü kadrolar, 80
sonrası ülkede her tür muhalif hareketin zayıflamasının
etkisiyle sınıfsal mücadele anlayışından kopmuş, değişen
sınıfsal yapılarının bir sonucu olarak TMMOB'yi geriletir duruma
gelmişlerdir. Bizce TMMOB'deki sıkışıklığın aşılması, kadroların
geçmişte olduğu gibi bugün de üniversitelerden,
öğrenci hareketlerinden beslenmesiyle mümkündür.
Geçmişin deneyimlerini ve kazanımlarını sahiplenerek ve
geleceğine, meslek alanlarına sahip çıkarak...

2.TMMOB Öğrenci Üye Kurultayı'nda, geleceğimize, meslek
alanlarımıza birlikte sahip çıkmak için, odalarda
öğrenci üye çalışması yapan, söyleyecek
sözü olan tüm öğrenci arkadaşlarımızla buluşabilmek
dileğiyle...

 

 

Sayı 5 TMMOB Sayfa 75-80

İvme Dergisi yazısıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılmaz.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder